Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Avrupa'da kimse bizim gibi yoksul değil," dedi üç Kürt gencinden biri. "Oğlum siz hiç Avrupa'ya gittiniz mi?" diye sordu Turgut Bey. "Henüz ben fırsat bulamadım, ama eniştem Almanya'da işçi." Hafifçe gülüşüldü buna. Turgut Bey sandalyesinde doğruldu. "Benim için çok şey ifade etmesine rağmen ben de hiç gitmedim Avrupa'ya," dedi. "Gülünç değil bu. Aramızda Avrupa'ya gitmiş olanlar lütfen elini kaldırsın." Almanya'da yıllarca bulunmuş Lacivert dahil hiç kimse elini kaldırmadı. "Ama hepimiz de Avrupa'nın ne anlama geldiğini biliyoruz," diye devam etti Turgut Bey. "Avrupa bizim insanlık içindeki geleceğimizdir. Bu yüzden beyefendi -Lacivert'i işaret etti- Avrupa yerine bütün insanlık diyorsa, bildirimizin başlığını öyle değiştirebiliriz." "Avrupa benim geleceğim değil," dedi Lacivert gülümseyerek. "Yaşadığım sürece onları taklit etmeyi, onlara benzemediğim için kendimi aşağılamayı hiç düşünmüyorum."
Sayfa 248 - 22. Basım: İstanbul, Kasım 2023 - YKY
Türk Edebiyatının En İyi 100 Romanı
Dün akşam Nahid Sırrı Örik'in Sultan Hamid Düşerken isimli kitabını okumaya başladım. Bu vesileyle size bir listeden bahsetmek istiyorum. Mutlaka bilenler vardır fakat bilmeyenler için de faydalı olabilir. 2017 yılında akademisyenler, yazarlar ve edebiyatçılardan oluşan bir ekiple Türk edebiyatının en iyi 100 romanı belirlenmiş. Biliyorum bu
Reklam
HAYAT BÖYLE ZATEN Bu evin bir köpeği vardı; Kıvır kıvırdı, adı Çinçon’du, öldü. Bir de kedisi vardı: Maviş, Kayboldu. Evin kızı gelin oldu, Küçük Bey sınıfı geçti. Daha böyle acı, tatlı Neler oldu bir yıl içinde! Oldu ya, olanların hepsi böyle... Hayat böyle zaten!.. (Haziran 1939/Vatan. 16.11.1952)
‘’İyi bir köşe yazısı ile aşkı birleştiren şeyi buldum Kemal Bey,’’ dedi bana. ‘’Nedir?’’ ‘’Aşk da köşe yazısı da, tabii ki bizi şimdi mutlu etmelidir. Ama ikisinin de güzelliği ve gücü, akıldan hiç çıkmamasıyla ölçülür.’’
Sayfa 133 - Yapı Kredi Yayınları
“Belki zamanın tıkır tıkır saat gibi akıtıldığı bu bekleyişi beklenenin kendisinden de güzeldi, ama insan hiçbir şey olmadan da bekliyor gibi yapamazdi ki.”
Sayfa 233 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Birçoklarının sandığı gibi eski yeniye dönüştürülmeyecek bir şey değildi:İnsan gelip geçici heyecanlara kapılmayacak kadar sakin ruhlu ve becerikli olursa, eskiyi biraz kıvırıp bükerek yeniye çevirebilir, birçoklarının yeni baştan yapmaya kalkıştığı şeyi,küçük ama zeki uzlaşmalarla zamana uydurulan eskinin içinden çıkabilirdi.”
Sayfa 211 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“Duygu, vicdan gibi ağır,kıpırdaması zor bir şeydi.”
Sayfa 57 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Yeniçeri Ocağı Kuruluyor
Yeniçeri Ocağı'nın temelleri 1.Murat zamanında atılmıştı. Ocağın kurulmasında Orhan Bey zamanında artan fetihlere bağlı olarak daha fazla askere duyulan ihtiyacın önemli rolü olmuştur.
Sayfa 34 - Kronik kitapKitabı okuyor
Seninle aynı düşünüyoruz Albayım...Değişim, şart!..
Salondaki hava, bir anda buz gibi olmuştu. Orhan Albay delen bakışlarıyla gözlerini, teker teker hepsinin üzerinde dolaştırdı ve sonra adeta kükrercesine: -Bakın size, 'beyler' diye hitap ediyorum. Bir subaya hele Komando subayına kışlasında, üzerinde üniforması varken 'Bey' denilmesi bence, çok büyük bir hakarettir. Fakat görüyorum ki sizler; 'Komutan' olmaktan çok 'Bey' olmuşsunuz. Sizler sürekli savunma düzeninde kalırsanız, düşman sürekli olarak saldırır ve her saldırısında da canımızı yakar..
Reklam
Ama hayat hiç istediğimiz gibi olmuyor Kemal Bey.
Sayfa 258 - 1. BASKI, İstanbul, Eylül 2008Kitabı okuyor
Çiftlendürmek
Çiftlendürmek kelimesi, Orhan Gazi'nin oğlu Ertuğrul Bey adına yapılmış yazma bir Kur'an çevirisinde geçer. Evlendirmek anlamında. XIV. Asır Türkçesiyle tanışmak ister misiniz ? Buyurunuz: "Ve bilgil ki bu surenun nuzüline (inişine) sebeb budur ki Müşrikler, Peygamber hazretine eyitdiler [dediler): Sen bizim sanemlerimize {putlarımıza] sebb idüb söğersin ve atalarumuzun dinine muhalefet idersin. Eğer fakirsen seni gani idelim, Ve eğer mecnun isen sana ilac idelim, Ve eğer avrata aşıkısan, ol avradı sana çiftlendürelüm! didikleründe, Hazret-i Peygamber cevab virub didi kim: Ben fakir değilem, Ve mecnun değilem, Ve avrata aşık değilem, Belki ben Allah Teala’nun hak rasuliyem; sizi davet iderem: Allah’a kullık idin, asnama {putlara] kullık itmen!
Türkiye'de resim yapmak, insanın bağıra bağıra konuşması gereken bir ülkede dilsizliği seçmek gibi bir şey.
Sayfa 601Kitabı okudu
423 syf.
8/10 puan verdi
Kimlik ve Varoluş Sorgulamaları
Orhan Pamuk'un "Kara Kitap" romanı, Galip Bey ve oğlu İhsan'ın hikayesiyle İstanbul'un karanlık sokaklarına dalıyor. Galip Bey, Galata Kulesi'nin bekçisiyken, İhsan ise gizemli bir paketle geçmişin sırlarını keşfediyor. Pamuk, bu romanda sadece bir ailenin dramını değil, aynı zamanda İstanbul'un da değişimini gözler önüne seriyor. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzanan bu değişimler, Galip Bey ve İhsan'ın hayatlarını da derinden etkiliyor. "Kara Kitap", gizemli bir polisiye romanı olmanın ötesinde, varoluşçuluk ve kimlik gibi kavramları da sorguluyor. Geçmiş ve gelecek, hafıza ve gerçeklik... Kafanızı karıştıracak ve düşünmeye sevk edecek bir kitap arıyorsanız, "Kara Kitap" tam size göre!
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229bin okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Başkaları için yaşamaktan usandım bundan sonra kendim için yaşamak istiyorum!
Gece kondu da yaşayan yoksul ailesine iyi bir yaşam sağlamak ve hayalindeki köfteci dükkanına kavuşmak uğruna zengin ama çirkin bir kızla evlenen Mustafa'nın ah felek zalim felek dedirtecek öyküsünü okurken o yılların İstanbul'unda gezdim bende. Eskiden ilişkiler ne güzelmiş. Dostluklar ne değerli, komşuluklar ne güzelmiş. Mustafa, askerden geldikten sonra iş bulamaz. Üstelik babasının sözleri ciğerine saplanır bir bıçak gibi. ''Sabahları sofraya çökmesini biliyorsun ama.'' Sülo, Avare Mustafa ve Çingene Murat üçlü priz gibidirler. Birlikte aylak aylak dolaşırken bir gün mahallenin boş arsasına apartman dikmek isteyen Zekeriya Bey çıkagelir. Mahallenin çocukları yıllardır boş duran arsa da bir daha top oynayamayacaklarına üzülürken Mustafa'nın ailesi de apartman da oturma hayali kurmakla meşguldür. Mustafa komşu kızı Aynur'u sevse de ailesinin baskısı ile Zekeriya Bey'in kaknem kızı Hülya ile evlenir. Çünkü ailesi öyle ister. Mustafa artık kayınpederinin uşağı olmuştur. Para uğruna kendini satmıştır. Gel zaman git zaman Mustafa bunalmıştır artık. Daha fazla dayanamaz kravatı, ceketi fırlatıp atar. "Ey Allah be!'' diye nara atarak: ''Yakayla kravatını sökercesine boynundan çıkarıp suratına fırlattı, ''Başkaları için yaşamaktan usandım arkadaş. Bundan sonra kendim için yaşamak istiyorum! Al adamlığını! Elbiseyle, kravattan adamlık ancak sizinkiler kadar olur. Adam olmak insanın yüreğindedir!'" der ve evden fırlayıp kaçar.
Devlet Kuşu
Devlet KuşuOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2020633 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.