"Dedim: Artık bilgiden yana eksiğin yok;
Şu dünyanın sırrına ermişin az çok.
Derken aklım geldi başıma, bir de baktım:
Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok.'
° Ömer Hayyam
"Bilimadamlarının nasıl yıkıma uğrayarak bir avuç kaldıklarına tanıklık ettik; onların sayıları ne kadar azaldıysa acılarımız da o kadar büyüdü. Onların, içinde bulundukları durum karşısında hayatlarını sadece ve sadece bilime hasretmeleri konusunda sorumlulukları vardır. Ancak günümüzde aydın geçinenlerin büyük bir çoğunluğu hakikati yalanla örtbas ederek ve ellerindeki bilgiyi sadece küçük ve maddi çıkarlar için kullanarak görünüşte aydın olmaktan öteye geçemiyorlar. Gerçek anlamda bilgiye ulaşma ve hakikati elde etmeyi aşk derecesinde amaç haline getirmiş; kibri ve yalanı kendisinden uzak tutan; aldatıcı ve göz boyayan görüntüye kapılma- yan herhangi birine rastladıklarında da onu hemen karalamaya başlıyor ve onunla alay ediyorlar."
Sayfa 333 - Ömer Hayyam, F.Woepcke'den aktaran A. Rosen, age., s.137-138.Kitabı okudu
Eyyam-ı mustarika: Güneş takvimi Selçuklu sultanı Melikşah zamanında Ömer Hayyam ve arkadaşları tarafından düzenlenmeden önce aylar, 30 gün olarak hesaplanıyordu. Bu durumda da yıl 360 gün oluyordu. Yıl dönümünün Güneş takviminin birinci ayı olan Ferverdin ayının birinci gününe denk gelmesi için, güneş takviminin son ayı olan İsfend'e 5 gün eklerlermiş. İşte bu 5 güne eyyam-ı müstakilka (çalıntı günler ) adı verilirmiş.
Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?
Ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe?
Aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen,
Mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işte.
Ömer Hayyam ~ Rubailer