İnsanların cemiyeti, içerisi yırtıcı hayvanlarla dolu kablet-tarih bir orman demekti. Mantık, şiir, güzellik, iyilik, yalnız kitaplarda idi.
Şefkate iman
-Hayır, hiç uykum yok... Bilmem niçin, İçimde bu gece bir sıkıntı var.
Reklam
- Para harcanır, biter. Yahut kaybolur, oğlum. Ama insanın aldığı nasihat hiç bitmez. Ölünceye kadar işine yarar.
Sayfa 111Kitabı okudu
Mermer Tezgah
"Sokağa çıkar çıkmaz, gece zerzevatçı, sütçü beygirlerinin bozuk kaldırımda bıraktığı şeyleri cıvıldaşarak yiyen serçelere gözü kaçtı. Duramadı, 'Birinin ettiği halt ötekine nimet...' dedi. (...)İstemeye istemeye arılarla insanları hatırladı. 'Vakıa' aynı idi. Yalnız karşılaştırdıklarının hacimlerinde değişiklik vardı. Birinde müstahsil küçük, müstehlik büyüktü. Diğerinde bunun aksi; müstehlik büyük, müstahsil küçük..."
Sayfa 56 - 'Yeni Mecmua', c.l, sayı 19. 1917
Fransızların Almanlardan aşağı kalır yerleri yoktu. Afrika'da esir aldıkları Arapların kafalarını tıraş ediyorlar, boğazlarına kadar kuma gömerek, güneşte, öğle güneşinin ışınları altında bırakıyorlar, çabuk ölmesin diye ara sıra üzerlerine su döküyorlardı. İngilizlerin yaptığı katliâmlar sayılamazdı. Bu ciddi, akıllı millet, bıçağın altına giren mağlubun hiçbir şeyine, ne asaletine, ne güzelliğine, ne ihtiyarlığına, ne çocukluğuna bakardı. Bu sayede değil miydi ki, şimdi dünyaya, bütün dünyaya hükmediyorlar.
Orta Çağ Zihniyeti
Hak yoktu. Her şey kuvvetti. Ezmeyen ezilecek, öldüremeyen ölecekti. Tabiatın değişmeyen, asla gizli kapaklı olmayan yüce kanunu zayıfın düşmanıydı. Bütün kâinat bir mücadeleden ibaret değil miydi? Ölümden hayat çıkıyordu. Yutulan zaaflardan kuvvet doğuyordu.
Reklam
Mermer Tezgah
"Allah mutlaka dünyayı kullarına sevdirmek için baharı yaratmış olacaktı. Her sene kıştan, yağmurdan, çamurdan, kardan, soğuktan, tipiden bıkan insanlara bahar hayalden bir peri gelini gibi görünür, uyuşuk ruhlarına 'teselli, hararet, ümit' serper, sonra onları 'haberleri olmadan' yazın cehennemi içinde bırakarak, kendi kelebekleriyle, çiçekleriyle, kokularıyla savuşup giderdi..."
Sayfa 56 - 'Yeni Mecmua', c.l, sayı 19. 1917
Kaç Yerinden
"İnsan ne tuhaftır ! Fikrine, ümidine, arzusuna muhalif bir şeye rast gelince hemen bozulur, (...).
Sayfa 165
·
Not rated
Ömer Seyfettin Çocuk Edebiyatçısı Değildir
Öykü türünde verilen eserleri, kısa olmaları sebebiyle, çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla okutanlar, yapmayın etmeyin. Bir eserin kalınlığıyla eserin yaş kitlesi her zaman doğru orantılı değildir. Bir cümleden oluşan kısa hikayeler bile ilkokul çağındaki bir çocuğun yaşına uygun olmayabilir. Sevgili öğretmenler, ebeveynler, önce bir siz okuyun bu hikayeleri. Tabii, güzel şeyleri aşılayanlar da var ama her şeyin bir zamanı vardır. Ferman'da Tosun Bey'e verilen padişah fermanının Niş Beyine vermesi istenilir. İçinde Tosun Bey'in kellesinin vurulmasının istendiği yazılıdır, o bunu bilir yine de padişah emri sorgulanmaz diye götürür verir. Niş Beyi bunu yapmaz, merhamet eder, o vakit Tosun Bey kılıcını çeker, diğeri padişah emrine uyup onu öldürmedi diye kendinde onu öldürme hakkını bulur. Padişah emrinin sorgulanamazlığını, yargılanmadan cezalandırılmayı içeren, insan haklarına ters olan bu hikayeyi ilkokul ve ortaokul çağlarındaki bir çocuk okumamalı.
Ömer Seyfettin' den Seçme Öyküler
Ömer Seyfettin' den Seçme ÖykülerÖmer Seyfettin · İnkılap Kitabevi · 0424 okunma
69 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.