Ev yemeği gibisi yoktur. İzahı güç, ama özel bir şey söz konusudur, bir duygu. Miden bunun parası ödenmiş bir yemek olmadığını, sevgiyle pişirildiğini bilir sanki.
kafiledeyiz. kadınlar ve erkeklerin oturma yeri ayrı. bir tane küçük kız, aradaki perdeyi açtırıp babasina, "baba bu bindiğimiz uçak mı otobüs mü" diye sormaya gitti.. 🥲
Sevgili Dost,
Bildiği şehirlerden, bilmediği şehirlere, bildiği yüzlerden bilmediği yüzlere sığınmayı aklından geçirmemiş kaç insan vardır? Garların, terminallerin ve limanların dev mıknatıslara dönüştüğü saatlerde bedenlerini kaptırmayanlar, ruhlarının bir otobüs koltuğuna, bir gemi çapasına, bir lokomotif tekerlegine yapışmasını önleyebilmişler midir? "Başımı alıp gitmek istiyorum," cümlesi kim bilir hayatımızın kaç kilidini kurcalamış, açayım derken kaç yeni kapı örtmüştür üstümüze. Arkaya bakmamayı başarabilenler, acaba gittikleri yere başlarını götürmeyi başarabilmişler midir? "Tebdit-i mekanda ferahlık vardır" diyenler, aslında "tebdil-i kan" ı mı kastetmişlerdir?
Daha çok, nezaketimden söz edelim. Bu nezaket ünlüydü, ama tartışma götürmezdi yine de. Terbiyeli
olmak gerçekten de bana büyük sevinçler veriyordu. Bazı sabahlar otobüste ya da metroda yerimi, görünürde kime layaksa ona bırakmak, yaşlı bir kadının düşürdüğü bir şeyi yerden alıp iyi bildiğim bir gülümsemeyle ona vermek ya da salt benden daha acelesi olan bir kimseye, tuttuğum taksiyi bırakmak şansına erersem, günüm bu yüzden aydınlanıyordu. Dahası, söylemem ge-
rek ki, kamu ulaşım araçlarının grevde olduğu günlerde, otobüs duraklarında, evlerine gidemeyen bazı mutsuz
hemşerilerimi arabama alma fırsatını bulunca seviniyordum. Sonra, tiyatroda bir çiftin bir araya gelmesine olanak sağlamak için koltuğumu onlara birakmak, yolculukta bir genç kızın yetişemediği bir fileye valizlerini
yerleştirmek başkalarından daha sık yaptığım yiğitliklerdi, çünkü bunları yapma fırsatlarını daha dikkatle
kolluyordum ve daha tatlı zevkler alıyordum bu davranışlardan.
Merhabalar kitapsevenherkes ailesi bugün size kalemini çok sevdiğim Orhan Pamuk Yeni Hayat romanı ile geldim.
Romanın kabataslak özeti. Roman, ince hesaplarla yazılmış, büyük bir dikkatle okumak gerekiyor satırları. Yazar dikkatsiz okuyucuyla dalga geçer yoksa(s.265) “YeniHayat”ı tekrar tekrar okuyan kahramanlar gibi bizi de kitabı yeniden
Ben vedasını ettiğim, arkasından suyunu dökmediğim (gelmesini istemediğim için), arkama dönüp bakmadığım çünkü gitmediğim ama mutlak anlamda bitirdiğim, bir milyon kere hoşça kal deyip en nihayetinde konuyu kapattığım ve bir daha asla hiçbir otobüs uğramasın diye tüm tekerlekleri patlattığım durakta şu an ne yapıyorum acaba?
Geceler Kapatılsın..