Ah! Zamanın seyri nasıl da yavaş. Bir yerden başka bir yere gitmek nasıl da uzun bir çaba istiyor! Mücadeleler arasında nasıl da dinleniyoruz! En ufak bayıra nasıl da oturuyoruz!
Duymadan dinleyip anlamadan konuşuyoruz.
Hepimiz ayrı ayrı kendi kıyılarında
Öyle kolay anlaşıyoruz ki...
Bir ayrılığı kalmadı düşüncelerimizin
İncelik adına kimi, çoğu korkudan
Ustaca düzenledik duygularımızı;
Anılar acı vermiyor artık, bizi biz eden
Değerler yıkıntısında onursuz oturuyoruz.
Ama biliyor musun, asla soru sormuyoruz, en azından çoğumuz sormuyor; yanıtları bing bing bing diye veriyorlar sadece, biz de dört saat daha film-öğretmenin karşısında oturuyoruz.
Giriştiğimiz işin altından kalkılabilir miydi? 'Giriştiğimiz işin temelleri sağlam.' diyerek endişelerimi dağıttı albayım. 'Aklın temelleri üzerine oturuyoruz.' Ben heyecanlandım. Akıl sözünü duyunca heyecanlanıyordum. Aklı çok seviyordum.