Güncel, genellikle "bilimsel" addedilen inanca göre tarih, belki de özellikle demokrasi çağında, büyük maddi ve ekonomik unsurların sonucudur ve insanların hayatları, davranışları ve düşünceleri büyük ölçüde bunların etkisiyle şekillenir. Bu büyük ölçüde doğru değildir. 1933'te Hitler'in Almanya'da iktidara gelmesinin sebebi yalnızca 1930-33 ekonomik krizi değildi, aynı zamanda o dönemde birçok Almanın içinde bulunduğu ruh haliydi. 30'larda İngiliz hükümetini Hitler'e direnmekte kararlı kılan şey İngiltere ekonomisi değildi. 1940'ta Fransa'nın yenilgisine sebep olan şey maddi imkânsızlıklar ya da silah eksikliği değildi. Japonların Birleşik Devletler'le savaşmayı planlayıp bunu yapmalarının ekonomik bir sebebi yoktu. Tabii ki, Birleşik Devletler'in muazzam maddi gücü (ve Sovyetler Birliği'nin devasa orduları) Almanya ve Japonya'ya karşı verilen savaşı kazanmalarını sağladı. Ama bu noktada bile asıl önemli olan şey azim, Amerikan halkının nerdeyse tam bir fikir birliği içinde olması ve Rusların Stalin'e karşı gelmek istemeyişleriydi. İnsanların düşünceleri, inançları, neyi düşünmeyi seçtikleri, neye inanmayı tercih ettikleridir hayatlarının temeli; maddi şartları ve ekonomik arzuları da çoğu zaman bunların sonucudur ve tam tersi doğru değildir.