Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DOĞU: HAYAL GÜCÜMÜZÜN UÇSUZ BUCAKSIZ KIRKAMBARI
Doğu bizim kafamızda. Bizim Batılı kafalarımızın dışında Doğu yok. Hatta Batı'nın kendisi de yok. Batı, karşıt terimiyle aynı nedenlerle içimizde var olan bir düşünce. Ama biz onu tanımlamaya hiç gerek duymayız: O bizim kendimizdir. Biz kimiz? Doğu'nun ön yüzü mü? Ötekinin ötekisi mi? Pozitif kutup mu, doğrulanmışlık mı? Ama kimi zaman da madalyonun öteki yüzü: pozitifin negatifi. Böylece eski simgeler su yüzüne çıkıyor: bir an için Doğu ışıktır, evrensel ruhtur, iç dünyamızın sihirli mıknatısıdır, beceriksiz modernliğimize karşı takınılan bir mesafeliliktir. Ama en küçük bir olayda, sıçrayan ilk kanda, ışık titreşir, söner: Doğu, bizim korkumuzun balçığı içine gömülür; unutulmuşluğa geri çekilir, sonra düş olarak geri döner. Yol dönemecindeki sahte parıltı. Süs. Serap
Sayfa 24 - Özel Sayı 26, ORYANTALİZM, Ketebe Kitap ve Dergi Yayıncılığı, Derin Tarih, Tarih Okuyan Şaşırmaz, Genel Yayın Yönetmeni Taha Kılınç, Turkuvaz Dağıtım Pazarlama Albayrak MedyaKitabı okuyor
·
Puan vermedi
Gazi ve Fikriye
youtu.be/rzVhLQTukAs?si=... "Beni iki kadın çok sevdi:Biri yalnız ben olduğum için ,öteki mevkim için."(Mustafa Kemal) Ah Fikriyem... Göz yaşlarım aktı kitabın 273. sayfasına bu nasıl ölümüne bir sevda Fikriyem... Seni o kadar çok sevdim ki seni ve aşkını... Cumhuriyetin kuruluş sancıları içerisinde gizli bir sevdayı anlatmış bu tarihsel roman, aslında kitap tarih ağırlıklı olmakla birlikte bir taraftan da bu saf sevgiyi bize ince ince hissettirdi. Latife Hanım Atatürk'ü,Fikriye Hanım ise Mustafa Kemal'i sevmişti.
Gazi ve Fikriye
Gazi ve Fikriye
Gazi ve Fikriye
Gazi ve FikriyeHıfzı Topuz · Remzi Kitabevi · 2001995 okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
"Ölümün bile öldüğü bir yerdi Otlukbeli."
Yıl 1473. Yer Otlukbeli. İki Sultanımız, iki şehzademiz, iki Türk, iki Müslüman ordumuz var. İki ordumuzun dilinde yükselen "Allah Allah" seslerimiz var. Bir de iki kirpimiz var. Biri dişi, öteki erkek. Aşkı bu kirpilerden öğreniyoruz. Savaşı da.. Savaşın geleceğini Hayyam adlı bir akbabadan öğrenmelerine, akbabanın onlara buradan gitmelerini öğütlemelerine rağmen Otlukbeli’ni terk etmeyen bu kirpilerimizin gözünden izliyoruz savaşı. Ölümü de bu iki kirpinin gözünden izleyip öğreniyoruz. Bu saydıklarımızın yanında onlarca, yüzlerce, binlerce de sayamadıklarımız, adını bilmediklerimiz var. Osmanlılar, Akkoyunlular, kirpiler, koyunlar, kuşlar, çiçekler, ağaçlar.. “Ölümün bile öldüğü bir yerdi Otlukbeli.” diyor yazar. Okulda tarih derslerinde anlatılanlar kadarki bilgimle okudum. Tarihsel bir yanlışlık ya da doğruluk hakkında bir yorum yapamam. Gerek de yok zaten roman bu. Farklı bir bakış. Güzel bir kitap. Kirpilerimizin gözünden ölenin de biz öldürenin de biz olduğunu daha net görüyoruz, hissediyoruz, sorguluyoruz. Tavsiye ederim.
1473
1473Bedia Ceylan Güzelce · Çınar Yayınları · 2022257 okunma
Tahmin edilebileceğinin tersine, Ermenilerin koşulları 19. yüzyılın ilk yarısında özellikle çok daha iyi bir duruma gelmişti: milliyetçi Helen hareketleri ve Yunanistan Krallığı'nın doğumu nedeniyle Ermeniler imparatorluğun "yardımcı" unsurlarından biri olan Rumlara yeğlenir olmuşlardı. Pek çok Ermeni hükümette ve diplomatik görevlerde yer almıştı. Yeni camilerin ve sultanların yeni konutlarının mimarları da Ermeni Balyan ailesiydi. Ama Ermeni aydınları ve genel olarak en modern, ilerici, Batılılaşmış Ermeni elitleri öteki Hıristiyan halkların şu ya da bu şekilde Osmanlı egemenliğinden sıyrılıp özgürlüklerine kavuşmayı başardıklarını gözlemliyorlardı ve gayet anlaşılır bir biçimde batmak üzere olan bir gemide kalmaktansa, bu örnekleri izlemek doğru ve meşru olmaz mı diye düşünüyorlardı.
Sayfa 29 - Turkuvaz KitapçılıkKitabı okuyor
364 syf.
2/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Ah ah nerde o eski historical romance'laarr Sosyeteye taktim edilen genç Leydiler, dans etmek için çubuğa adını yazdırmaya çalışan, kızlarına koca arayan annelerden köşe bucak kaçan Lord'lar.. Sorarım size hani nerdeler! Yeni çıkan bu historical kitapların asla eski tadı yok. Yazarlar tutturmuş iki kişiden oluşan, konunun tek bir yerde geçtiği ama asla konunun olmadığı, diyalogların o eski Londra asilzadelerinden uzaktan yakından ilgisinin olmadığı sözüm ona historical kitapları bize dayatmalarından bezdim! Sevgili Julia Quinn sencede Bridgerton'ların ekmeğini çokça yemedin mi? Başka konular, başka içerikler ve daha çok o historical dünyasına ayak mı bassan artık! Arkadaşlar abartmıyorum. Bir önceki kitapta da sadece iki karakteri tek bir noktada okumuştuk bunda da. Ah hakkını yemek istemem! Lizbondaki bir binanın depreme dayanıklı olması için yapılan fizik kurallarını bilmek içimi rahatlattı. Bu bilgi olmadan yaşayamazdım! Bunu söylediğim için belkide tarih beni asla affetmeyecek ama bu kitabı ve bence artık bu seriyi hatta ve hatta bu yazarı artık almayalım OKUMAYALIM ve OKUTMAYALIM KitapRüyasından Sevgilerle
Öteki Bayan Bridgerton
Öteki Bayan BridgertonJulia Quinn · Epsilon Yayınevi · 202328 okunma
Osmanlı devlet adamlarının ikinci ve daha büyük hataları, devletin kurucu unsuruna, devlette özel bir yer vermemeleriydi: Birçok milletlerden kurulan devletlerin hepsinde, daima iki çeşit kuvvet kendi kendine meydana gelir: Birisi merkeze yönelen, öteki devletçi olmayan. Osmanlı Devleti'nde merkeze yönelen unsur Türk'tü. Merkezden uzaklaşan unsurlar da diğerleriydi. Şu halde, Osmanlı büyükleri bu gerçeği dikkate alarak ona göre hareket etmeliydiler. Daima Türk unsurunu kuvvetlendirmeye çalışmalıydılar. Onun bilgisinin, fenninin, ekonomik durumun üstünlüğünü sağlamalıydılar. Çünkü devlet tabiatıyla kuvvetini daima bundan alacaktır. Zor zamanlarda daima buna başvuracaktı. Zaten Türk, devletçi ve merkeze yönelmiş olduğundan, devletin esasını, temelini teşkil ediyordu ve devleti müşkül durumlara sokmaktan sakınacaktı. Fakat Osmanlı devlet adamları, Fatih' ten sonra, bu prensibin tamamıyla aksine hareket etmiş bulundular. Onların faaliyet merkezleri Anadolu olacaktı. özellikle Anadolu'nun gelişmesine çalışacaklardı. Fakat tamamıyla aksini yaptılar; İstanbul daima kuvvetini Anadolu' dan aldığı, oraya dayandığı halde Anadolu'yu tamamıyla unuttu, ihmal etti. Zaten pek az düşünülen şehircilik hususunda Anadolu asla hatıra gelmedi. Türk, bol bol canını devlete feda ettiği gibi, ekonomisini, bilgisini, irfanını, sanayisini de feda etti. Bu suretle devletin kurucusu bulunan ırk, gittikçe zayıfladı ve nihayet devleti eski büyüklük ve ihtişamı ile ayakta tutamayacak bir hale geldi, devlet düşmeye başladı.
Reklam
‪Türk Budun, Ökün!
Şimdi herkes akl-ı evvel oldu. 5, 10 tekerlemenin tekrarlanmasıyla dünyayı bir çırpıda düzelti veriyorlar. Millet hainliğine kadar varan her şeyi söyleyip de yine "özgürlük yok" diye bağıran siyaset palyançolarına çocuk aldatır gibi yalanlar söyleyerek olmayacak vaatlerde bulunanlara, baktıkça kıyametin kopmakta olduğuna inanmak
Sayfa 221 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Düşman, ülkenin sınırlarından dışarıya çıkartıldı. Uluslararası meseleler kısmen de olsa halledildi. Genç Cumhuriyet’in yoluna nasıl devam edeceği konuşulmaya başlandı. Emin ol, bu öyle birkaç yılda ya da bir kaç on yılda halledilebilecek mesele değil. Düşünebiliyor musun, kocaman bir coğrafyada, yedi yüz yıl hüküm sürmüş bir imparatorluğu, Anadolu ve Trakya topraklarında biz, geriye kalan yerlerde öteki uluslar, Yeniçağa uygun hale getirmek için çaba göstereceğiz. Bu hiç de kolay bir iş değil. Kültür, bilgi, devlet geleneği, yönetme kabiliyeti ve daha pek çok şey gerekiyor. Öte yandan arka planında binlerce yılda oluşmuş bir gelenek ve görenekler silsilesi ile bunların besledikleri damarlar var. Dünyanın başka yerlerinde yaşanan gelişmelere ayak uyduramadığı için parçalanmak zorunda kalmış ama parçalar halinde bile olsa, tarih sahnesindeki varlığını yüzyıllar boyunca sürdürecek devasa bir yapıdan söz ediyoruz.
Sayfa 95 - Destek YayıneviKitabı okuyor
312 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Sema hanımın okuduğum ilk kitabı. Günlük hayatta kullandığımız pek çok kelime, deyim, atasözünün çıkış hikayesini, kültürel anlamda alışkanlıklarımızı, unuttuğumuz bir çok değeri doğru şekliyle öğrenmemizi ve hatırlamamızı sağlayan güzel bir eser. Kitabın akıcı bir dili var ve aynı zamanda sohbet havasında yazıldığı için sıkılmadan merakla okuyorsunuz. Daha önce de bu tarz kitaplar okuduğum için çok keyif alarak okuduğum ve sevdiğim bir eser oldu. Meraklılarına mutlaka tavsiye ederim. Keyifli okumalar. “Hassasiyetleri ortak olanların cümleleri de, suskunlukları da birbirine benzer.” “Özgür olabilmek, tarih yazımının ve insanlığın ön koşuludur. Hangi sömürge sömürenin, hangi köle sahibinin yanlışlarını tüm çıplaklığıyla dünyaya duyurabilmiş ki.” “Özgürlüğün en büyük düşmanı, halinden memnun kölelerdir.” Che Guevara
Öteki Şeylerin Tarihi
Öteki Şeylerin TarihiSema Soykan · Alfa Yayınları · 0283 okunma
238 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İbrahim Kalın
İbrahim Kalın
öncelikle yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve çok beğendim, diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum. İslâm ve Batı arasındaki ilişkinin OrtaÇağ'dan başlayarak günümüze kadar olan etkileşimini kısa, öz ve hap bilgilerle herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatmış. Ben tarih okumayı pek sevemeyen biri olarak bu kitabı 3 günde bitirdiysem, tarih severlerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum.Kalemine, yüreğine sağlık... İslâm toplumu ve Batı toplumunun, "ben" ve "öteki" algılarına bağlı olarak, tarih içinde birbirine bakış açılarının ne kadar değiştiğini ve en nihayetinde günümüze kadar olan sürecin nasıl geliştiğini çok yalın bir dille ifade etmiş. Kitabı okurken yazarın ne kadar bilgili ve araştırmacı bir ruha sahip olduğunu anlıyorsunuz.
İslam ve Batı
İslam ve Batıİbrahim Kalın · İsam Yayınları · 20191,360 okunma
Reklam
Eşi benzeri olmayan sayısız olayla örülmüş tarih, genellemelere uymaz pek. Tarih içinde doğru yolu bulabilmek için birçok anahtara ihtiyaç vardır; bir araştırmacının kendi yaptığı anahtarı öteki anahtarların arasına katmak istemeye hakkı varsa da, bütün anahtarların yerine bir anahtar koymak, sözüm ona bütün kapıları açacak bir "maymuncuk" ortaya koymak akıllıca değildir.
120 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Yazara ait 2. kitabını okuduktan sonra bir inceleme yazısı yazmak istedim. Dinlerle alakalı güzel sentezleme ve analiz olmuş. Tarih biliminden faydalanılması da güzel.
Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat
sayesinde ilk defa Katharlılarla tanışmış oldum. Kendisine teşekkür ediyorum. Bu sebeple genel manasıyla Şeyh Bedrettin hatırlatması da güzel olmuş. Zira unutulanları hatırlatmak adına önemlidir. Bunun yanı sıra
Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat
kitaplarında özellikle şunu fark ettim; bağlamak ve değinmek istediği konuyu başarılı bir şekilde birleştiriyor. Ayrıca bir başka fikir olarak yazar Laikliğe değinince Machivelli’ ye de değinmesini isterdim. Haricinde bu nasıl bir kitap derseniz eğer; okunması gereken iyi bir bilimsel makale olmuş, derim.
Gülün Öteki Adı
Gülün Öteki Adı
kitabının yanına destek olarak içeriğinde yazarın bahsettiği gibi eserin tamamlanması adına
Gülün Adı
Gülün Adı
kitabını ve bir dijital platformda yayınlanan toprağın varisleri filmini tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Gülün Öteki Adı
Gülün Öteki AdıMine G. Kırıkkanat · Kırmızı Kedi Yayınları · 2014104 okunma
Sen ve ben, kimiz? Kadın ve erkek. Sen ve ben, ne yapıyoruz? Her kadınla her erkeğin yaptığını: Hem sevişiyor, hem birbirimizi yiyoruz. Cidden sevişiyor muyuz? Biz mahkûmuz: Sevişmeye ve birbirimizi yemeye... Tarih bunun hikayesidir. İki insan, hele kadın ve erkek, birbirinin ebedi dost ve düşmanıdır. Daima sevişecek ve düşeceklerdir. Aşk, erkekle kadın arasındaki harpte, iki tarafın yorgunluğundan gelen ve gene kavga ile biten muvakkat bir mütarekeden başka bir şey değildir: Dostluk ve öteki sevgiler gibi...
Sayfa 55
625 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
56 günde okudu
Birisi "Aşk" mı dedi ♡
Tarihin gördüğü, en tutkulu aşklardan birisi de hiç kuşkusuz Naciye Sultan ve Enver Paşa’nın aşkıdır. Bu eser, kabaca Enver paşanın yurt dışına çıkmak zorunda kaldığı (Çünkü 1.Dünya Savaşı sonunda İngilizler, İttihat ve Terakki Cemiyeti yöneticilerine karşı bir tutuklama emri çıkartmıştır. Bu yüzden o ve diğer arkadaşları mücadelelerine yurt
Naciyem Ruhum Efendim
Naciyem Ruhum EfendimMurat Bardakçı · İş Bankası Yayınları · 2016116 okunma
"Yirmibirinci yüzyıl , onüçüncü yüzyıldan o kadar farklı değil aslında. Her iki yüzyılın da kaydı şöyle düşülecek tarih kitaplarına: Eşi menendi görülmemiş dini ihtilaflar, kültürel çatışmalar, önyargılar ve yanlış anlamalar, her yere sirayet eden güvensizlik, belirsizlik, endişe ve şiddet; bir de öteki'nden duyulan şartlanmış tedirginlik. Karışık zamanlar. Böylesi zamanlarda, aşk latif bir kelime değil, başlıbaşına bir pusuladır. Çünkü aşk, hayatın asıl özü, esas gayesidir. Mevlâna'nın bizlere hatırlattığı üzere, gün gelir, herkesi, ondan köşe bucak kaçanları bile, hatta "romantik" kelimesini bir suçlama gibi kullananları dahi kıskıvrak yakalar aşk."
Sayfa 31 - DK YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.