"Sevgi mi?
Gülüyor ve ağlıyoruz"
Şunu belirtmeliyim ki ben ne bu yazarı anlayabilmişimdir ne kelimelerim yeter anlatmaya. Hissettiklerimin yazmazsam içimde kalacağını fark edince, kendimi kurtarmaya çalışmaya karar verdim.
Kitabı açar açmaz Heinrich Böll bir önsöz yazmış, bir yerinde şöyle diyor: "Kitabı eline alan yirmi yaşındakiler, insana kendi fikirlerinin ne denli pahalıya patlayabileceğini, karşılığında ödemesi gereken bedelin ne denli yüksek olabileceğini göreceklerdir."
Yazdıklarını (yazabildiklerini demek daha doğru olacaktır) o doğduktan tam 100 yıl sonra, şuan onun ilk kez askeri cezaevini boyladığı, idam cezasına çarptırıldığı ve 6 haftasını elinde sadece düşüncelerinin olduğu bir halde hücrede geçirdikten sonra "serbest" bırakıldığı yaşta okudum. Ne onun kadar arkasında durabileceğime inandığım fikirlerim var ne gerçekten savaşın ne olduğunu anlayabildiğim. İşte tam olarak bu yüzden bana bunları öğretemese de hissettiren bu genç ama büyük yazar için yazmadan duramadım. İçinde yaşadığı baskıya rağmen vazgeçmediği dik duruşu, çektiği acının katlanılmazlığına rağmen hep hayatı sevmeye devam etmesi bile yazdıklarını anlatmaya değer.
Bu kitabında yanlış saymamışsam 55 ayrı öyküsü ve ek olarak "Bu Bizim Manifestomuzdur" başlığı altında yazdığı 'şartları' yer alıyor. Öyküler tema olarak savaş altında toplanmış ve ayrı karakterlerle, kimi zaman ismini bile bilmediğimiz, yazılmış fakat bana göre tüm öykülerde etrafında savaşın yarattığı cehennemin ortasındaki eline kalem verilmediği için kahrından dünyası kararan bir yazarı okuyoruz.
#108303284Öykülerde kullanılan dil, yapılan göndermeler için seçilen naif örnekler, vermek istediği mesajlar ve en önemlisi hissettirebildikleri açısından okuduğum en iyi öykü kitabıydı. Bazen durduk yere sesli okumak isteme hissinin sadece bende uyanmadığını görmek de gülümsetti, eminim siz de Borchert'in bir araya getirdiği uyumlu ve kapalı bir form oluşturan seslerini, ses dizelerini yüksek sesle okuma hissine karşı koyamayacaksınız.
Kapıların Dışında oyununu bu kitaptan önce okumanızı öneririm, zaten kendi hayatını yazdığı ve ölümle yaşama umudunun kırıntılarının tek tek sayılabildiği bu oyundan sonra daha fazla bu güzel adamı okumak isteyeceğinizi düşünüyorum. Fener, Gece ve Yıldızlar kitabı birkaç şiirinin yer aldığı içten bir kitap. Ama Fareler Uyurlar Geceleyin kitabının sonuna koyulmuş kısmın kitap haline getirildiği ve Tan Oral'ın çizimleriyle zenginleştirilmiş baskısını da ne meslekten olursa olsun tüm insanların okuması gerektiğini düşünüyorum. Sadece 26 yıl süren kısa yaşamında 2 yılda yazabildiği bu eserlerden öğrenecek çok şeyimiz var.
Hepimiz sorulsa savaşa karşıyız fakat yaptıklarımız "Hayır!" diyebiliyor mu sorgulamıyoruz ve bence Borchert bu konuda size gerekli açıklamayı yapacaktır.
"Evet, evet: Bu zıvanadan çıkmış dünyada yeniden, dönüp dolaşıp yeniden sevmek istiyoruz!"