Sonra, gözlerinin içinde alevli bir çekicilik arayan büyülü bakışların içe işleyen tesiriyle vücudundan yakıcı, öldürücü bir akımın geçtiğini hissediyordu. Ve onu, en çok harap ve perişan eden onlar; içinde daima yakıcı, öldürücü bir alevle bir saniye içinde bütün iradesini yok ederek onu ebedi bir uçurumun cazip derinliklerine sürükleyip götüren bu siyah gözlerdi. Onlarda öyle bayılarak, süzülerek ruhu emen bir şey, bütün direnmelerini yok eden bir kuvvet vardı ki insanı ezer, kahrederdi. İşte şimdi, yine onların büyülü tesiri altında iradesini kaybediyor; beynine tatlı bir uyuşukluk veren bir kendinden geçme duygusu içinde mest oluyordu.
Ruhun sendeyse hâlâ, bir ağaca emanet et onu..
Ağaç zamanı diye bir şey vardır, bilir misin? İnsanlar ömrü ağaçla ölçerlerdi eskiden; çocukları doğduğunda onlar için diktikleri ağaçlar olurdu. İnsanlarla ağaçlar kardeş büyürlerdi. Ağacın ruhu sahibini korurdu. Onlar hakkında bilinmesi gereken iki şey vardır derler. İlkini unuttum, ikincisiyse… Galiba ikincisini de unuttum… Nedense ağacımı değil kabuğunu hatırlıyorum şimdi. Dün gibi gözümün önünde. Onca şeyi unutuyor da insan, bazı şeyler hep dün olarak duruyor insanın içinde. Ağaçların dünleri kim bilir ne kadar yakın gelir birbirine. Biz kendimizde neyin kabuk bağladığını bile hatırlamazken...
Reklam
74 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Genç bilimkurgu kalemlerinin yazdığı bilimkurgu öyküleriyle dördüncü sayıyı çıkartan Roket Bilimkurgu Öykü Seçkisi, farklı temalar ve teknolojik yaklaşımlarla okurlarına uzaydan dünyaya kadar geniş bir yolculuk sunuyor. Her bir öyküde derinlikli karakterler ve düşündürücü kurgularla, geleceğin imkânları ve insanlık üzerindeki etkileri ustalıkla
Roket 4 Bilimkurgu Öykü Seçkisi
Roket 4 Bilimkurgu Öykü SeçkisiKolektif · Roket Kitap · 20241 okunma
İnsanın ruhu, zihni ve tutkuları eğer o büyük engel olmasa bir kartal misali uçmasını sağlayabilirdi. Bu büyük engel tüm zaaflarıyla kendi vücudumuzdur. Bana yüksek hedefleri olmayan tek bir genç gösterin. Yine bu binlerce hedeften ancak bir tanesi gerçekleştirilebilir. Peki neden? Çünkü bedenimiz miskinliğe ve rehavete meyillidir. Hedefe giden yolda karşılaştığımız zorluklar onu korkutur. Basit tutkuları irademizi ve yüce arzularımızı yerine getirmemize mani olur.
Sayfa 63 - Abdülmelik
Dostoyevski kalabalık bir toplantıda yaptığı konuşma ve okuduğu şiir nedeniyle Rus Çarı tarafından hapse mahkum edilir ve Sibirya’ya sürülür. Hapis yıllarını “Ölüler Evinden Anılar” isimli kitabında toplar. Yazar, buradaki hayatından önce halkı, insanları tanıdığını düşündüğünü, ama yanıldığını hapis yıllarında anladığını belirtir. Dostoyevski,
Böyle bir kitaba başlarsanız devam etmek ister misiniz?
ALAMET 2.BÖLÜM KAPTAN TOTO Kök salmıştı sanki, sonu yokmuş gibi görünen, göğe doğru uzayıp kaybolan dağların arasında ki şehre. Şehir kadar yorgun ve yaşlı hissediyordu daha 23 yaşına yeni girmesine rağmen. Günden güne yapraklarının dökülüp dallarının kuruduğunu hissediyor ama yine de terk edemiyordu. Görünmeyen çelik zincirlere
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.