Bir şeyden anladıkları falan yoktu, yaşamın gerçeklerini de kavramaktan uzaktılar; inanın, beni en çok da bu çileden çıkarıyordu. Tersine, en belirgin, göze batan bir gerçeği bile inanılmaz derecede aptalca karşılıyorlardı; daha o yaşlarda yalnızca başarının önünde eğilmeye alışmışlardı. Hakça olan, ama ezilmiş, küçük düşürülmüş her şeyi iğrenç bir biçimde küçümseyerek alaya alıyorlardı. Rütbe aklın göstergesiydi onlar için, daha on altısında sıcak müdür odalarının hayalini kurmaya başlamışlardı. Kuşkusuz, bunda onların aptallığının etkisi olduğu kadar, çocukluk ve yeniyetmelik çağlarında yaşadıkları ortamın kötü örneklerinin de etkisi vardı.
Sayfa 79 - Can YayınlarıKitabı okudu
On altısında dahi karanlığı hiss ediyordu. On altısında bile acı çekiyordu..
Reklam
O sıkıntılı günlerde güzel şeyler düşünmeliydi ki güzel şeyler olsun. Artık çocuk değildi. Yaşadığı topraklarda daha on altısında evde kalmış muamelesi görürdü Müslüman Arnavut kızları.
Yaşama Bakiş
Sabahhın altısında kalkmak,onda yemek.Akşam altıda yemek ve onda yatmak. İnsanı on kere on yaşatır.
On altısında öldü altmışında gömüldü dediğimiz kişilerdir, bunlar. Bu insanlar için diğer insanların ne dediği, ne gördüğü onların gerçeklerini tayin eder, kendi hayatlarının anlamlarını başkalarının vermelerini beklerler.
Kadınların Elizabeth döneminde neden şiir yazmadıklarını soruyorum ancak nasıl bir eğitim aldıklarını bilemiyorum. Yazı yazmak öğretiliyor muydu onlara, kendilerine ait bir oturma odaları var mıydı, yirmi bir yaşına gelmeden kaç kadın çocuk doğuruyordu, kısacası sabahın sekizinden akşamın sekizine kadar ne yapıyorlardı. Görünüşe bakılırsa paraları yoktu Profesör Trevelyan'a göre çocukluktan çıkmadan on beşinde ya da on altısında hoşlansalar da hoşlanmasalar da evlendiriliyorlardı. Bunları gördükten sonra içlerinden birinin ansızın Shakespeare'in oyunlarını yazmasının son derece garip olacağına karar verdim.
Geri125
259 öğeden 251 ile 259 arasındakiler gösteriliyor.