384 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Bir büfede olan soygun teşebbüsünde olayların figüranı konumundaki bir siyahi vatandaş olan Jefferson idama mahkum edilir. Köydeki öğretmen olan Grant Wiggins ise Jefferson'un vaftiz annesi tarafından adam olması talebiyle görüşmelere gönderilir. Kendisine mahkeme sürecinde domuz denmesini unutmayan Jefferson hayata karşı kinlidir ancak Grant onun kapılarını açar. İnsani ilişkiler ve Amerika'da o dönemde yaşanan siyah-beyaz ayrımı ile ilgili çok güzel tasvirler içeren bu roman, mutlaka okunması gerekenlerden
Ölmeden Önce Son Ders
Ölmeden Önce Son DersErnest J. Gaines · Olimpos Yayınları · 201249 okunma
Bilmem yalnızlık efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim kendisini, zannımca o da benden memnundur. Yalnızlık efendi uzunca boylu, titiz, temiz, ve bakımlıdır. Çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. Kıyafetlerini nerede diktirir bilmem, ama giyimi kuşamı farklıdır. Hayatımda tanıdığım en donanımlı, en kültürlü,
Reklam
Herkes gibi o da gerekli olanı tespit ediyor ve fedakarlığın asaletini yüceltiyordu ; vatandaşların haklarından ve ödevlerinden memnuniyetle ve ısrarla bahsediyordu ama zihninde , kendisiyle diğerleri arasına temel bir ayrım koyuyordu ; görevleri onlara bırakıyor , kendisine sadece hakları ayırıyordu. Bu onun için doğal bir tutumdu , neredeyse bir içgüdü gibiydi. İster istemez , gördüğü , duyduğu ya da okuduğu her şey eninde sonunda kendisiyle ilgili hale geliyordu ; dünyaya kendi çıkarlarının penceresinden bakıyordu. Çıkarları da dünyanın kaderine bağlı olduğundan , dünyanın kaderi de onun için çok önemli hale geliyordu. Böylece vicdanı rahatlıyordu.
Sayfa 338Kitabı okudu
160 syf.
7/10 puan verdi
'' eğer romanın gerçekten ortadan kalkması gerekiyorsa , bu onun gücünün tükenmesi yüzünden değil , kendisine ait olmayan bir dünyada bulunması yüzündendir '' gibi beni benden alan bi kaç paragrafa sahip bi kitap. bu bi kaç paragraf için okumaya değer mi ? seçim sizin :)
Roman Sanatı
Roman SanatıMilan Kundera · Can Yayınları · 2014278 okunma
Erdal .. Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce. Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan. Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
Tatlılığın bir adı olsaydı, onun tenine verilirdi. Gizemin bir adı olsaydı, kendisine takılırdı.
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
111 syf.
7/10 puan verdi
Toplumun kalıplaşmış yargılarına uymayan bir bireyin topluma ve hatta kendisine nasıl yabancılaştığını anlatan, trajik bir kitap. Bir süre sonra kahramanın her şeyi olurun bırakması, başkalarının onun yerine karar veriyor olması, kendisini tamamıyla soyutlandığının kanıtı. Sade bir dil, enfes cümleler... Okunmalı.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111.7k okunma
ÜÇ SORU Yıldızlar uykudaydı. Ağaçlar , kuşlar, ırmaklar ve insanlar uykudaydı... Bir de uzaktan bakıldığında eski bir yapıyı andıran, saray olduğunu anlayabilmeniz için bahçesine kadar gidebilmeniz gereken o yerde gözleri uyku tutmayan bir adam vardı. Başı ellerinin arasında gözleri yaşlı bir adam. Beynini kemiren sorulara cevap bulmaya
(22 Mayıs - 21 Haziran) Bir İkizler Erkeği, ayaklarınızı yerden havalandırıp gökyüzünün bulutları arasında dolaştırabilir. Kendinizi, dünyayı ve her şeyi bir anda unutabilirsiniz. Fakat, bu anın ne kadar süreceğini ne siz bilebilirsiniz, ne de karşınızdaki İkizler Erkeği… Zaten size böyle bir güvence de vermiş değildir. Ayrıca da kendisinden
“Dostoyevski epilepsi hastası, homofobik ve iflah olmaz bir kumarbazdı. Oğuz Atay sevdiği kadına yakın olabilmek uğruna karısından boşanıp sevdiği kadının kocasıyla arkadaş oldu evlerine daha sık gidebilmek için böyle bir arayışın içine girdi. Salinger ise yaklaşık kırk yıl evinden dışarı adım atmadı, tek bir kare bile fotoğrafı çekilemedi. Yusuf Atılgan Türk Edebiyatının kilometre taşları sayılabilecek iki büyük eseri yazdıktan sonra (Anayurt Oteli ve Aylak Adam) insanlara küstü, bir köye yerleşip otuz yıla yakın neredeyse tek bir satır bile yazmadan çiftçilik yaptı. Althusser elli yıldır birlikte olduğu ve taparcasına sevdiği karısı Helen’i bir sabah yanıbaşında uyurken elleriyle boğdu, bu boktan hayata daha fazla katlanmasına seyirci kalmaması için. Stephan Zweig’de tıpkı Althusser gibi yaptı, tek farkla, o tabanca kullandı karısı ve kendisi için. İnsan ırkına duyduğu güvensizlik Walter Benjamin’i Fransa sınırında kendi kafasına sıkmaya zorladı. Hemingway yalancının tekiydi, Jean Genet gasptan tecavüze kadar bulaşmadık suç bırakmadı ve ömrünün yarısını hapiste geçirdi. Kierkegaard çok sevdiği nişanlısı Regine Olsen’i terk etti, çok sevdiği için. Ömrü boyunca hep acı çekti bu yüzden ama soranlara da yaptığının doğru olduğunu söyleyip durdu. O kadar çok seviyordu ki Regine’i ve o kadar nefret ediyordu ki kendisinden, evlenip onun kendisine ‘maruz kalmasına’ izin veremezdi!.. En sevdiğim yazarlardan bir kaçının kısa yaşam öykülerini anlatmaya çalıştım. Bir yerlerde bir terslik var ama nerede bilemiyorum..”
Reklam
İlk dikkat çeken konuşma ve öğütlerden biri Leartes ile Ophelia’nın konuşması ve Hamlet için söyledikleri: Bulunduğu mevkiye bakarsan anlarsın, Kendi iradesine sahip değil; Yapabilecekleri doğumuyla sınırlanmış̧. Sıradan kişilerin yaptığı gibi, Canının istediği parçayı kesip alamaz kendisine. Çünkü̈ bu devletin güvenliği, sağlığı onun seçimine bağlı. (s.58) En temkinli genç̧ kız bile Güzelliğini açıp yalnız gökteki aya gösterse, Yeterince tedbirsizlik etmiş̧ sayılır. Erdemin kendisi bile iftiranın elinden kaçamaz. (s.59) Öyleyse dikkatli ol. Güvenliğin ilk şartı korkudur. (s.59)
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.