Kilise-devlet ilişkilerinin ortaçağ tasarımına model olan şema Anabaptistler tarafından değiştirilmiştir. Bu sayede, devletin ve yönetimin temsil ettiği dünyevi şehir ya da krallık, “dünyevi” ve gayri-Hıristiyan olarak görülür. Hıristiyan devlet ya da yönetim diye bir şey olamaz, zira bunlar yasalara uymaya zorlamak için meşru şiddet kullanımı prensibine dayanırlar. Hıristiyanlar şiddet kullanamayacağına göre, hükümete ya da devlet idaresine katılamazlar. Dahası sağduyulu kişiler ve kilise üyeleri olarak Hıristiyanların, buna bağlı olarak da Tanrı’nın Krallığı’nın bir yönetime falan ihtiyacı yoktur. Yönetimler bu dünya krallığının kurumları olarak dünyevi ve günahkâr insanlar içindir. Tanrı’nın krallığında bir yönetime ihtiyaç yoktur. Hıristiyanlara düşen, onlardan uzak durmak ve işleyişlerine katılmamaktır. Aynı zamanda, vicdanlarına ters düşmediği sürece onlara itaat etmelidirler. Kayser’in hakkını Kayser’e vermelidirler. Ancak askeri bir örgütlenmeye ya da polis kuvvetine katılmamalıdırlar. Siyasi bir göreve gelmek, bunlar için oy kullanmak ya da insanları ölüme ya da hapse gönderebilecek olan jürilerde görev almak da caiz değildir.
324 syf.
·
Not rated
·
Read in 105 days
Sahte demokrasi hiç bu kadar kör olmamıştı.
İncelememe José Saramago’nun Körlük adlı kitabından kısaca bahsederek başlamak istiyorum. Körlük adı bilinmeyen bir ülkede bulaşıcı bir beyaz körlük salgınıyla başlar. Ve herkesin beyaz kör olduğu bir yerde yaşam nasıldır, Herkesin çıplak olduğu bir resimde utanma var mıdır, Herkesin beyaz kör olduğu karantinalarda ahlaksız körler nasıl
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202218k okunma
Reklam
324 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Portekizli yazar José Saramago’nun hicivli eseri yine “Körlük” kadar etkileyiciydi bence. Körlük ’ün devam kitabı olan ‘Görmek’ bazı eleştirenlere, alakası yok diyenlere; bence bu kitabı anlamadıklarını ya da sindirerek okumadıklarını söyleyebilirim ancak. Kitap; on dört numaralı seçim sandığına yoğun yağmur yağışları nedeniyle kimsenin oy
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202218k okunma
324 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
İnceleme yazmadan önce duygumu belirtmeliyim. Belki bu doğru değil, ancak bu gök kubbe altındaki insanların yüzyıllar boyu süregelen yönetenler nedeni ile çektikleri tarifini kalemi en güçlü yazarların bile yeterince anlatacak kelimeleri bulmakta insan üstü gayret sarf ettiği acılara karşı nacizane sorumluluğum gibi geliyor.. Tam göğsüme
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202218k okunma
Psikomitolojik Terimler: Psikoloji Literatüründe Mitolojinin Kullanılması
Golem Mitosu: Golem, en ünlü dinamik mitlerden biridir. İnsanlık tarihinin en yaygın efsanelerinden biri olan bu mitos, tarih boyunca pek çok farklı biçim almış ve birçok sanat eserine ilham kaynağı olmuştur. Latin yazar Ovidius tarafından anlatılan Pygmalion ve Galatia Efsaneleri, Golem mitinin bir versiyonu olarak değerlendirilebilmektedir. 16. yüzyılda Prag’da yaşayan haham Yehuda Löw ben Bezeuel tarafından yaratılan bir öy- kü olan Golem; 1915 yılında Gustav Meyrink’in ‘Der Golem’isimli romanına konu olmuş, 1920 yılında ise sessiz film olarak Alman yönetmen Paul Wegener ve Carl Böse tarafından sinemaya uyarlanmıştır. Bu paralelde aydınlanma düşüncesinin, insan-doğa karşıtlığını insan lehine aşma idealini dile getiren ilk ve en önemli edebi baş yapıtı olan Frankenstein da, bu ünlü söylenceyi temel almaktadır (Shelley, 2002). Yapay canlı arketipi olarak ifade edilebilen Golem, bilimin yıkıcı sonuçları ve yanlış kullanımı üzerine sorgulamalar yapılmasını sağlamaktadır. Collins ve Pinch, bilim ve Golem arasındaki semantik benzerliklere dikkat çekmektedirler. Bilim bütünüyle ne iyi, ne de bütünüyle kötüdür. Golem de ne zaman ne yapacağı belli olmayan, olağanüstü gücü nedeniyle potansiyel bir tehlike oluşturan fakat aynı zamanda nazik, sevecen ve yardımsever bir yaratıktır. Ancak ehli olmayan ellerde ve kullanımlarda bilim de tıpkı Golem gibi amacından saparak yanlış ve insanlık için sakıncalı durumlar yaratabilmektedir (Collins ve Pinch, 1997). Yard. Doç. Dr. Emet GÜREL Araş. Gör. Canan MUTER
Mustafa Bülent Ecevit 28 Mayıs 1925'te İstanbul Beşiktaş'ta doğdu. İstanbul ve Ankara Konservatuvarlarında öğretmenlik yapmış olan annesi Fatma Nazlı Hanım, Türkiye'nin ilk profesyonel ka­dın ressamlarındandır. Babası Ahmet Fahri Ecevit, Ankara Hukuk Fakültesi'nde adli tıp profesörlüğü yapmış, 1943'te CHP'nin Kastamonu milletvekili olmuştur.
Reklam
_Devlet, milletin kendisidir. Milleti, idare edenler devlet değildir. Çünkü irade milletindir. Millet, asildir. Millet işlerini yönetenler, onun temsilcileri olabilir. Bu sistemin uygulanmasında göz onunde bulundurulacak en onemli nokta, milletin siyasi, sosyal, eğitim ve gelişme derecesidir. _Devlet, her parcası diğerinin gorevini hazırlayan veya
İngilizcesinin güzel olması Londradan kaynaklanıyormuş
Mustafa Bülent Ecevit 28 Mayıs 1925'te İstanbul Beşiktaş'ta doğdu. İstanbul ve Ankara Konservatuvarlarında öğretmenlik yapmış olan annesi Fatma Nazlı Hanım, Türkiye'nin ilk profesyonel ka­dın ressamlarındandır. Babası Ahmet Fahri Ecevit, Ankara Hukuk Fakültesi'nde adli tıp profesörlüğü yapmış, 1943'te CHP'nin Kastamonu milletvekili olmuştur.
Logos
Herakleitos her şeyden önce bir Logos'a inanıyordu. Kitabının ilk tümcesi, bütün olup bitenlerin seyrini belirlediğini söylediği bu Logos'un doğru oldugunu ya da ger- çekten var olduğunu agırbaşlı bir tonda ortaya koyar. Gigon'un da ileri sürdüğü gibi Logos'tan aynı anlamda söz eden diger fragmanların da kitabın giriş bölümüne
Sayfa 426Kitabı okudu
Serbest Safsatalar Biçimsel Safsataların argümanın şekli, Serbest Safsataların ise anlamı ile uğraştığını belirtmiştik. Serbest Safsatalar kelime veya gramerin yanlış kullanımı, bir fikrin veya olayın yanlış ifadesi, bir tahminin kanıtlanmış gibi vurgulanması, yanlış anlama, konu dışına çıkma gibi kusurlardan çıkar. Doğru bir muhakeme için
Sayfa 106 - EverestKitabı okudu
67 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.