Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Onur ULUDOĞAN
Onur ULUDOĞAN
@onurludogan
Olduğumdan çok daha iyi birisi olabilirdim ama bunun için henüz çok geç değil...
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
49 reader point
Joined on January 2020
Okuma Hedefleri
Kitabı bitirdikten sonraki tek pişmanlığım; üniversite yıllarında okumadığım oldu. Çünkü Çanakkale 18 Mart Zaferi için o dönemde, 57. Fener Alayı Yürüyüşüne katılma fırsatı yakalamıştım. Eğer bu kitabı okuyup da, 18 Mart Çanakkale Zaferi 57. Fener Alayı Yürüyüşüne katılsaydım, benim açımdan daha verimli olabilirdi. En azından ne yaptığımın daha çok bilincinde olabilirdim.
Belki 57. Alay yürüyüşüne tekrar katılamam ama en azından bu edindiğim bilgiler sayesinde tekrar gezip görmeyi çok isterim. Umarım böyle gerçekleri çarpıtmadan, olduğu gibi aktarmakla kalmayıp, adeta belgesel tadında, okumaya başlayınca elinizden düşüremeyeceğiniz bir eseri sizler de okumak için geç kalmamışsınızdır.
Kitapla kalın, sağlıcakla kalın.
****
İvan İlyiç;
Böylesine hafif, ince bir kitabın, üzerimizde ağır etkiler bıraktığını hissediyoruz.
Adeta ölüm döşeğinde hayatımızı sorgulatan muhteşem eser.
Aslında orada ölen İvan İlyiç değil bizleriz..
Tolstoy burada bizlere ayna oluyor; ölen bizler miyiz? yoksa bizleri uzun, siyah, adeta ceset torbasına sokmaya çalışan toplum baskısı mı ?
Karar sizlerin.
Aslında kitap hakkında makaleler yazmak gerekir; ben elimden geldiğince düşüncelerimi sadeleştirmek istedim.
Tolgonay'ın anılarında dolaşmaya başlarken şunu hissediyoruz;
1 / Savaşın getirdiği derin yoksulluk, sefalet
2 / Yine savaşın getirdiği acı, hüzün
Ve bunlarla başa çıkmaya çalışırken aynı zamanda hayatta kalabilmek için üretmeye devam etmesi; acı haber üzerine acı haberler ile adeta yüreğinin dağlanması, tüm bunlara rağmen dimdik ayakta kalıp zorluklar ile mücadele vermesi, biz okuyucuların da dramatik olarak bundan etkilememizi sağlıyor.
Ben de Tolgonay ile beraber dertlendim adeta yüreğim dağlandı diyebilirim.
Keyifli okumalar, tabi bu mümkünse.
Reader Follow Recommendations
John Steinback - İNCİ
‼️ Dikkat Spoiler içerir. ‼️
Zengin hikaye, zengin anlatım, kuvvetli kalemin eseri, İnci.
Diğer eserlerinde de olduğu gibi; zenginlik ve yoksulluk arasındaki uçurumu o kadar güzel anlatıyor ki, kelimelerin arasında boğulup nefes almaya çalışıyoruz adeta. Kino edindiği bilgilerin doğruluğundan şüphe duyduğu için; sürekli dile getirdiği şu sözleri hatırlayalım: ''Bir gün, diye geçirdi içinden, bu çocuk kitaplarda neyin yazılı olduğunu, neyin olmadığını öğrenecek.'' O da biliyor kandırıldığını.
Eşi benzeri görülmemiş büyüklükteki İnciyi bulduktan sonra; hayatın artık ailesi için tamamen pozitif yönde değişeceğini, zengin olacağını düşünse de, İnciyi tahminlerinden çok daha aza almaya çalışan insanların eline düştüğünü fark ediyor ve bir aile dramına dönüşüyor.
Çok sürükleyici, bir hışımla okunulacak bir kitap. Kesinlikle pişman olmayacaksınız. Keyifli okumalar..
Soğuk bir iklimde sıcak bir devrim savaşı.
Bu savaş; silahlara, şiddete, öfkeye zorbalığa karşı açılmış bir beyin savaşıdır.
Ben açıkçası kitabın olay örgüsüne çok fazla değinmek istemiyorum. Çünkü; Okuyucuyu sıkmadan, çok sade bir anlatımla yazar zaten bizlere sunmuş eserini. Okumaya başladığınızda; Ya bu olaylar hangi tarihte, nerede geçiyordu? Sorusunu zihnimizden alıp, günümüze uyarlayınca bile, aslında zamanın ve tarihin hiçbir önemi olmadığını derinden hissediyoruz ve adeta yaşıyoruz.
Burada, Victor HUGO'nun Notre Dame'ın Kamburu'ndan ufak bir alıntı yapmak istiyorum;
'' .. bu ezelden beri süregelen bir yöntemdir: Halk söküp almadıkça kral ayrıcalıklarından vazgeçmez. ''
Nasıl da parçalar birbirine oturuyor değil mi ? Bir avuç azınlığın mutluluğu, bir halkın mutsuzluğunun önüne geçiyor. Her defasında pastadan büyük dilim burjuvaya, günden güne küçülen dilimler ise malesef sefil bırakılan halka düşüyor.
Ana karakterimiz olan Pavel'in de yaptığı gibi; okumaya ve daha çok okumaya ihtiyacımız var. Bu kapitalist sistem ile savaşmanın en ideal yolu bu.
Kesinlikle okunması ve önerilmesi gereken bir kitap. Keyifli okumalar..
TI
KAN
MA
Ne söylemişti bize kitabın başında Chuck Plahniuk;
1 ( Eğer bu kitabı okumaya niyetliyseniz vazgeçin.)
Bizleri kitaptan uzaklaştırmaya çalışıyor gibi gözükse de aslında bizi daha çok kitabın içine doğru çekiyor yazar.
2 ( Birkaç sayfa okuduktan sonra, burada olmak istemeyeceksiniz. ) gibi söylemlerle başlıyor kitap.
Bu kitapta anlatılanların bizi öfkelendireceğini düşündüğü için; açıkçası ben bu kitabı okurken acaba nasıl bir olay örgüsüyle karşılaşacağımı hiç bilmiyordum ve gerçekten merak ettim. Bu yüzden daha sıkı tutundum kitaba. Yeraltı edebiyatına ilk girişim bu kitapla olacağı için bu cümleler beni daha da içine çekti...
Chuc Palahniuk Yeraltı Edebiyatının o karşı konulmaz gerçeklerini bizlere TIKANMA'dan anlatmış, bizler de bu gerçekleri TIKANMA'dan okuyabildik mi ?
Ben okurken keyif aldım umarım sizler de keyif alırsınız. Keyifli okumalar..
Notre Dame'ın Kamburu;
Hiç öyle, "acaba bu kitaba başlasam bitirebilir miyim ?" demeyin. Kitabın kalın olması gözünüzü korkutabilir ama korkularımızı yenmeyi başaramazsak nihai hedefe ulaşamayız.
Bu benim yazar ile ilk tanışmam. Kitaba başladığınızda Victor Hugo sizi resmen günümüzden alıp, Fransız İhtilali'nin sonrasına karanlık Fransa'nın göbeğine bırakıyor. Kendimizi bir anda 1800 lü yılların Notre Dame'nda buluyoruz.Kitabı okumuyor sanki olaylar olgusunu resmen yaşıyoruz.
Burada yazarın dönemsel eleştirilerini ( Kralları, din görevlilerini , insanların suçsuz yere idam edilişlerini vs.) orta çağdaki karanlığı çok iyi irdelediğini görüyoruz. Günümüzde buradan çıkaracak çok ders olduğunu düşünüyorum. Eğer bilimin izinden gidilmez ise kısa zamanda ortaçağ karanlığına geri dönmemiz kaçınılmaz olacaktır. (Spoiler) vermemek için Kitaptaki olay örgüsüne çok fazla değinmek istemiyorum.
Victor Hugo'nun kaleminden, bu eşsiz eserin okunması, okutulmasını temenni ediyorum.
“Dikkat! Spoiler içerir.”
Zülfü Livaneli'nin bu muhteşem eseri, bütün okullarda okutulması zorunlu hale getirilmelidir ki; bir dikta rejimi nasıl başlar, kontrolü nasıl ele alır, "sözde demokrasi" adı altında olayların akışını nasıl değiştirebilir ve nasıl sonuçlar çıkarabiliriz? ( Burada yazarın olayları önceden görmesi,halkı uyandırmaya çalışması ama manipüle olan halkın artık doğruyu yanlışı ayırt edememesi ve diktatör rejimine boyun eğmesi içinde bulunduğumuz durumu ifade etmez mi?)
Bu otoriteyi, adeta iliklerimize kadar hissediyoruz hissi veren Livaneli; okuyucularına muhteşem bir eser armağan etmiştir.
Okunması ve okutulması temennisi ile..
Karanlığı bilim ile fethetmek isteyenlerin sıkılmadan okuyacağı bir kitap.
Kafatasımızın içerisindeki eşsiz hazineyi mikro boyutlara kadar inceleyen, aynı zamanda hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan, akıcı bir dille yazılmasının yanı sıra okuyucuyu sorgulayan, sorgulatan muazzam bir eser.
