Ne olmuş yitirdiysem kendimi, Siyahında gözlerinin ! Kolların sarsın beni, sen ki alevden sıcaksın, Daya alnını göğsüme tenim teninden yansın.. Sonra kalbimi dinle, Ben fırtınayım, hiddet dolu tûfan.. Kahrımdan değilse niye ? Yıkıldıysam ağlayarak dizlerimin üstüne, Aşkına yenik düşmüşsem ne olmuş ! Vur beni sessizliğinle, rûhumda izi kalsın.. Gözlerinle vur beni, Ölümde bu hazzı tatsın..
Olayların Mekânı Bozkurtların Ölümü'nde olduğu gibi Bozkurtlar Diriliyor'da da asıl ve sürekli mekân "sonsuz bozkır" dır. Romanda birbirleriyle rakip olan Gök Türkler de Dokuz Oğuzlar da bozkırda kurmuş oldukları çadırlarda yaşarlar. Fakat çadırların içi tasvir edilmez. Kahramanlar çadının veya otağın içine girip çıkarlar;
Reklam
Olayların Mekânı Bozkurtların Ölümü'nde olduğu gibi Bozkurtlar Diriliyor'da da asıl ve sürekli mekân "sonsuz bozkır" dır. Romanda birbirleriyle rakip olan Gök Türkler de Dokuz Oğuzlar da bozkırda kurmuş oldukları çadırlarda yaşarlar. Fakat çadırların içi tasvir edilmez. Kahramanlar çadının veya otağın içine girip çıkarlar;
DEVLET UĞRUNA KENDİNİ FEDA EDEN KAHRAMAN: URUNGU (BOZKURTLAR DİRİLİYOR) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce yine uzunca bir özet verelim. Kür Şad ihtilali, Çin Kağanı Tay-tsung'u korku ve endişeye kaptırmıştır. Ne yapılacağını görüşmek üzere nazırlarını sarayda toplar. Çeşitli fikirler ileri sürülür. Sonunda Gök Türklerin
Olayların Mekânı Bozkurtların Ölümü'nde olduğu gibi Bozkurtlar Diriliyor'da da asıl ve sürekli mekân "sonsuz bozkır" dır. Romanda birbirleriyle rakip olan Gök Türkler de Dokuz Oğuzlar da bozkırda kurmuş oldukları çadırlarda yaşarlar. Fakat çadırların içi tasvir edilmez. Kahramanlar çadının veya otağın içine girip çıkarlar;
Onca acıdan sonra anladı ki, ölümde yıkım da umut da umutsuzluk da aşk varsa güzeldi , kolaydı, katlanılırdı.
Reklam
Bayılmıştım; ama şuurumun bütün bütün yok olduğunu söylemiyeceğim. Ne kadarı kalmıştı? Onu bilemem, anlatamam; gene de hepsi yok olmuyordu. En derin uykuda - hayır! Kendini kaybetmede - hayır! Baygınlıkta - hayır! Ölümde - hayır! Mezarda bile hepsi yok olmuyordu. Öyle olmasa, insanın ölümsüzlüğünden söz açılamazdı. Uykuların en derininden bile kalkarken, bir rüyanın ince ağlarını yırtarız. Ama bir saniye sonra (o ağ öylesine çelimsizdir ki) gördüğümüz rüyayı hatırlamaz oluruz. Bir baygınlıktan ayrılırken iki basamak vardır: Birinci basamakta, aklın ve ruhun uyandığı, İkincisinde de madde olarak varlığımızın uyandığı duyulur, ikinci basamağa vardığımızda birincide hissettiğimiz şeyleri hatırlıyabilseydik, daha ötedeki boşluğun hâtıraları arasında bu hisleri açık seçik bulabilmemiz gerekirdi, ötedeki boşluk dediğimiz ise - nedir o? Onun karanlığını mezarın karanlığından nasıl ayırdedebiliriz? Bunu bilseydik bari.
Sayfa 39
DEVLET UĞRUNA KENDİNİ FEDA EDEN KAHRAMAN: URUNGU (BOZKURTLAR DİRİLİYOR) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce yine uzunca bir özet verelim Kür Şad ihtilali, Çin Kağanı Tay-tsung'u korku ve endişeye kaptırmıştır. Ne yapılacağını görüşmek üzere nazırlarını sarayda toplar. Çeşitli fikirler ileri sürülür. Sonunda Gök Türklerin Çin'den
969 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.