Ortaya çıkan tabloda 2. Abdülhamit'in baskıcı yönetiminden aynı ölçüde nefret etseler bile reform tasarlama konusunda farklı bakış açıları olan iki isim vardır. Sosyal bilim aracılığıyla iki farklı felsefi akımdan etkilenen Ahmet Rıza ile Prens Sabahattin, aydın entelektüel elitlerin temsilcisi olarak ortak bir görev duygusuyla hareket etmiş olsa da Osmanlı İmparatorluğu'nun gelecekteki örgütlenme biçimi konusunda fikir ayrılığına düşmüştür: Prens Sabahattin hak eşitliğinin sağlanması için çeşitliğin kurumsallaştırılmasına dayanan ademimerkeziyetçilik üzerinde durmuştur. Ahmet Rıza ise etnik ve dini kimlikleri aşan bir Osmanlıcılık projesini hayata geçirmek için etnik veya dini farklılıkların imparatorluğun örgütlenmesinde merkezi bir rol oynamaması gerektiğine inanmıştır.
Koşulların eşitliğinin ürettiği tüm siyasi sonuçlar sında göze ilk çarpan ve ürkek zihinleri en çok korkutan bu bağımsızlık aşkıdır ve böyle hissetmekte tamamen haksız oldukları da söylenemez zira anarşi, demokratik ülkelerde başka yerlerde olduğundan çok daha korkunç vechelere bürünür. Yurttaşların birbiri üzerinde hiçbir etki gücü olmadığından, hepsini yerinde tutan ulusal iktidar eksilir eksilmez düzensizlik sanki ânında zirve yapar ve her bir yurttaşın kendince bir yöne savrulmasıyla toplumsal örgütlenme bir anda tuzla buz olur
Sayfa 10
Reklam
1505'te VII Henry İngiliz liman kentlerinde şubeleri bulunan kumaş tüccarlarının oluşturduğu cemiyete geniş haklar tanıyan bir imtiyazlar beratı bağışlamış ve onları Company of Merchants Adventurers [Girişimci Tüccarlar Şirketi] bünyesinde toplamıştı. On üçüncü yüzyıldan beri Hansa Birliği ya da Hollandalı ticari şirketlere benzer gevşek bir örgütlenme olarak mevcut bulunan bu cemiyet, eylemde olduğu kadar ilkesel olarak da merkezileşmiş ilk milli ticaret şirketi haline geliyordu. 1564 yılından itibaren bu cemiyetin üyeleri kendilerine "İngiltere'nin Girişimci Tüccarları" adını verecekti. Hansa Birliği ya da o dönemin diğer örgütlenmeleri gibi Girişimci Tüccarlar da iştigal ettikleri ticari alanda tekel hakkı elde etmeye uğraşıyordu. Ne var ki, ticaret yaptıkları ülkelerin krallarından imtiyazlar koparmakla yetinen öteki ticari şirketlerin aksine İngiltere'nin Girişimci Tüccarları her şeyden önce kendi krallarının desteğini garantiye almayı gözetiyordu. Ayrıca onlar cemiyetlerine yalnızca doğma büyüme İngilizleri kabul ediyor ve İngiliz kadınlarla evli olmalarını şart koşuyordu.
Sayfa 36 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Gerçekçi bir gözlem, bir toplumda sosyalistlerin te mel atabilmelerinin sadece işçi sınıfının sayıca çokluğuy- la veya üretim güçlerinin gelişkinlik derecesiyle bağlantılı olmayıp o toplumun siyasî örgütlenmesiyle dinî örgüt- lenmesi arasındaki ilişkiye çok şey borçlu olduğunu bize gösterir. Devletle kilisenin kaynaştığı Ortodoks Rusya'da
Türkiye yenikti, bitkindi ama herhangi bir Orta Doğu veya koloni ülkesinde olmayan özelliği vardı; eski bir devletin ve askeri bir toplumun yüksek ve hızla örgütlenme niteliği...
Sayfa 116Kitabı okudu
Günümüz Türkiye'sinde kimse kendi evinin önünü süpürmüyor. Çünkü hiç kimse kendi evinde oturduğuna inanmış değil. Sadece bu gerekçeyle yetinmiyor evlerinin önünü süpürmeyenler; evimizin önünü süpürmek bile, diyor sokak temiz olmayacak, zira süprüntüler kümelenmiş halde yine sokakta kalacak. Onları sokağımızın dışına taşıyacak bir örgütten, bir örgütlenme tarzından mahrumuz.
Reklam
Değişik yapıda ve görünümde bir siyaset doğuyordu. Müslüman nüfusun liderleri örgütlenme ve propagandaya başlamıştı.
Ama boşluğumuzu doldurmak için onlara gereksinim duyduğumuza inandığımızdan, bize boşluktan başka hiçbir şey vermeyen bir şeye gereksinimimiz artmaktadır. Bu uyarım koşullarının birçok çeşidi vardır: Yüksek sesli müzik, büyük arabalar, nüansı olmayan pırıltılı renkler, parlak cihazlar veya uyarım koşullarını artıran herhangi bir şey. Sonunda kendimizi canlı hissedebilmek için aradığımız şey sadece değişimin hızı olur. Uyarımın şekli veya içeriği önemini kaybeder. İçerik gittikçe önemsizleşir. Boş şekiller tercih edilir, çünkü içeriği ve anlamı olan şekiller değişimin hızını yavaşlatır. Çünkü anlam, ruhsal bir örgütlenme gerektirdiğinden zaman alır.
Sayfa 123 - Çitlembik YayınlarıKitabı okudu
Evet, 1919'da Türkiye yenikti, bitkindi ama işgalcilerin hesaba katmadıkları şuydu: toplumun yüksek ve hızla örgütlenme niteliği... Mustafa Kemal ve arkadaşları işte bu inancı sabırla, kararlılıkla, büyük bir yüreklilikle ateşlediler. Bundan sonrasında tüm ülke kurtuluş için savaşacak, kurtuluş için yaşayacak, kurtuluş için nefes alacaktı... İlber ORTAYLI
Sayfa 5 - Kronik Kitap / 4. Baski
Bilindiği gibi Gök-Türk Devleti'nin asıl adı Türk Devleti'dir. Türk adı resmi devlet adı olarak kullanıldığı gibi örgütlenme ve sosyal sistem açısından kendisinden öncekilerin somut bir devamı ve sonraki bütün Türk devletlerinin özeti gibidir. Avrasya coğrafyasında kurulmuş olan bütün irili ufaklı tüm Türk devletlerinde Gök-Türk tarihinin izleri bulunur.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.