Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şüphesiz gecede hayır ve bereket vardır.Sabahta da nur.Bakma sen aklı ermezlerin "sabahın körü" dediklerine.Sabahın nuru diyerek hayır ve bereketin kapısını açacaklarına sabahın körü diyerek rızıklarına mani ,günaha gark oluyorlar. "O gece melekler ,Rabblerinin izniyle her bir iş için,yeryüzüne iner de iner.O gece esenliktir.Ta ki tan yeri ağarıncaya ,fecr doğuncaya kadar." İşlerini tamamlayan melekler,sessizce çekilir arzı ilahiye.Yarenim bizce de vakit artık O'na gitme vakti.Haydi uyan,sabah namazı vakti...Şimdi namaz vakti...
Sayfa 144 - Hayat YayınlarıKitabı okuyor
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Akdenizin Hâkimi Dragut!
Deryayı deryanın kendisinden iyi tanıyan, Akdeniz'in sultanı, padişahı, kimsesizlerin kimsesi, Oruç Reis'in öğrencisi, Barbaros Hayreddin'in (Oruç Reis'in kardeşi) arkadaşı, Uluç Reis'in reisi: Turgut Reis. Nam-ı Diğer: Dragut! Avrupa'nın korkulu rüyası kaptan. Biat etmeyen, Sultan Süleyman'ın karşısında eğilmeyen, Osmanlı'nın gayriresmi Kaptan-ı Derya'sı Turgutca! İçinde bir çocuk yaşatan, bazen hırsına yenik düşen, düşmanın karşısında zülfikarını savurmakta seksen yaşında bile korkmayan korkusuz Reis. Daha bir çok şey anlatılır kendisi hakkında. Onun küçüklüğündeki sınır tanımazlığından başlayıp yaşlılığında Malta Kuşatması'na kadar geçen süreyi kendisinin ağzından dinliyorsunuz. Başından geçen aşklar, arkadaşlıklar ve daha nicesi. Arkasından nice kötü planlar yapılıp da Akdeniz'de istenilmeyen bu koca reis, bize tarihten çıkarmamız gereken o kadar çok önemli dersler veriyor ki, her biri altın değerinde. Turgut Reis'in Sultan Süleyman ile konuşmaları, Kaptan-ı Deryalığı reddi, Oruç Reis, Şehzade Korkut, Barbaros, Malta, Trablusgarp, Preveze, Cerbe, İspanyollar, Türkler, Arapların kazdığı kuyular ve daha nicesiyle tarihimize ışık tutan hayatına tanık oluyor onun Fatıma'sıyla aşkını, serüvenini dinliyorsunuz. Akdenizdeki hakimiyeti korsanlarımız sayesinde sağladığımızı ve onları terkettiğimizde hakimiyetimizi kaybettiğimizi de yine bu eser sayesinde öğreniyoruz. Turgut Reis'in leventi, Dragut'un hayranı ve Turgutca'nın arkadaşı oluyorsunuz. Kesinlikle okumalısınız. Akdeniz'i bir de Turgut Reis'imiz ile gezmelisiniz.
Biat
BiatMim Kemâl Öke · Turkuvaz Kitap · 2020170 okunma
Reklam
Hz Muhammed ile Hz Ali nin diyaloğudur.
-Ey Ali! Bu Allah'ın seçtiği beğendiği dindir. Ben seni bir olan Allah'a iman etmeye davet eder, insana ne faydasını da zararı dokunmayan Lat ve Uzzaya tapmaktan sakındırırım. " Benim şimdiye kadar görmediğim işitmediğim bir şey bu babam Ebu talib'e danışmadan bir şey diyemem" -Söyleyeceklerimi yaparsan yap; yok eğer yapmayacak olursan, gördüğünü ve işittiğini gizli tut, kimseye bir şey söyleme! Hz Ali sırrını muhafaza edeceğine söz verdi ve ertesi gece Hz Muhammed'in huzuruna gelerek " Allah beni yaratırken Ebu Talib'e sormadı ki ben de O'na ibadet ederken gidip kendisine danışayım" dedi
Sayfa 186 - İbn Kesir, Sire,c.1,s428Kitabı okuyor
Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş olarak yaratan Allah'tır. Haberiniz olsun ki yaratmak da, emir de/hüküm de O'na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne kadar yücedir!" (Âraf, 54)
Sayfa 15 - Gelenek yayıncılıkKitabı okuyor
İbn Kayyım (rahimehullah) şöyle demiştir: "Kalbin daima -zâhirinde meşgul bile olsa- Allah (azze ve celle)'ye yolculuk halinde olması. Bu sevginin etkileri dört yerde kendini gösterir: Birinci yer: Yatağına yatıp duyu organlarının ve âzâlarının meşguliyetinin bulunmayıp rahat ettiği anda. Kişi ancak sevdiğini düşünerek uyur. Dikkat et! Televizyonun karşısında, hayasız şarkılar dinlerken ya da boş konuşmaların başında değil! İkinci yer: Uykudan uyandığında. Öyle ki, insan ilk uyandığında aklına sevdiği gelir. Uykusunda sevdiğini terketse de ruhu kendisine iade edildiğinde tekrar sevdiğini hatırlar, kalbi onunla dolar. Çünkü sevdiğinin sevgisi kalbinin içindedir. Üçüncü yer: Namaza girdiğinde. Öyle ki namaz, hallerin mihenk taşı ve amellerin mizanıdır. Zira seven kişi için sevdiğiyle baş başa kalmaktan, O'na münâcât etmekten, huzurunda durmaktan daha güzel bir şey yoktur. Öyle ki, sevdiği karşısında bulunmuş olur. Namaz, sevenlerin göz aydınlığıdır. Ruhlarının sevinç, kalplerinin lezzet kaynağıdır. Öyle ki namaza kalktığında Allah Teala dışındaki şeylerden Allah'a kaçar, zikriyle huzur bulur. Kulun imanı ve Allah'a sevgisi en iyi namaz ölçeğiyle ölçülür. Dördüncü yer: Zorluklar ve korku anı. Kalp, bu durumlarda ancak kendisine en sevimli olan şeyleri anar ve sadece kendi katında en sevgili olana kaçar."
Radyo konserlerinden başka bir etkinliği olmayan bu grup dağıldıktan sonra Mesut Aytunca yeni bir grup için kolları sıva­ dı. 1965 yılıydı. Bu yıl yerli rokçular için bir dönüm noktası ol­ muştu. Çünkü Hürriyet gazetesi o yıl yerli müzik gruplarının katılacağı "Altın Mikrofon Yarışması"nı ilk kez düzenlemişti Türkçe sözlü rock müziğinin temelini atan bu büyük organizas­ yon o kadar çok ilgi görmüştü ki, ülke çapında yüzlerce gru­ bun kurulmasına vesile oldu. Mesut Aytunca, ritim gitarda Erol Bilem, bas gitarda Berç Kürkçü, bateride Koray Yılmaz (St. Be­ noit' da öğrenci) ve vokalde Muzaffer Güler' den oluşan grubuy­ la Altın Mikrofon Yarışması' na katıldı. "Kaşık Havası" ile üçün­cü oldu. Final İzmir Efes Oteli'nde yapılmış, halk jürisi birinci­ liği Yıldırım Gürses'e, ikinciliği Mavi Işıklara vermişti. Yarış­ madan sonra Siluetler İzmir ' de kaldı ve Efes Oteli'nde çalışma­ ya başladı. Bu, grubun ilk profesyonel işi oldu.
Sayfa 178 - YKY yayınları ekım 2004Kitabı okudu
Reklam
Radyo konserlerinden başka bir etkinliği olmayan bu grup dağıldıktan sonra Mesut Aytunca yeni bir grup için kolları sıva­ dı. 1965 yılıydı. Bu yıl yerli rokçular için bir dönüm noktası ol­ muştu. Çünkü Hürriyet gazetesi o yıl yerli müzik gruplarının katılacağı "Altın Mikrofon Yarışması"nı ilk kez düzenlemişti Türkçe sözlü rock müziğinin temelini atan bu büyük organizas­ yon o kadar çok ilgi görmüştü ki, ülke çapında yüzlerce gru­bun kurulmasına vesile oldu. Mesut Aytunca, ritim gitarda Erol Bilem, bas gitarda Berç Kürkçü, bateride Koray Yılmaz (St. Be­ noit' da öğrenci) ve vokalde Muzaffer Güler' den oluşan grubuy­ la Altın Mikrofon Yarışması' na katıldı. "Kaşık Havası" ile üçün­ cü oldu. Final İzmir Efes Oteli'nde yapılmış, halk jürisi birinci­ liği Yıldırım Gürses'e, ikinciliği Mavi Işıklara vermişti. Yarış­ madan sonra Siluetler İzmir ' de kaldı ve Efes Oteli'nde çalışma­ ya başladı. Bu, grubun ilk profesyonel işi oldu. Monkees'den
Sayfa 168 - YKY yayınları ekım 2004Kitabı okudu
Bir sahaf, ünlü hocalardan birinin vefatın dan sonra kütüphanesini satın almıştı. Kitaplarla birlikte eline on beş kadar cep ajandası geçti. Her birinin ön kapağının ilk sayfasına bir cümle yazılıydı. Belli ki hoca 365 gün boyunca o sözü okuyor, içselleştirmeye çalışıyor, belki de nefsini terbiye ediyor diye düşündü. Bazıları şöyleydi: 2015: "Momento Mori (Ölüm vardır)!" 2014: "İnsan-ı kâmil olmağa sa'y eyle âdem ol" (Bakî) 2013: "Yaşadığın her an, kendi hakkını ister." (Goethe) 1912: "Yaşayarak ölebilmek için ölerek yaşamak gerekir." (Günlükler, Miguel de Unamuno) 2011: "Şekl-i aşkı gönlümün levhinde tahrîr eyledim / Yanar odu bir akar su üzre tas- vir eyledim" (Zatî) 2010: Sen çık aradan; girsin Yaradan. 2009: "Sakan hal Bütün işler Allah'a dondi. rülecek!" (Kur'an, Fåtr, 4) 2008:"Fenn-i aşka başladım dikatle gór düm bir nice båb / Metni derdü fash hicrân ile dolmuş bir kitåb"' (Nişani (.) 1999: "Hayat hakkı, hürriyet hakkı ve na- mus hakkı insana hakkullah olarak ve- rilmiştir, bunlara taarruz büyük günah- lardan saylır." (islam pkh! 1997: "Gerçek başarı hep ayakta kalmak değil, düştükten sonra da ayakta kalabil- mektir." (Vince Lombardi)
Herkes bu ortak söze gelsin
Kendimden biliyorum ,insan aceleci bir yapıda hele okuyup üzerine saatlerce düşünüp tartıştıktan ve kur'ani delilleriyle işte doğru şey anlayış yöntem bu dedikten sonra, benim verdiğim uğraşı vermeyenlere hemen bunu aktarmak ve yaymak istiyorum.Gel gelelim anlattığımız, karşı taraftan algılandığımız kadarız, muhtabımızın akıl süzgeciyle,
287 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
Hayalin Derinlikleri
Umk derinlik demek. Â'mak ise umk'un çoğuludur ve derinlikler anlamını taşır. "Hayalin Derinlikleri" olarak günümüz Türkçesine çevirmemiz mümkün. Hayal nedir peki? Sadece teşebbüh(düş) müdür yoksa başka bir anlamı var mıdır bizim zihnimizde oluşmuş? Bir şeyin var olması için zıttı olmalıdır değil mi? İyinin varlığını
A'mak-ı Hayal
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Turkuvaz Kitap · 201916,8bin okunma
Reklam
Atsız başlangıçta dergiyle fiilen de meşgul oluyor ve yoruluyordu. 01 Ekim 1950'de Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta “Bu Orkun dergisi böyle giderse benim imanımı gevretecek. Bir tashîh memuru tuttuk ama daha iş kıvamına girmedi." demektedir (Hacaloğlu 2013: 43). Yine Yılanlıoğlu'na yazdığı 11 Ocak 1951 tarihli bir mektubunda ise
Julia sorgulayan gözlerini Clay'e sabitlemişti. Onun uzun mesafeli bir ilişki istemeyecek bir adam olduğu- na emindi aslında. Ama Sabrina'yla uzun yıllar bera- ber olduğunu söylediğine göre, gözü dışarıda, çapkın bir adam da değildi herhalde. Julia, Clay'den tam ola- rak ne istediğini bilmiyor olmakla birlikte, bildiği tek bir şey vardı ki o da onu tekrar görmek istediğiydi. Clay, onun dünyasını birden fazla şekilde sallamıştı. Ona yaşattığı zevkle, onu güldürmesiyle, nazik ve yu- muşak haliyle. Zaten asıl problem de buydu işte. Clay, onun için fazla iyiydi. Julia, bu potansiyele karşılık verebilecek kadar sağlam adımlarla basmıyordu yere. Biri veya her ikisi de bunun sonunda üzülecekti. Ama yeterince problemi olduğunu düşünerek his- settikleri hakkında aniden dürüst olmaya karar ver- mişti. "Bunu ben de isterim," dedi hiçbir art niyeti ol- madan ve dalga geçmeksizin. "Ama ben ülkenin öteki ucunda yaşıyorum." "Bunun farkındayım ve seni tekrar tekrar görmek isitiyorum. Görüştüğün başka biri yok, değil mi?" Julia gözlerini devirdi. "Hayır, tabii ki yok. Ben bu- nu yapacak biri değilim." "Ve muhtemelen benimle olmaktan keyif alıyorsun?" "Belli ki."
Sayfa 195
Hayatı belli şartlar altında yaşamaya buyur ediliriz. Hayat boyu böyledir bu. Doğduğumuz andan ölümümüze değin hep bu şartlar topluluğu bir şartlar topluluğu ile çevrelenmişizdir. Kimimizin babası sert, kimimizin ki fazla yumuşak, kimimizin annesi ilgisiz, kimimizin ki ise insanı boğacak kadar ilgilidir. İçinde yaşatıldığımız şartlar ilk olarak
' Ene-l Hak ' demiş Hallac-ı Mansur Haktan gayrı değilim ! Doğruları söylüyor diye halkın aklını bulandırıyor olmuş, Fırsat bulup Şirk koştu demişler ve 8 yıl hapis hayatı öyle başlamış.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.