Hepimiz bu hayat içerisinde bir birine bağlanan puzzle gibiyiz. Yani mutlaka bir tarafımız eksik. Yapmış olduğumuz tercihlerden dolayı, tamamlanacak tarafımıza seçtiğimiz parçalar, ya uymuyor yada zorla oturtulmuş gibi. Yaşarken biri çıkıp geliyor, eksik olan parçana tam olarak uyuyor. Ancak kendinde eksik olan parça o kadar yıpranmış, o kadar horlanmış ki, artık tamamlayan bile kapatmıyor. Ya zaman uymuyor, ya mekan yada yaşam. Aşık olabiliyorsun mesela imkansıza. Biliyorsun ki o sana zehir, acı verecek yada ölümün olacak. Kendi felaketini elinle hazırlayıp, kefeninle üstüne gidiyorsun. Nefes almak sana acı geliyor, cigerlerinden gelen kan kokusunu hissediyorsun, bir kanser hastasının sonunu beklediği gibi onu bekliyorsun. Seni 3 metre bir toprağa işliyorlar. Arkadan bir sürü dua edip günahlarının af edilmesini diliyorlar. Ancak sende biliyorsun ki, yaptığın seçimin acı bedelini.