Kadın; insanın neşv ü nemâ bulacağı mukaddes aile müessesesinin, hanım ve anne tarafını üstlenecektir. Bu sebeple aklî / mantıkî olmaktan ziyade hissîdir. İslâmiyet, bu sebeple kadını; hayâ, iffet ve tesettür gibi hikmetlerle muhafaza eder. Onu aile mahfazası içinde korur. Kadın-erkek eşitliği mevzu edildiğinde; batının, maskeli ve yaldızlı yüzünü değil, gerçek sûretini görmelidir. Evliliğe rağbetin azaldığı, birçok evliliğin boşanmayla neticelendiği, evlilik dışı münasebetlerin (zinânın) hoş görülüp çok yaygın hâle geldiği, nüfusun azaldığı, yaşlı annelerin ise yalnızlığa mahkûm edildiği, boş evlerde ölüp gittiği bir toplumda, kadının erkekler gibi kamyon şoförü, kasap vb. olabiliyor olmasında fazîlet mi aranmalıdır? Kaldı ki, İslâm toplumu; mahremiyetleri gözeten şartlar hazırlandıktan sonra, kadının çalışmasına da, çeşitli sanat, ilim ve hizmetlerle meşgul olmasına da karşı değildir. Hazret-i Âişe Vâlidemiz’in 300 kadar talebesi olmuştur. Osmanlı’da kadınlar tarafından kurulan binlerce vakıf vardır. Fakat selîm bir vicdan kabul eder ki, hanımların en asil mesleği anneliktir. Kudsî aile müessesesinin tâcı olmaktır. Muvaffak şahsiyetlerin arkasında mutlaka sâliha bir anne vardır. Çanakkale zaferini; cephede fedâ-yı cân edenler kadar, onları kınalayıp da cepheye gönderen annelere nisbet ederiz.
Sayfa 141 - Yüzakı Yayıncılık - 2019Kitabı okudu
•Osmanlıda Dans
Dans yeni yeni Fransa’da yayılmaya başlamış, bunu duyan Kanuni “rezalet” diye yerinden fırladığı gibi, Fransa kralına şu melalde bir kesin uyarı göndermiştir: “İşittim ki, memleketinizde kadın ve erkeklerin dans adı altında birbirlerine sarılmak suretiyle halk önünde ahlak ve hayâya mugayir davrandıkları süflî bir eğlence icat edilmiş. Bu rezaletin hudut olmamız dolayısıyla memleketime sirayeti ihtimali vardır. Bu itibarla mektubum elinize ulaşır ulaşmaz, derhal bu rezalete son verile! Aksi halde bizzat gelip o rezaleti kaldırmaya muktedirim.” Tarihçi Hammer, bu mektup üzerine dansın tam YÜZ YIL yasaklandığını kaydediyor.”
Sayfa 72
Reklam
Osmanlida cinsel özgürlük daha ıyimis yaw
1578-1581 yılları arasında İstanbul'da bulunan Salomon Schweigger, Türk ve İranlIlardan söz ederek şöyle diyor: "Bu halklarda doğaya aykırı gelen bir tutku çok yaygın. Erkek erkeğe, kadın kadına cinsel arzu duyuyor ve ilişkiye giriyorlar.
Sayfa 92 - KaynakKitabı okudu
Hürrem’den farklı olarak Kösem Sultan, siyasi otoriteyi hasekilik döneminde değil oğulları IV. Murat ve İbrahim’in saltanatı sırasında valide sultanlığı döneminde elde etmişti.Hatta torunu IV. Mehmet’in saltanatının ilk yıllarında da bu otoritesini bir müddet sürdürmüştü.
Sayfa 208 - Yeditepe yayınları 2010Kitabı okudu
Osmanlı’da recm vakası;
Eski İstanbul'da fuhşun cezası genelde rezil olmak, dayak yemek, birkaç gün karakolda kalmak ve en kötüsü şehirden sürülmekti. Ancak fuhşun taraflarından biri Müslüman bir kadın, diğeri de bir gayrimüslim erkekse durum hayli değişirdi. Bu türden bir ilişkinin cezası taşlanarak öldürülmekti. Osmanlı döneminde infaz edilen ilk ve tek recm cezası, 1680 yılında gerçekleşti. Haffaf Abdullah adlı yeniçerinin karısı Ayşe, Mihail adlı bir Yahudi genciyle basıldı. Atmeydanı'nda, Dikilitaş'ın yanında kazılan bir çukura yarı beline kadar gömülen kadın halkın attığı taşlarla öldürüldü. "Tunc Ejderha Zaniyesi" adıyla anılan bu olaya benzer bir de "Gümüşen daze Vakası" vardı. Ermeni bir genç ile Vefalı bir kadın arasında geçen bu baskın hikâyesindeki infaz gizlice yapıldı ve zaniye denize atılarak boğuldu.
Sayfa 74 - Cumartesi Kitaplığı
Sarı Pabuç adeti
İNGİLİZ KADIN SEYYAHLARIN notlarında değindikleri bir diğer ilginç nokta ise Osmanlı kadınının özgürlüğünün sembolik göstergesi olarak yorumladıkları 'çedik pabuç âdeti'dir. Lady Montagu, Sophia Poole ve Julia Pardoe'nun da aralarında bulunduğu pek çok kadın seyyah harem kapısının önüne evin hanımının koyduğu sarı sokak
Reklam
129 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.