"Onlar ağlar ve çeneleri üzerine kapanırlar..."
Akıl sahibi odur ki, kendi halini düşündükçe gözlerinden yaşlar akıtır. Esasen; Hakk'a dönenler gözleriyle, kendilerini Hakk'a verenler kalbleriyle, Hak sevgisini ruhlarına sindirenler de sırları ile ağlarlar.
Sayfa 181 - İsra, 109Kitabı okuyor
Sizi insanlar yordu ise yegâne sığınak kalabalıklar değil: varoluşsal bütünlüğü kavramanıza, varlığınızın farkına varmanıza, ruh ve beden sağlığını korumanıza yardımcı olacak tabiattır. "Oluş ' un sarkısını, doğanın dip seslerini sadece kendinizle başbaşken duyabilirsiniz,
Reklam
Doğru adam, yalnız iş hayatında para çalmayan, başkalarının zararında kendi menfaatini aramayan kimse midir? Bence doğruluk, kendi vücûdu memleketinin gizli, âşikâr ihtiraslarına hâkim olarak, hırsı, tamâhı, kibri ve gurûru silebilmektir. Bunları yapabilen, zâten hayatın dış yüzünde de doğrudur. Hatta ihtiraslarını ezecek irâdeye sahip oluş da doğruluğun îcâbıdır. Bence kökten ayrı düşmüş kupkuru fakat dosdoğru bir dal olmaktansa, biraz eğri, fakat yaş ve semere verici bir dal olmak evlâdır.
Sayfa 14
Tehlike kapıda...
Allah’a, Peygamber’e ve onlara nisbetleri dolayısıyla Allah dostlarına duyulan inancın kaybolması, bunların sürekliliğine (geçerliliğine) duyulan güvenin kaybolmasından, bir tereddüt mevcut oldukça, Müslümanca var oluş duygusu tehlikeye düşmektedir. Bunun hemen arkasından gelen durum ise, başkalarının, Müslüman olmayanların veya Müslümanca düşünmeyenlerin boyunduruğuna girmektedir. Bu aşamadan sonra var olmak, o başkalarının ağzından çıkacaklara bağlıdır.
Bir davranışı ne kadar çok tekrarlarsanız o davranışla bağlantılı kimliği de o kadar pekiştirirsiniz. Hatta kimlik kelimesi orijinal olarak Latince oluş anlamına gelen essentitas ve tekrarlı anlamına gelen identidem kelimelerinden türetilmiştir. Kimliğiniz kelime anlamıyla “tekrarlı varoluşunuzdur”.
Sayfa 41 - Pegasus Yayınları 6.BaskıKitabı okuyor
Daphne ♤•°
Bir insanın dünyaya gelişine tanıklık etmiştim! Bebeğin nefes alıp, ağlayan sesini duyduğumda,heyecandan öleceğimi sanmıştım. Daha doğduğunda gür saçları kıvır kıvır, teni simsiyahtı. Lul, bebeğini kucağıma vermiş ve, "Adı senin adın olsun, besmeleyle fısılda kulağına," demişti. Onu kucağıma aldığımda, gözlerini açabildiği kadar açmış bana bakmıştı. Kalbim hızlı hızlı çarpmiştı. Farklılıklarımızla ne kadar güzeldik. Bu nasıl bir kuvvet ve kudretdi ki! Ya ölüm! Kimilerine göre bir yok oluş, kimilerine göre gerçek hayatın başlangıcıydı. Yitirdiklerimi düşündüm, bedenen toprağa karışmışlardı, ama yok olmuşlar mıydı4? Yıllar sonra bile iliklerime kadar annemi, babamı özlediğime göre, bende, benim DNA'|arımdaydılar belki de!
Sayfa 242 - AltınKitaplarKitabı okuyor
Reklam
dini güdüler vahşidir. inancın alevi ölüm, yok oluş ve anlamsızlık korkularıyla devamlı körükleniyor.
Sayfa 317
“Yok oluş nasıl hummalı bir hastalıksa varoluş da apaydınlık bir gündüzdür.”
Sevmek bir ölüş, belki de tekrar diriliş.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.