"Evet vurdu bana ama ben de çok hak etmiştim, yanlış yapmıştım sonuçta!", "Beni çok sevdiği için yaptığını biliyorum, âşık olmasa, umursamasa yapmazdı!", "Değişeceğine söz verdi, bu dayak son olacak biliyorum!" Ve onlarca bahane... Gitmemek, tutunmak adına... Oysa bir tokat çok tokatla, çok tokat da fiziksel şiddetle eşanlamlıdır. Şiddetin bahanesi yoktur. Şiddetin ölçümü, azı çoğu yoktur. İlk tokatın devamı daima gelir. Tüm bunların aşkla sevdayla bir ilgisi yoktur. Kişi kendi vahşiliğini, saldırganlığını, suç işleme potansiyelini bir başkasına ortak ediyordur. Hepsi bu!
Sayfa 106
Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Bozkurtlar Diriliyor'da ön plana çıkan tarihî şahsiyetler şunlardır. Bilge Tonyukuk, İlteriş Kutluk Kağan, İmparatoriçe Vu, Çinli komutan Hoay-i. Kurmaca kişiliklerin başlıcaları da şunlardır: Urungu, Ay Hanım, Binbaşı Pars, Deli Ersegün, Kadır Bağa, Karabuka (Yin-şao), Taçam, Buluç.
Reklam
Dil ve Üslup Dil, Atsız'ın dilidir. Açık, duru, anlaşılır ve akıcı. Su gibi akar cümleler. Hiçbir cümle, hiçbir paragraf, anlaşılmazlığından ötürü sizi durdurmaz. Eğer duruyorsanız ve bir cümleyi, bir paragrafı yeniden okuyorsanız bu anlamadığınızdan değildir. Tam tersine çok iyi anladığınızdandır. Cümleler sizi can evinizden vurmuştur. Bir
Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Bozkurtlar Diriliyor'da ön plana çıkan tarihî şahsiyetler şunlardır. Bilge Tonyukuk, İlteriş Kutluk Kağan, İmparatoriçe Vu, Çinli komutan Hoay-i. Kurmaca kişiliklerin başlıcaları da şunlardır: Urungu, Ay Hanım, Binbaşı Pars, Deli Ersegün, Kadır Bağa, Karabuka (Yin-şao), Taçam, Buluç. Bozkurtların
Yaşayan herkesin anlatacak bir hikâyesi ya da hikâyesinin anlatmaya değer olduğuna dair bir vehmi var. Hâlbuki sen sadece yaptığın şeysin, eylemin kadarsın. Benim sadece doğarlarken kanımın son damlasına kadar ortaya koyabilecek denli inandığım şahane fikirlerim vardı. Üzerine uyuyup uyandığımda inancım sürseydi ben onlarca, hatta belki yüzlerce şey yapacaktım. Nihayetinde uykuyu çok seven sıradan bir dünyalı oldum. Tam çağına göre, tam zamanının insanı.
Sayfa 96 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Sen beni öyle bir zor durumda bıraktın ki, seni yarı yolda bırakanlara, sırtından bicaklayanlara bile bunu yapmamıştın. Senin gözünde değerli olmak için, ne yapmam lazımdı? Ya da beni görmen, anlaman için? Bir kere olsun merak ettin mi ne durumdayim, neye ihtiyacım var? Beni ne halde bıraktın farkında mısın? Yaşanan bazı olaylardan (!) Dolayı
Reklam
112 syf.
·
Not rated
Loe okumayı nasıl da seviyorum! Pürüzsüz Dilek Başak çevirisi ile! Doppler gibi akıp gidiyor, delirtiyor, hüzünlendiriyor ve acayip keyif veriyor. Ah Loe! Yazdıklarını okurken aldığımız hazzı bi bilsen. Bu arada sevmeyeni de sevmiyor Loe'yi. Nina Faber uzun süredir üretememiş bir şair. İstanbul'da kaldığı süre boyunca onlarca şiir yazıyor ve ülkesine döndüğünde bu şiirlerin arasından seçimler yapılıp derlenip Boğaziçi kitabı çıkarılıyor. Kitap çıkarken Nina'nın içindeki birikmişlikler de ortaya çıkıyor. Öfkeler, hüzünler, şiddet, müzik, dans... Bu ortaya çıkış öyle sıradan bir çıkış değil elbet. Hani o delirme anı vardır ya, bildiniz mi? Hah işte aynen öyle. Çıkıyor ve kaybolmuyor. Kelebek etkisi gibi; elmasını ısırıp şarabından bir yudum içme sakinliğinde. Çünkü düzen bazılarını delirtir. Hem de tertemiz! Mis gibi! Bir de o mal sayımı var diye okuma etkinliğini iptal eden kişinin adının Bjørn Hansen olduğunu görünce Dag Solstad diye heyecanlanan bir ben değilim, değil mi? Aynı Hansen değiller sanırım ama gene de bi gülümseme yaratıp keyif vermedi mi? Canım Loe yarattığın karakterleri seviyorum. Oldukları gibi. Pürü sevgimle. Ay bi de o sondaki eleştiri düğümü resmi!!!
Mal Sayımı
Mal SayımıErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 2023150 okunma
Öğretmenlik yaptığım dönemde ben de benzer şeyler yaşamıştım. İtiraf etmekten çekinseler bile, bana ihtiyacı olan onlarca öğrencim vardı. Bir sürü çocuğun gözü öğretmenin üstündedir. Bazıları boş gözlerle bakar, bazıları da anlatılan şeyi gerçekten anlar. Öğretmenin anlattıkları bir çırpıda anlayan öğrenci sayısı çok azdır.
Sayfa 102 - MartıKitabı okuyor
Dil ve Üslup Dil, Atsız'ın dilidir. Açık, duru, anlaşılır ve akıcı. Su gibi akar cümleler. Hiçbir cümle, hiçbir paragraf, anlaşılmazlığından ötürü sizi durdurmaz. Eğer duruyorsanız ve bir cümleyi, bir paragrafı yeniden okuyorsanız bu anlamadığınızdan değildir. Tam tersine çok iyi anladığınızdandır. Cümleler sizi can evinizden vurmuştur. Bir
"Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece, o ülke helaka müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz." (İsra Suresi-16. ayet) Bu ayete ilk bakışta belanın geleceği kesimin o ülkenin zenginleri, bunlara yol veren yöneticiler gelebilir, ancak
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.