Toplumu ayrıcalıklardan arındırmak
Günümüz kentli yaşantısını katlanılması çok zor hale getirmiş olan şey insanın daha kalabalık bir insan kitlesiyle sürekli ilişki kurmak zorunda kalması değil; aynı sömürü düzeninde yaşa­yan ve eşit olmayan insanların giderek daha çoğunun kendilerin­den daha ayrıcalıklı insanlara özenmesi ve buldukları hemen her fırsatta olduklarından daha ayrıcalıklıymış gibi bencilce davran­malarıdır. Her sıraya önden kaynamaya, metro kapısı açıldığında inenler inmeden binmeye çalışan, sokağa çöp atan, araç sürerken yaya geçidinde yayaya yol vermeyen tiplerin hepsi; en ayrıcalık­lıların herhangi bir sıraya girmek ya da toplu taşımaya binmek şöyle dursun, üretilen zenginliğin en güzel parçalarına çalışmak zorunda bile kalmadan kondukları toplumsal düzenin tüm in­sanları kirletip alçaltan etkisinin ürünüdür. Bu, yaptıklarını meş­rulaştırmaz; ama kenti yaşanır kılmak için yapılması gerekenin, tuzu kuru orta sınıf kafasızlarının zannettiğinin aksine kenti ne­zaket eksikliğinden arındırmak değil, ayrıcalıklardan arındırmak olduğunu gösterir. Kimsenin ayrıcalıklı olmadığının herkesçe bi­lindiği bir toplum, uyum içerisinde bir arada yaşayabilmek için koyduğu, toplam özgürlüğü azaltmayan aksine çoğaltan kuralları ormandaymış gibi yok sayan birisinin yaptıklarına, düzeltici bir tepki göstermeksizin göz yummayacaktır.
Sayfa 104 - Yazılama Yayınevi, 3.Baskı, Aralık 2022.
Konuştukları şeyler kiralanmış elbiseler gibi, kendi malları değildır. Yapacak işleri olmadığı için güçlerini öteye beriye harcarlar. Her şeye sarılan ilgileri, ruhlarının boşluğunu ve sevgi yoksulluklarını kapayan bir örtüdür. Ama orta halli bir yol seçmek ve orada derin bir iz bırakarak yürümek işlerine gelmez; çünku böylesi can sıkar, göze çarpmaz; çok şey bilmek o zaman işe yaramaz, gösterişe yer kalmaz.
Reklam
Orta Afrika’daki Bağanda kabilesi, kendini asan kişinin cesedini, kullandığı ağaçla birlikte bir yol kavşağında yakar ve buradan geçen kadınlar, ölenin ruhu onların içine girip yeniden doğmasın diye küllerin üstünü örterler
Günah duygusundan mahrum bir insanlık, hayvanlığa yakındır.....Orta ve doğru yol, insanı günah işlemekten koruyan günah duygusuna sahip olma halidir.....Ama bu duygu kaybolmuşsa vay insanın ve insanlığın başına gelene.
Sayfa 412
Muhteşem bir tespit!
İbn-i Cezeri'ye göre Kur'an çoğul, kapanmamış, hipermetinsel olarak yapılanmış, çizgisel olmayan bir metindir, anlam­sal içeriği hiçbir zaman tamamen tüketilemez, dinleyicilerin­den ve okuyucularından daima metin üzerinde yeniden çalış­malarını talep eder ve bu çalışmanın da hiçbir zaman açık seçik bir kesinliğe vardırmayacağı bellidir.
Bizi itikat amel söz davranış ve ahlakımızla iki aşırı uç arasında orta yol olan doğru yola hidayet eyle İslam dini ve peygamber efendimizin sünneti seniyesi demek olan dosdoğru yola bizi sabit kılsın.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.