Anlatılmaya değmeyecek bir hikayedeki
Aldatılmaya değen bir gölgeydim
İnsanlar kadar ruhları da yenmek gereken
Ama hiçbir zaman yeterince siyah olamayan
İhtiyaç molası kıvamlı bu sefil dünyada
Ağzımda hiç alışamadığım sigaram
Yaşımı hatırlamıyorum bile, çoktan bitmiştir belki
İstemediğim kadar çok yaşadım ben
İstemediğim kadar çok acı,
Tam da
Ecce Homo'un önsözüde okuyucusuna şöyle hitap ediyor:
" Bu yakında insanlığın karşısına, şimdiye dek ona yöneltilmiş en çetin istekle çıkacağımı göz önüne alarak, önce kim olduğumu söylemeyi gerekli buluyorum. Aslında bilinmeliydi bu: “Kimliğimi saklamış”
Sene 1982... 12 Eylül sancılarının şiddetle devam ettiği dönemler...
Hukuk eğitimi almak için Ankara'nın kırsalından İstanbul'a gelen Burhan Sönmez için, hayatının dönüm noktası olacak yıllar...
"Sıkıyönetim, İstanbul 1.Şube derken, üç hafta kaldım gözaltında. İşkence ile tanıştım. Dört yıllık okulu yedi yılda bitirdim."
Akabinde, ev
#spoiler
Uzun zamandır beklettiğim bir türlü tabutunun başından ayrılmadığım kitabım....
"jivago vakası "
Pastenak'ın ölüm yıldönümü sebebiyle tekrar ellerimde duruyor ...
31 Mayıs gecesi saat 11:20 de hayata gözlerini yumdu ...aynı gece naaşı mumyalandı...
1Haziran 'da yöredeki rahipler den biri ailesi ve yakın dostlarıyla özel
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kah çocukça mavi,
•
Kaderde senden ayrı düşmek de varmış
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim
Seni tanımadan
Hele seni böyle deli divane sevmeden
Yalnızlık güzeldir diyordum
Al başını, kaç bu şehirden
Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara
Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git
Git, gidebildiğin yere git diyordum
Oysa ki, senden kaçılmazmış
Yokluğuna bir gün
şiirli geceler 🌸
"Sen bilmezsin ama Oğuz Atay demişti, sevmek yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. İşte ben o büyük işe kalkıştım. Seni sevmek gibi büyük kocaman bir iş.. Yanımdayken; Gülümsemesine bakıp içinden “bu şimdi benim mi?”diye çaktırmadan sevinmek, ya da aradan çok zaman geçer bazen bir kaç mevsim, birkaç insan, birkaç anı, birkaç acı.. Her şey biter, hesaplar ödenir, defter kapanır. Sonra olmadık bir zamanda, olmadık bir yerde saçma sapan bir karşılaşma olur. Sonra… Sonra bir şey olmaz. Çünkü hesap etmediğin bir kalbin vardır, o ne ayların, ne yılların geçmesine aldırış etmeden, ilk gün gibi taptaze seviyordur.. Eğer bu aşk değilse, ben sana daha önce kimsenin kimseye olmadığı bir şey oldum..."
#hilako
Herkes bilsin çok güzel bir kitap okudum…
Nasıl bir sevgidir bu nasıl dökülürsatırlara nasıl bir naifliktir sevginiz bu yeryüzüzüne.. Hayranlıkla her satırınızı yeryüzündeki gizli kalmış ve hala yaşadığına inandırdığınız gerçek sevgilere inanarak okdum kitabı...
Hüznüm ağır geldi gözlerime,nucûma,mâha öyle baş başa kaldık.Bende kitabın