ALES paragraf sorusu... Aşağıdakiler hangi soruya karşılık söylenmiştir?
"Elbette birçok meslekte bu söz konusu. Ancak algıda seçicilik mi desem yoksa karşılaştırmalı diyalektik mi desem bilemedim. Ne demek istiyorum: Daha bir, iki nesil öncesine kadar öğretmenliğin ve okulda görev yapan idari yahut psiko personellerin saygınlığı çok daha yüksekmiş. Ve görevini layığıyla yapanların sayısı oransal olarak daha fazlaymış. Şimdilerde ise öğretmenlik -maalasef- ayağa düştü. Her ünide bir eğitim fakültesi var ve neredeyse herkes öğretmen. Buna mukabil rehber öğretmen/psikolojik danışman ve hatta psikolog sayısı da oldukça fazla. Peki bunların ne kadarı yeterli nitelik ve donanımda? İnsanlar bunu görmüyor mu, görüyor elbette. Hâl böyle olunca derhâl bir önyargı oluşuyor toplum nezdinde. İşini iyi yapanlar, çalışmayı sevenler, maksimum fayda sağlayanlar da umumda gölgeleniyor. Tabii ki lokal olarak değer görüyorlar ama bu da genelde çok sınırlı oluyor. Bunları söylüyorum lakin bu sınırları aşmanın da planlarını yapıyorum. Yolu ve yöntemi belirledim. Şimdi ise önümde sadece çalışmak ve zamana güvenmek var."
Önyargı, düşüncenin en büyük hastalığıdır.
Reklam
"kuşkusuz ki en büyük önyargı; Etrafımızdaki herkesi insan sanmamızdır.."
🍀 Peygamber Efendimiz'e:"İnsanları en kolay şekilde cennete götüren şey nedir?" diye soruldu. "Allah'tan korkmak ve güzel ahlak." buyurdular. "İnsanları hangi şey hemen cehenneme gönderir?" diye soruldu. "Dilleri ve bacak araları." buyurdular. Gün 24 saat. Biz her 24 saat için oruç tutalım. Mesela bugün kınama orucu tut. Ve o gün kimseyi kınama. Yarın, eleştirme orucu tut. O gün kimseyi eleştirme. Ertesi gün kimsenin işine burnunu sokmama orucu tut. Ve o gün seni ilgilendirmeyen şeylere yorum yapma. Gıybet orucu tut, önyargı orucu tut. Bunları siz çoğaltabilirsiniz. Ama her gün zina orucu tut ve sana haram olan kişilere şehvetle bakma, şehvetle yaklaşma. Onları kardeşin gibi gör. Dilimiz kaderimizdir. Ahlakımız biletimizdir. Cennet de cehennem de seçimimizdir. Hayırlı geceler. 🌱🌱🌱
İnsanların neler yaşadığını bilmeden, ne zorluklarla mücadele ettiğini görmeden, ailesinde yada kendisinde ağır hastalıklar, maddi sıkıntılar vs olup olmadığını düşünmeden, s.kik s.kik konuşup hakkında mizah yapıp, hüküm veren, önyargı manyağı nefret edilesi aşağılık sefil yaratıklar doldu heryere..
Her şeye önyargı ile bakmak tamamıyla hastalıktır. CK
Reklam
"Kuşkusuz ki en büyük önyargı; etrafımızdaki herkesi insan sanmamızdır."
Geri Dönüşü Olmayabilecek Bir Son
Düşünsenize birine karşı deli gibi bir bağlılık hissediyorsunuz. O kişiyi görünce sanki bir ütopyada yaşıyormuşsunuz gibi mutlu,özgür bir kelebek misali uçuşmaya başlıyorsunuz. O an çok farklı birisiniz tabi. Görenler sizi olduğunuz kişi olarak adlandırmıyor. Hareketlerinizle onları etkiliyorsunuz. Herkesin morali düşük iken siz bir anda zirvede neon ışıklar kadar parlaksınız. Sonra o gün geliyor.Burada tabi iki seçenek var: Ya söyleyip kurtulacaksın kafanı fare kemirse daha az acıtacak bu düşünceden, ya da acısını çekeceksin bu kesiğin ömrün boyu. İkinci seçenek için anlatılacak pek bir şey olduğunu düşünmemekteyim.Hadi ilk seçeneğe dönelim. O kişiye anlattın her şeyi. Burada da iki seçenek... şaka şaka, o kadar derine inmeyeceğiz yoksa fenerimizdeki gaz yetmeyecek. Kaldığımız yerden devam edelim. Uzun süren nüphem bir sessizlik. Sonra seni bir süzüyor ve bir şeyler söylemeye hazırlanıyor. Çok heyecanlısın. Aynı zamanda gergin.Kız sevgilisi olduğunu söylüyor veya tipi olmadığını.Çekip gidiyor.Sen napıyorsun? Üzülmekten başka bir cevap veremiyorsun, değil mi? Ne sandın ki? Aşk hikayeleri "Gurur ve Önyargı" romanı misali mutlu sonla mı bitecek? Eğer görüşün böyle ise senin sonun da aynı Martin Eden karakteri gibi olabilir. Kimi sevdiğine dikkat et.
"İnsanlar her yerde beni önce önyargı ile karşıladılar." - İskender Pala
ÖNYARGI, her şeyi siyah zannetmekle eşdeğerdir.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.