Herakleitos her şeyden önce bir Logos'a inanıyordu. Kitabının ilk tümcesi, bütün olup bitenlerin seyrini belirlediğini söylediği bu Logos'un doğru oldugunu ya da ger- çekten var olduğunu agırbaşlı bir tonda ortaya koyar. Gigon'un da ileri sürdüğü gibi Logos'tan aynı anlamda söz eden diger fragmanların da kitabın giriş bölümüne
Siyasi ideolojiler ile ilgili çok güzel bir yazı...
Herkes teknik direktör, herkes politikacıdır güzel ülkemde. Memleketin her köşesinde geçmişten günümüze siyaset konuşulur. Ama bir de kavram karmaşası var ki akıllara zarar. 3-5 ideolojik kelam sözlere zenginlik katar ama kullanımı yerinde midir, tartışılır. Nitekim geçenlerde yapılan bir
CKMP Kongresi
Olağanüstü kongrede yaşananlar, "partinin ele geçirilmesi" ifadesinin, dışarıdan gelen bir ekibin kısa süre içerisinde partiyi kontrol etmesinin ötesinde doğrudan cebir kullanımı şeklinde okunması gerektiğini göstermektedir, CKMP Olağanüstü Kongresi'nde henüz genç bir lise öğrencisi olan, daha sonra ise Ülkü Ocakları'nda
Görmek; Körlük kitabının devamı niteliğinde olduğunu kesinlikle kabul etmediğim kitaptır. 324 sayfalık kitabın yarısından sonra körlük kitabı karakterlerinden bir kaç tanesi kitaba dahil ediliyor. Kitabın devamı da tamamen bu karakterler üzerinden yürümüyor.
İnceleme yapan çoğu kişi kitabı beğendiğini dile getirmiş. Çoğunluğun fikrine uymakla
1921 yılında New York'ta, kırk yaşında iki kadın oturup birbirlerini izliyorlardı. Margaret Sanger ve Katharine Dexter McCormick, değişik Amerikalılardı, yüzyılın ilerleyen dönemlerinde kadınların hayatlarını değiştirmek için herhangi bir Amerikalı ya da Avrupalı siyasetçiden çok daha fazlasını yapacaklardı. Amaçları, kadınların kendi