Mehmet Ali Aybar bürokratik, askeri geçmişi olan bir aileden gelmiştir kendisi nazım hikmetle kuzendir aynı zamanda, Russell mahkemelerinde , Amerika'nın Vietnam'da işlediği insanlık suçlarını araştırmak için kurulan mahkemeye çağrılmıştır.sözde değil özde anti emperyalist olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu mahkeme de Ermeni meselesi konusu da açılmıştır fakat Aybar komiteyi ikna edip bu meselenin soykırım olarak görülmesini önlemiştir. Bu kitabında ise sosyalizmin ana hatlarını ortaya koymuştur ve Leninist örgütlenme modelinin bir burjuva modeli olduğunu ve bürokrasi ürettiği görüşlerini ortaya koymuştur. Amerika ile ikili antlasmalarin bağımsızlık ilkemize ters düştüğünü ilk iddia edenlerden biridir.
Vivan las Mariposas
Dominik Cumhuriyeti diktatörlük ile yönetilirken bu rejime karşı mücadele eden Mirabal kardeşlerin kurgulaştırılmış hikâyesi...
Mirabal kardeşlerden biri bu özgürlük mücadelesinde Mariposa (kelebek) kod adını alır ve peşinden giden diğer kız kardeşler de aynı kod adını kullanır.
Uzun yıllar keçi lakaplı diktatör Trujillo yönetiminde kalan Dominik de benzer kaderi paylaşmış diğer ülkeler gibi pek çok zulme ve haksızlığa sahne olmuş.
Diktatör rejime karşı örgütlenenlerden Mirabal kardeşler (dört kız kardeş) bu sivil örgütlenme içinde efsaneleşmiş isimler.
Rejim karşıtı eylemlerinden dolayı üç kardeş tutuklanıp hapse atılıyor.
Bu hapis döneminde ülkeyi ziyaret eden Amerikan temsil heyetinin gözüne hoş görünmek için tutuklular serbest bırakılıyor. Oysa aynı Amerika rejim karşıtı örgüte silah desteği sağlama sözü verip sonradan geri çekilmişti.
Maribal kardeşler sonrasında hâlâ hapiste olan kocalarını ziyaret etmek için giderken kaza süsüyle suikasta kurban gidiyorlar.
Kız kardeşlerin öldürüldüğü 25 Kasım günü Birleşmiş Milletler tarafından "Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü"
ilan edilmiş.
Kitap ayrı ayrı kız kardeşlerin anlatımıyla ilerliyor. Fakat biyografik roman değil, çünkü yazar olayları araştırarak kurgulayarak romanlaştırmış.
Kitap akıcı ve yalın bir anlatıma sahip. Bütünlük de güzel verilmiş.
Ek olarak kitabın baskı kalitesi de çok iyi. Yayınevi zaten kaliteli bir yayınevi. Gerek kağıt ve yazı baskısı gerek kapak kalitesi çok hoşuma gitti. Kapağın dokusu çok hoş. Kitap elime aldıkça iyi hissettirdi bu tasarımla.
" Ben, modern ben, tartışmasız biçimde insanım. Öte yandan ben, Kocadiş olan ben ise ilkel varlığım, insan değilim."
Kitabı bitirip kendi kendime şöyle diyorum: Evrim teorisi ancak bu kadar güzel romanlaştırılabilirdi. Kitap , karakterleriyle ve olay örgüsüyle belleğime yer ediniyor. Modern çağ ile ilkel çağ arasında gidip gelen sekiz yaşındaki bir çocuğun gözünden dinliyoruz evrimi.
İlkel de olsa günümüz dünyasıyla ortak benzerlikler görüyoruz. Toplumsal bir örgütlenme var Kızılgöz'e karşı. Adı geçen şahıs kitaptaki en ilkel kişi, uyumsuz, cani, saldırgan erkek tipini temsil ediyor. Kendilerine Halk adını veren bu topluluk ise bir araya gelip Kızılgöz'ü yok edemezler. Çünkü dil dediğimiz iletişimin temel öğesinden yoksunlar.
Ağaç insanları, Ateş insanları ve Halk'ı bir araya getiren ve onların mutluluğunu, hıncını dışavuran şey ise sanattır. Bir kez daha sanatın toplum içln olduğunu görüyoruz.
Evrim'e inanıp inanmama konusunda herhangi bi seçim yapmaya zorlamayan kitabın bence en önemli özelliği betimleme ve öyküleme tekniğiyle biz okuyucuları olayın içinde yaşatması. Avlanma, kaçma-kovalama sahneleri bi film tadında verilmiş.
Ne kadar ilkel olursa olsun insan türünün temelde çok da değişmediğini anlıyoruz kitapla. Ben çok beğendim, tavsiye ederim.
Tüm yaşantım boyunca inanç ve fikir hürriyetinin gözetilmesi ve buna saygı duyulması gerektiğine inandım. Fakat bir fikir veya bir inanç başka bir bireyi baskı, korku, şiddet vb durumlar göstererek psikolojik, sosyal, ekonomik veya kültürel yönden olumsuz etkiliyor, bireyi hak ettiği yerden daha geri plana düşürüyorsa da onun karşısında olmak
1984 yada Geleceğe veya bugüne ilişkin kâbus senaryosu
İnsanlar kelimeler ile düşünür kelimeler ile hayal eder kelimeler ile kendilerini ifade ederler. Peki kelimelerden bazı sözcükleri "Büyük Birader" söküp çıkarırsa hayatımızda ne gibi bir değişiklik gözlemleriz?
Direniş, özgürlük, Direnç, bir araya gelme, örgütlenme, baş kaldırı gibi kelimeler sözcükten çıkartılır. peki neden? İnsanlar
104 syf.
7/10 puan verdi
Sosyal Bilimleri Açın: Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması Üzerine Rapor
“Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması için Gulbenkian Komisyonu”, Calouste Gulbenkian Vakfı tarafından oluşturulmuş olup; başkanlığı Immanuel Wallerstein tarafından yürütülen ve bünyesinde altısı sosyal bilimler, ikisi doğa bilimleri ve ikisi de insan bilimleri alanlarından olmak üzere toplam on akademisyenden oluşan uluslararası bir komisyondur.
