318 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
" Niceleri geldi neler istediler, sonunda dünyayı bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler. " Ömer Hayyam 'ın Rubaiyatındaki en güzel şiiri ile başlamak istiyorum. Tarihin bir zamanlarında, dönemlerinin en üst perdesinden yaşamış devlet adamları ve yöneticiler bile tarih
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 200161.5k okunma
260 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Celal Şengör'le yapılan bir soru-cevabın yazıya geçirilmiş hali olan bu kitapta net bir konuya odaklanılmak yerine Celal Şengör'ün çeşitli konular hakkında fikirlerine yer verilmiş. Celal Şengör'e katıldığım ve katılmadığım yerler vardı, bunları puanlamaya dahil etmemeye çalıştım ama incelemenin devamında yorumlayacağım. Genel
Senin Cahilliğin Benim Yaşamımı Etkiliyor
Senin Cahilliğin Benim Yaşamımı EtkiliyorCelal Şengör · Masa Yayınları · 20232,321 okunma
Reklam
202 syf.
3/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 30 hours
Öncelikle şarap içmememe rağmen içmiş, tadını almış kadar oldum desem yeridir herhalde:) açıkçası Hayyam'ı pek çözememekle birlikte (hakkında binlerce farklı görüş var nerdeyse) güçlü bir anlatısı olduğu gözler önünde. Fazlasıyla şathiye kullanması bazen bana yuh çektirmiş olsa da 'şarap' kavramı fikrimce bir çok yüce saydığımız varlıklara, oluşlara karşılıktır, bilemeyiz. (Hayyam hakkında gerçekten bir şeyler söyleyebilmek zor olsa gerek). Fakat her ne kadar kitap ağdalı, zorlayıcı olsada ilgi çekici, okumaya değer.
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122.3k okunma
318 syf.
2/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Semerkant
5 üzerinden en fazla vereceğim 1 puandır. Fazlası da verilmez bu kitaba. Gereksiz boş ve haddi aşan laflarla süslenmiş okunmasını tavsiye etmediğim bir kitap. Yazarımızın kendisi Hristiyan bir Arap. Kendince tarih kitabı yazmış ama ne tarih yahu! Günümüz kendini bilmez Arapların Türklerle alıp veremediği ne var bilmiyorum. Lakin kitapta Türkleri
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061.5k okunma
318 syf.
·
Not rated
·
Read in 37 days
Amin Maalouf’un kalemi gerçek kişi ve olayların ışığında, tarihe masalsı ve mistik bir atmosfer katarak, okuyucunun hikayeden kopmadan merakla devamını getirmesini sağlıyor. Semerkant kitabında İran tarihinin önemli olaylarını, önce bin yıl öncesinde Ömer Hayyam’ın çevresinde şekillenen olaylar üzerinden okuyoruz. Ardından bin yıl sonrasına
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061.5k okunma
Haşhaşiler Hakkındaki Hurafelerin Kaynağı İranlı araştırınacı olup Batı'da akademik çalışmalarını sürdüren Farhad Daftary (Ferhad Defteri), İsmaili mezhebi üzerine 20 yıllık uzun soluklu bir araştırmaya girişti. Sabrının meyvesını, 1990'da İngiltere'de The lsma'ilis: Their History and Doctrines (İsmaililer: Tarih ve
Reklam
318 syf.
4/10 puan verdi
Kitabı uzun süre önce almışım ve kimin önerisiyle aldığımı hatırlamıyorum. Kütüphanemde dikkatimi çekince başlama kararı aldım. Bu uygulamadan okuduğum incelemeler bende az çok fikir oluşturdu başlamadan önce. Üstünde koca harflerle roman yazmasına rağmen roman olduğunu düşünmeyerek Ömer Hayyam hakkında ve Orta Doğu ile ilgili bilgiler
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061.5k okunma
318 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Okuduğum ilk Amin Maalouf kitab“Fedailerin Kalesi Alamut” eserini okumaya başladığımdan beridir herkes bana “Semerkant” eserini de oku diye o kadar çok yazdı ki Semerkant eseri, Alamut eserinden önce mi okunmalı yoksa sonrasında mı okunmalı diye kısa bir araştırma yaptıktan sonra bu konuda çok fazla kafa karışıklığı olduğunu gördüm. Ben iki eseri de artık okumuş biri olarak Kesinlikle Alamut eserinden önce Semerkant eserinin okunmasını tavsiye ediyorum. Bir el yazması kitabın serüvenini bu romanda okuyacaksınız. Okurken Semerkant sokaklarını gezip onlarla beraber yiyip içeceksiniz. Her iki eserde de Ömer Hayyam, Hasan Sabbah, Nizamülmülk’ü okuyoruz ama Semerkant eserinde Ömer Hayyam ve kurgusal karakterimiz Benjamin O. Lesage daha baskınken Alamut eserinde Hasan Sabbah daha çok öne çıkıyor. Maalouf, kesinlikle tarihi karakterleri müthiş bir şekilde anlatmış özellikle Selçuklu dönemi hakkında çok fazla ayrıntı mevcut ama yazarımızın ırkçı olduğunu düşünüyorum. Koca Selçuklu padişahlarını yerden yere vurmuş, Melikşah’ı haremden çıkmayan bir padişah olarak göstermiş, yer yer de Türkleri gömüyor ama İranlıları da öve öve bitiremiyor. Kitaptan alıntı:“Şu Türk’e de bak sen! Daha çadırından yeni çıktı! Düne kadar babası atası kim bilir hangi putun önünde secdeye varıp sancaklarına da hangi domuz suratlarını çiziyorlardı!” (Sayfa:51) Yine de okurken maceradan maceraya atladığım, sürükleyici, tarihi roman konusunda beni oldukça tatmin eden bir eser oldu.
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061.5k okunma
510 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Herkese merhaba arkadaşlar. Bugün karşınıza Vladimir Bartol’un “Fedailerin Kalesi Alamut” kitabı ile geldim. Çok ünlü bir kitap. Çok okunan aynı zamanda. Aslında ünlü kitaplara karşı hep bir mesafeliyimdir genelde aradığımı bu kitaplarda bulamam ama bu kitap için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Kitabın konusuna geçmeden önce, yazar hakkında
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241.5k okunma
318 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 15 days
İran Tarihi Üzerine
Ömer Hayyam,Hasan Sabbah,Alparslan,Nizalmülmülk,Melikşah...Büyük Selçuklular ,Karahanlılar...Çok ünlü gemimiz Titanik ile geçmişten yakın zamana İran tarihi... Kitap bana göre iki kısımdan oluşuyor : Ömer Hayyam ve Onun ölümünün sonrası. İlk kısım oldukça tanıdık kişiliklerden oluşuyor.Hayyam ile Hasan Sabbah'ın tanışması, arkadaş olmaları... Bu kısımları gayet sürükleyici ve ilgi çekici bulsam da taraflı bir şekilde yer yer Sultan Melikşah'ı yermeler göze batıyor. Büyük Selçuklu Devletinin en parlak döneminin hükümdarını saray kuklası gibi göstermek hoş değildi. Ancak bunların içinde Hayyam 'ın yaşamına dokunmak ilgi çekiciydi. Kitabın ikinci kısmı dediğim Hayyam'ın ölümünden sonraki kısmı, ilk kısma göre bana biraz sıkıcı geldi. Çok fazla İran tarihi ve bu olaylar hakkında bilgim olmaması sıktı.
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061.5k okunma
Reklam
318 syf.
·
Not rated
Hayyam, bize nasip olan şu güzel anı keşke kalkıp görebilseydin!
Kitabı elime aldım ve bir anda 14 Nisan 1912’de bir gemide buldum kendimi. Tarihsel kurguyu her zaman çok sevmişimdir ancak yazar için bunun çok zor olduğunu düşünüyorum. Tarihten birçok kişi ve olayın kurgusal karakterler ve olaylarla harmanlanması bunu yaparken de gerçekten uzaklaşmadan yapmak usta bir yazarın harcı olabilir ancak. Hatrı sayılır bir tarih bilgisi olmadan bunun altından kalkmak mümkün değil. Amin Maalouf, bu anlamda herkesin beğenisini toplamış. Kitaba kurgusal karakterimiz Benjamin O. Lesega’in anlatımıyla başlıyoruz. Daha sonra birden neredeyse bin yıl geriye gidip Nişapurlu Ömer’in (Ömer Hayyam) Semerkant’a gelişine ve akabinde gelişen olaylara tanıklık ediyoruz. Tarihsel olarak Büyük Selçuklu Devleti’nin en parlak dönemine denk gelen bu dönemde tarihten birçok tanıdık sima karşımıza çıkıyor: Nizamülmülk ve Hasan Sabbah gibi. Kitabın ilk bölümlerinde bu üç ismin birbiriyle tanışmasından başlayarak şekillenen olaylar anlatılır. Son kısımda ise 1900’lü yılların başındaki İran’daki siyasi ortam anlatılır. Tüm kitap boyunca aradığımız ise Ömer Hayyam’ın yazması olacaktır. Hangi olay gerçek, hangisi kurgu derken bir bakıyorsunuz bir sürü şey öğrenmişsiniz. İşte tarihsel kurgunun en sevdiğim yanı da bu: sizi araştırmaya, öğrenmeye yöneltmesi. Mesela şimdi ben Ömer Hayyam, Nizmülmülk ve Hasan Sabbah hakkında başka okumalar yapmak, onları daha yakından tanımak istiyorum ve bunu Semerkant’a borçluyum. Tüm bunların yanı sıra oldukça akıcı, okuması kolay ve merak uyandırıcı bir kitaptı. Eğer bir süredir kitaplardan uzak kalmışsanız iyi bir dönüş kitabı olabilir, ben öyle yaptım.
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061.5k okunma
318 syf.
9/10 puan verdi
Ölüler Senfonisi
Abbas Maroufi; Çeviren: Veysel Başçı; Yakamoz Yayınevi; İstanbul, 2010, 317 sayfa; Roman Konu 'İran Edebiyatı' olunca aklıma ilk gelenler Ömer Hayyam, Sâdık Hidâyet, Furuğ Ferruhzad, Samed Bahrengi, Sadık Çubek ve Saide Kuds oluyor. Şimdi bunlara Abbas Maroufi eklendi. Bir vesile ile Abbas Maroufi'nin FERHAT'IN NAAŞI adlı romanını okumuştum, Yazarımızla ilk tanışmamdı... Abbas Maroufi hakkında internetten araştırma yaptım fakat Yazar'ı tanıtan bir sayfaya ulaşamadım. ÖLÜLER SENFONİSİ adlı kitabın başında Abbas Maroufi ile ilgili bir tanıtım yazısı var; buradan alıntılıyorum: Abbas Maroufi 1957 yılında Tahran'da dünyaya gelmiş. Çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yaptığı sıralarda gazetecilik ve senaristlik ile uğraşmış. Tiyatro alanında yazdığı piyeslerle ülkesinde adından söz ettirmiş. Hâlen İngiltere'de yaşayan Yazar, Sâdık Hidâyet Sanat Edebiyat Akademisi'nin kurucusu imiş ve bu akademinin başında bulunuyormuş. Abbas Maroufi ÖLÜLER SENFONİSİ başlıklı bu romanında mutsuz bir aileyi anlatıyor. Aile bireylerinin yılgın, huzursuz geçimlerini anlatıyor. Üstelik yaşadıkları muhit kötü, kış günleri,,,geceleri karlı... Okuyorken fenalık geçirmiştim, ruh hâllerim beni de aileden biri yapmıştı. Devrettiğim ânı yaşamaktayım günler geçmiş olsa da: İçinin havası boşalmış,,, sölpük bir balon olmuştum ben.
Ölüler Senfonisi
Ölüler SenfonisiAbbas Maroufi · Sonsuz Kitap · 2009120 okunma
Dikkat et! Hikmet bizim dünyamıza nasıl geldi? Hikmet’in en büyüğü peygamberlere vahiy olundu ve onlar ne öğrendilerse perde ardındaki âlemden öğrendiler. Peygamberler, Hikmet’in ilk alemdarlarıdır. Hikmet’in, ikinci alemdarları, filozoflardır. Bunlar peygamberlerin bildirdiği vahyi ve ilimleri araştırarak, halka, bilemeyecekleri ve öğrenemeyecekleri şeyleri açıklarlar. Peygamberlerin en büyükleri, Musa, İsa ve Muhammed’dir. Filozoflara gelince bunlar hakkında tartışılıp durulur. Bana kalırsa Eflatun, Aristo ve üstadımız İbni Sina bize hikmeti öğreten en büyük simalardır. Filozoflardan sonra şairler gelir. Fakat şairlerin hüneri, son derece tehlikelidir. Çünkü şairlerin işi hayal ederek duyguları harekete geçirmek ve bu sayede en büyük şeyleri küçültmek ve en küçükleri büyüterek, muhabbet veya tiksinme, takdir veya nefret hisleri uyandırmaktır. Bu yüzden şairler, hem büyük işleri başarılar, hem de çok âdi işlere âlet olurlar. Şair, hayalleri harekete geçirmekle beraber akıl ve idraki ihmal ettiği için sanatı, filozofun kudretinden daha geridir. Nitekim hiçbir şairin, bir şarkıcıdan fazla yaşamadığını görüyoruz…
559 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.