...suyu asla gerçek anlamda yenemezsiniz...
Senin tek yapabileceğin onu başka bir yere yönlendirmek veya bir süreliğine akışını durdurmak, yani onu gerçekte yapmak istemediği bir şeyi yapması konusunda ikna etmek. Eğer suyun gitmek istediği yer ile senin gitmek istediğin yer arasında bir orta yol bulunabiliyorsa işte gerçek keyif budur.
Diyojen / 1.Baskı / 2021
Ünlü oturumdan hemen sonra, dürüst bir mühür sahibi başsavcılara tüm idamları süresi olarak askıya alma emri verildi. Görünüşte bu büyük bir adımdı. Ölüm cezasına karşı çıkan rakipler sonunda rahat bir nefes aldı. Fakat bu yanılsama kısa sürdü. Bakanların yargılanması sona erdi, ne ceza aldılar bilmiyorum. Dört ayak kurtuldu. Ham kalesi, ölüm ve özgürlük arasındaki orta yol olarak seçildi. Bu çeşit düzenlemeler yapılınca, devlet idarecilerinin zihnindeki tüm korku kayboldu ancak korkuyla beraber tüm insanlık da yitirildi. Artık mesele idam cezasını kaldırmak değildi ve artık ona duyulan ihtiyaç ortadan kalktığında, ütopya tekrar ütopya, teori tekrar teori, şiir tekrar şiir oldu.
Sayfa 18Kitabı okuyor
Oğuz kitleleri 11. yüzyılda nüfus artışı ve otlakların daralması sebebiyle Ön Asya'ya ve Anadolu'ya göç etmeye başladılar. Bu göç dalgası, Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devletlerini yarattı. Bu feodal devletlerin kurulması, bağrında feodal ilişkilerin filizlenmeye başladığı Türkmen-Oğuz kitleleri için, feodalizm aşamasına sıçramayı
Sayfa 62 - Feodal Devlete SıçrayışKitabı okuyor
Balkondan Aşağısı..
Kimse kimseyi görmüyordu. Herkes kendini kurtarmaya çalışıyor; herkes kendini kurtarmaya çalıştığı için, herkes herkesi ateşe atıyordu. 'Kendini kurtarma'nın âhirete bakan bir boyutu zaten epeydir yoktu. Binler, onbinler iman-küfür denkleminde sık sık yanlış şıkkı işaretliyor; körpecik tenler ve dimağlar ebedi bir yangına namzet hale
"Alternatifsizlik" siyasi bir ağrı kesicidir. Muğlak "orta yol" palyatif bir etki gösterir. Tartışmanın ve daha iyi savlar uğruna mücadelenin yerini sisteme uyma baskısı alır.''
Sayfa 13Kitabı okuyor
Bir Şükrü Erbaş emeği kitabı daha bitirdim. Okurken duygudan duyguya sürüklendim. Kimi cümleyle canım daha derinden yandı, kimi kelimeler umudum oldu. Hepsi bana bir nefes kattı, ondan eminim.. Böyle üstadların kalemi sonsuz olsun…
Kitapta sevgili Şükrü Erbaş’a ait dizelerin varlığı ayrı ve saygıdeğer yazar ve şairlerin alıntılarına yer verilmesi ayrı bir hoşluktu.
Kitapta ‘acı’ kelimesi o kadar çok geçti ki, insan okurken kendi acılarını hissediyor, yeniden tanımlıyor ve onlara bir yol çiziyor..
Kalbimin orta yerindeki acının varlığı bu okumayla daha da hatırı sayılır hale geldi.. Olsun, acıyı da hissetmek, anlamak, anlamlandırmak gerek..
İnsanın Acısını İnsan Alır 
Şükrü Erbaş
Nehir aniden bir dönemeçten savruldu ve her iki yandaki kıyılar yükseldi, Lörien'in ışıkları gizlendi. Frodo bir daha o zarif ülkeye hiç gelmedi.
Yolcular artık yüzlerini önlerindeki yolculuğa çevirmişlerdi; güneş önlerindeydi, gözleri kamaşıyordu çünkü hepsinin gözleri yaşlarla doluydu. Gimli açık açık ağlamaktaydı.
"En zarif olana son
Yani herkes üzerine düşeni yaparsa sorun kalmaz diyor...
"Hayatın temel ilkesi olarak şunu öne sürmüşlerdir: 'Hiçbir şeyde aşırıya kaçılmamalıdır! Hiçbir şey tek taraflı olmamalıdır! Her şeyde orta yol gözetilmelidir! Her şey, yerinde, zamanında yapılmalıdır!"
Sayfa 46Kitabı okuyor
Kişisel ve dini hayatında ve kamu politikalarında ölçülü ol, orta yolu izle!
Bütün işlerinde aşırılıktan uzak ve ölçülü ol. Orta yolu tut. Bundan daha yararlı ve daha güvenli bir şey yoktur. Orta yol insanı doğruya götürür, doğruluk ise başarıya ulaştırır. Başarı da mutluluğa eriştirir. Dinin ve doğru yol üzerinde olmanın direği, aşırılıktan uzak ve ölçülü olmaktır. (Tahir B.Hüseyin, "Bilge Siyasetin İlkeleri" Hazırlayan: Ergin Ergül, Adalet Yayınevi, Ankara, 2018, Sayfa 41)