+307
Süleyman Türk tarihinin belki de en büyük şahsiyetiydi. Kişisel nitelikleri üstündü: bilgeliği, adilliği, cömertliği, inceliği ve nezaketi bir efsane, entelektüel yetenekleri ise üstün ahlaki doğasının ayrılmaz bir parçasıydı.
Sayfa 150 - Say YayınlarıKitabı okudu
+307
Süleyman Viyana'da uğradığı başarısızlıkla kırılan uzun başarı çizgisini Charles'la açıktan savaş girişimini göze alarak tehlikeye attı: ülkeyi kural tanımaz akıncılarla bir kez daha yakıp yıktıktan sonra, 1533'te İstanbul'da barış yaptı; Macaristan iki talip, Ferdinand ve Zapolya arasında bölündü ve sultan avantajlı durumunu elde tuttu.
Sayfa 148 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
-Osmanlı dahilerinden İbrahim müteferrika- Yazar ,editör,redaktör,mütercim,tarihçi,dilbilimci, grafiker,haritacı ÇOK YÖNLÜ BİR DEHA (HEZARFEN/BİN FEN SAHIBI) lbrahim Müteferrika, Osmanli resmi matbaasinin kurucusu. harf dökümcüsü, ilk basma haritalar, ilk resimli kitap, ilk vak'anuvis tarihleri, ilk basma kataloglar, ilk kâğit fabrikasi müessisi, lügat yayincisi, bugünkü terimlerle ilk editor
Osmanlı Dâhileri
İBRAHİM MÜTEFERRİKA Osmanlının ilk matbaasını kuran "Sözel-Dilbilimsel" zekâsinin üstünlüğünü editör, redaktör, mütercim, tarihçi, dilbilimci olmasindan anlamak mümkündür. "Mantik-Matematik" zekāsindaki üstünlüğü ile mekanik düşünebilmis bir girişimcidir
Osmanlı'da Kızlara Hangi İsim Konulurdu?
Hocam bu bahsettiğiniz kayıtlarda geçen kadınların isimleri dikkatimi çekti: Aişe, Fatma, Zeynep, Rukiye... Bu kayıtlardan Osmanlı'da çok kullanılan kadın isimleri listesi yapabilir miyiz? Tereke defterlerinde gördüğümüz kadın isimlerinden ilk onu geçiş sıklığına göre şöyle sıralanabilir: Fatıma, Aişe, Hatice, Amine, Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm, Havva, Hanife, Züleyha. Kız çocuklarına 19. asra kadar genellikle Peygamberimiz'in ailesine mensup hanımların isimlerinin verildiğini görüyoruz bu sıralamadan. Ayrıca Rabia, Safiye, Habibe, Saliha, Emetullah ve Ümmühan da sıkça rastlanılan isimlerden. Osmanlı toplumu yeni doğan çocukları için orijinal isimler koymak yerine Peygamberimiz'in "Siz kıyamet gününde hem kendi adınızla, hem de babalarınızın adıyla çağrılacaksınız; bu sebeple kendinize güzel adlar koyun" tavsiyesine uyarak herkesin bildiği, kolay telaffuz edilen isimler koymayı tercih etmiştir. Câriyelere ise genellikle fiziki özelliklerini, güzelliklerini yansıtan Dilbeste, Anber-sima, Gülbeyaz, Şehbaz, Mehcebin, Zülfisiyah, Hüsnüşah, Gülbuy, Mehpare, Hürrem, Gülfem, Servkamet, Safa-nûş, Mahbube, Mehtab, Dildare, Bağ-ı cinan, Def-i gam gibi isimler konulmuştur. Günümüzde orijinallik olsun diye kızlarına câriye isimleri koyan birçok aile vardır. 19. asırdan itibaren, özellikle kültürlü çevrelerde farklı isim arayışına gidilmiş. Bazen roman kahramanları da bu konuda yönlendirici unsur olmuş. Buna mukabil 16-18. asırlarda bürokratlar ve ulemâ arasında Leyla ile Mecnun mesnevileri çok yaygın olmasına rağmen hemen hemen hiç Leyla ismine rastlanmaz.
Doğacaktır sana vadettiği günler hakkın
Osmanlı'yı parçalayarak onun yerine -Siyonizme bir nefes aldırmak için- küçük küçük devletçikler kuranlar, âdeta bir kaplan postunu kırk tilkiye kürk yapmış gibidirler. Bunların hiçbiri, bir yavru kaplan olamadı. Lâkin, "öz, çekirdek ve tarih mirası" Türkiye'de, Türk insanının idrakinde, bâki kaldığı için onun yakın bir gelecekte, nasıl genç bir kaplan olarak ecdâdının yerini alacağını, bütün Dünya hayret ve dehşetle müşâhede edecektir!.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.