Her şey nasıl da hızla yitip gidiyor, Kainatın içindeki bedenlerin kendileri ve onların Zaman içindeki anıları. Duyularımızla algılayabildiğimiz her şeyin doğası nedir; öncelikle de bizi zevkle baştan çıkaran, acıyla korkutan ya da boş yere övülüp göklere çıkarılan şeylerin? Nasıl da değersiz, aşağılık, adi, kirletici ve geçici olduklarını iyice kavramalıyız onların. Yine, fikirleri ve sözleriyle onur ve onursuzluk dağıtan o kişiler kimlerdir? Ya ölüm nedir? Onunla ilişkili tüm imgelerden sıyrılıp salt kendi başına ele alınsa, tüm kaygılar ortadan kaybolur, Doğa'nın işinden başka bir şey olmadığı anlaşılır ölümün.
Yazlık evdeki kitaplardan birinin adı "İntihar Et­mek"ti. Herkesin kendine özgü tek bir ölüm biçimi ol­duğu yazıyordu kitapta. Bense pencereyle nehir arasın­daki soğuk döngüye sıkışmış, gidip geliyordum. Uzak­tan ölümün ıslığı geliyordu, ona doğru hamle yapmalıy­dım. Kendimi ele geçirmiştim, yalnızca küçücük bir parçam katılmıyordu bana. Belki de yürek hayvanımdı.
Reklam
Ah Züleyha! Bütün saraylar zindandır şimdi. Biliyorum. Ve hiçbir kuyudan çıkıp gelmez beklediğin. Bu biten gün ile beraber sen de gözlerine yum. Ayrı düşmek değil midir zaten ölümün diğer adı.
Sayfa 136Kitabı okudu
"Bu tür uykular sağaltıcı mıdır, simsiyah bir kanadın en can sıkıcı anılara, hayatı tam anlamıyla sakatlayan olaylara dokunup onların, en çirkin ve en adi olanlarının bile, kabalıklarını giderip bir ışıltıyla, bir parıltıyla süslediği trans halleri midir? Ölümün parmağının, bizi parçalamasın diye hayatın karmaşasının üzerine ara sıra dokunması mı gerekmekte? Ölümü her gün ufak dozlarda almazsak yaşamayı beceremeyecek bir yapıda mıyız? Nasıl tuhaf güçlerdir ki bunlar, en gizli köşelerimize nüfuz ediyor, sahip olduğumuz en değerli şeyleri biz istemeden değiştiriyorlar? "
Emek gücü ölüm üzerine kurulmuştur. Bir insanın emek gücüne dönüşebilmesi için ölmesi gerekmektedir. Ücret adı altında aldığı para da bu ölümün karşılığıdır. ancak kapitalin kendisini mahkum etmiş olduğu emek ücret dengesizliğe dayalı ekonomik şiddet, onu üretim gücü olarak tanımlayan simgesel şiddetin yanında hiç kalmaktadır. Emek ve ücret üzerine oturtulmuş bu düzenbazca eşdeğerlik, gösterge düzeyindeki simgesel eşdeğerliğin yanında hiç kalmaktadır.
Sayfa 77 - Üretimin Sonu/KindleKitabı okudu
"..Değişmekmiş gibi ölümün Uzun uzun yazılan adı Bir dağın hayatında, bir dağın durgun sıkılgan."
Reklam
937 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.