Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
HAMM Duvara! Peki ne görüyorsun bakalım duvarında? CLOV Ölen ışığımı görüyorum. HAMM Ölen ışığını! Lafa bak lafa! İyi ya, ışığın burada da pekala ölebilir. Sen önce bana şöyle bir bak da, ondan sonra ışığından söz et.
Martıdan kopan “tüy” mü, tüyünü bırakan “martı” mı…
Galiba önce ben bir eğretileme atmıştım ortaya: “Martı’sından kopmuş bir Tüy” , diye —- sonra da sen, bunun ‘çeşitlemesi’ni yapmıştın : “Tüy’ünü terketmiş bir Martı”…
Sayfa 87 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Anladım şimdi daha iyi anladım dünyanın aslında hiç değişmediğini, nereye gidersek gidelim kendi dağımızla çevrili bir ormanda daha mutlu olabileceğimizi. İşte bu yüzden kime neyi verdiysek bilerek ya da yanlışlıkla geri alabileceğimizi, anladım. Olup biten en güzel şeylerin hatırına, belki korka korka da olsa bir duralım vazgeçmeden önce, vakit var, umut var, sen varsın, ben varım, biz var. Kafamın içinde bir kıyamet gibi büyümekte bu sessizlik, verandasında oturmuş tırnaklarını kesiyor siyah bir kadın, ah en zoru da belki kabul etmek, kendinden vazgeçiyor neslim, kendinin olanı terk etmek için sıraya girmiş çocuklar her zamankinden derin uyuyor. Sen bu çağın insanı, seni seviyorum, sarılıyorum çünkü biz insanlar sarılırız dakikalarca, biz insanlar böyle çıkarız yola.
Sayfa 19
Geçtiğimiz günlerde Güney Afrika'ya gittim, insanlar kendine ait zenginliği yaşayamıyordu, platin madenleri, elmas madenleri, sevgilim kalbinden önce rengini görmüşler birbirlerinin, yazık ettik bu dünyaya, siyahlar hep siyah, beyazlar hep beyaz, iyiler mazlum, kötüler tarihi yazıyor. Herkesin tuvaleti ayrıymış eskiden, oturabildiği bank, çocuğuna süt aldığı market, işe giderken bindiği otobüs, seviştiği çarşaf, şimdi farklı mı, git kendin gör ama bana inan... Sen bu çağın insanı, hangi renksin kendi ülkende? Bana inan ve bu soruyu sor kendine, buralara sahip çıksak iyiydi gidenlerin ardından bakakalmak yerine.
Sayfa 19
"... Önce sen kendini inşa etmelisin, Dimdik bir beden ve dimdik bir ruhla. " Friedrich Nietzsche
"Hep orada. Orklar sisi götürüverir. Nehir'in doğusunda ork bulmak kolay. Smeagol'e sormayın. Savallı, savatlı Smeagol, o çok usun zaman önce ayrıldı. Onun Kıymetli'sini aldılar, o artık kayboldu." Belki yine buluruz onu, eğer sen de bizimle gelirsen, dedi Frodo. Hayır, hayır, hiçbir saman! O Kıymetli'sini kaybetti, dedi Gollum. Ayağa kalk! dedi Frodo. Gollum ayağa kalktı ve uçuruma doğru geriledi. "Şimdi! dedi Frodo. "Yolunu gündüz mü daha rahat bulursun, ge* ce mi? Yorulduk; fakat eğer geceyi tercih edecek olursan bu gece yola koyulacağız." "Kocaman ışıklar göslerimisi acıtıyor, evet öyle yapıyorlar, diye mızıldadı Gollum. "Beyaz Yüs'ün altında olmas, daha olmas. Yakında tepelerin arkasısına gider, evet. Önce biraz dinlenelim cici hobbitler!" "O zaman otur, dedi Frodo, "ve sakın kıpırdama!" "Hobbitler onun yanına yerleştiler, sırtlarını kayadan duvara dayadılar ve bacaklarını dinlendirerek biri bir yanına diğeri öbür yanına oturdular. Bir şeyler konuşup bir karar vermeye gerek yoktu: Bir an bile uyumamaları gerektiğini biliyorlardı. Ay yavaş yavaş yoluna devam etti. Tepelerden gölgeler döküldü ve önlerindeki her şey karardı. Yukarda, gökyüzünde yıldızlar yoğunlaşarak parlaklaştı. Hiçbiri kıpırdamadı. Gollum dizlerini toplamış oturuyordu, dizleri çenesinin altındaydı; yassı elleriyle ayaklan yere yayılmış, gözleri kapanmıştı; fakat gergin gibiydi, sanki bir şeyler düşünüyor veya dinliyormuş gibi."
Reklam
Ama önce sen kendini inşa etmelisin, dimdik bir beden ve dimdik bir ruhla.
"Pippin nefesini tutarak daha yatana ilerledi, adım adım. Sonunda diz çöktü. Elini sinsi sinsi uzatıp yavaşça o tümseği kaldırdı: Pek öyle beklediği kadar ağır değildi. "Belki de sadece bir iki parça bir şeyini koyduğu bir çıkındır," diye düşündü garip bir rahatlama hissiyle; ama çıkını bir daha yerine bırakmadı. Bir süre onu sıkı
"Saruman'ın son bir çabayla sarf ettiği güç o kadar büyüktü ki, duyuş alanında olan kimse etkilenmeden edemedi. Fakat bu kez büyü tamamiyle farklıydı, iyi huylu bir kralın, hata yapmış olan ama yine de çok sevdiği bir vekiline nazik sitemini duydu herkes. Ama onlar dışarıda bırakılmışlardı, kendilerine söylenmeyen sözleri kapıda durmuş
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.