Ne insanlar tanıdım aslında yoktular...
Aslında başka şeyler hayal etmiştim tabi ama olsun. Var mı öyle pat diye hayale ulaşmak. Neler yaşadım, ne insanlar tanıdım... Çoğunu unutmuş olsam da unutuşun bile bir cazibesi var bence . İnsan biraz da zamanın içinde süzülmeli. İyi ve kötü anıları birbirine karışık belirsizleşmeli ve silinip girmeli Ahlat Ağacı
ben öyle bilirim ki yaşamak berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır.
Reklam
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında Öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan Saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda Acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman Acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim. Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın başından başlayabilirim.
Bir güzel kadın tanımak... Öyle güzel ki bakmak ayıp, çünkü güzelliğini kavrayamama ihtimali var. Siyah kıyafeti ve Romalı kadınlara özgü dizine kadar uzanan ipli ayakkabası, dalgalı, siyah uzun saçları, kumral teniyle bir tablodan çıkmış gibiydi adeta. Heykeltraşlar bu kadını görseler zamandan geriye bu kadının taşa işlenmiş sırlarla dolu güzelliğini bırakırlardı. Otobüste denk gelmenin verdiği büyü de cabası. Ne saçma lan. Before Sunrise sahnelerini canlı canlı yaşamak gibi. Yol tükenene, gri renkli İzmir otogarına gelene kadar süren ve her anında karşılıklı bir uyumun hüküm sürdüğü sarhoş edeci sohbet... Neler konuşmadık ki!
bana bir anda keşke seni benim gözümden görebilseler dedi. sevgilim ben sana arı bir suyum, onlar öyle görmesin diye bulanıp dururum.
öyle söylenmez, yalnız duyulur ve sezilir ama bir taş gibi ağrır burnunun direğinde sızı.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.