Bir duraksamayla gelen ve meselenin üstünde durmamızı gerektiren anlama çabası, sarahati yani duruluğu talep eder daima. Duru bir fikre, sabit bir karara varmak için, toz dumanın kalkmasını, bulanık suyun durulmasını, istikrarın avdet etmesini bekleriz. Oluş, akış ve seyirdir: zamanladır, zamandadır; anlama çabası içerisinde düşünce, bu devinimi durdurma, bu bulanıklığı durultma ihtiyaç ve inadındadır. Su gibidir oluş, bizse onu dondururuz kavramlarda.
Oluş varlığın yoklukta ve yokluğun varlıkta yitişi ve genel olarak varlığın ve yokluğun yitişidir; ama aynı zamanda onların ayrımı üzerine dayanır.
Reklam
"Ruhum bir yerde durabilseydi, kendimi denemekle kalmaz, bir karara varırdım: Ruhum sürekli bir arayış ve oluş içinde."
Son yıllarda bazı psikoloji meraklılarının hatta bazı ruh sağlığı uzmanlarının insanları kesin çizgilerle narsistler ve narsist olmayanlar olmak üzere ikiye ayırdıklarını gözlemliyoruz. Sosyal medyada narsisizm hakkında konuşan gönüllü kurtarıcılar, narsist bireyler hakkında aşağılayıcı, değersizleştirici, saldırgan yorum ve uyarılarda bulunuyorlar. Kendilerine “empath” tanısı koyan narsist karşıtları, narsist bireyleri karalamak, onlardan kurtulmak ve insanları onlardan kurtarmak yönünde propaganda yapıyorlar. Empath kavramı bilimkurgu literatüründen ödünç alınmıştır; aşırı empatik olan, ötekinin zihinsel ve duygusal kondisyonunu paranormal düzeyde algılayıp hissedebilen kişi anlamındadır. Yani rasyonel bir bakışla; empath oluş bir tür süper güç, empath’ler ise birer süper kahramandır.
Yazın ilk günleri benim "öylesine oluş'um" gibiydi.
Artık bir ağaç olabilirim. Çünkü ormanda bir ağaç olmak kusursuz bir oluş hali.
Reklam
Yok oluş "eşik üstüdür"
Tez 7: İnsan türü, biyosferi yok etme yeteneğine sahiptir ve aynı zamanda bu yeteneğin tüm yansımalarını tam olarak kavrayamaz veya öngöremez. Yok oluş eşik üstüdür çünkü anlayışımızın ve hatta hayal gücümüzün sınırlarının ötesine geçer.
Sayfa 42
Eğer bu ihtimali düşünmemeğe çalışıyorsa, içinde gizli bir razı oluş var demektir.
Sayfa 99
Eğer var oluş, var olmamaktan daha iyi olmasaydı, hiçbir varlık olmazdı.
Jung'a göre, yeni bir hayata doğuş, sadece ölüp bir başka âlemde var olmakla gerçekleşmez. İnsan ölümsüzlüğe aday olmak suretiyle de dönüşüm sürecine girebilir. Kendi içindeki bilinçdışına girebilen insan, bilinçdışının içerikleriyle bilinci arasında bağ kurabilir. Böylece her birey kendi içerisinde taşıdığı mağaraya girmiş olur. Jung'a göre, âyette (18/17) tasvir edilen mağara, Ashâb-ı Kehfin bir kereliğine girmiş olduğu bir mağara olmayıp herkesin girebileceği bir yerdir. Her insanın içinde bilinç ötesi süreçlere ilişkin bir alan vardır. İnsan yeter ki, oraya girmek istesin ve girmeyi bilsin. Jung, bu suretle, Kur'an'ın gayb diye nitelediği metafizik alana ilişkin oluş ve süreçlerin insanın benliğinin derinliklerinde yer bulduğunu ileri sürmüştür.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.