DİL MESELESİ   Kültürümüzün yılan hikâyelerinden biri de dil meselesidir. Eskiden zaman zaman alevlenen dil münakaşaları şimdi bir Dil Kurumunun devamlı faaliyeti dolayısıyla daimi bir münakaşa mevzuu olmuştur. Her halde, fikirlerin dil meselesinde olduğu kadar dağınık bulunduğu saha pek azdır. Dil ve ona bağlı imlâ işlerindeki kargaşalık
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki herkes sanatı sanki yaşamış bir kişinin öyküsü imiş gibi ele alıyor. Güzelliğin soyut anlamını yitirdik
Reklam
“Sanatkar güzel şeyler yaratmalıdır ama, içine kendi hayatından hiçbir şey koymamalıdır. Öyle bir çağda yaşıyoruz herkes sanatı sanki yaşamış bir kişinin öyküsü imiş gibi ele alıyor. Güzelin soyut anlamını yitirdik.”
Okuma bilmeyen saf kadın Angele de Foligno'yu dinliyelim: «Ruh öyle bir noktaya yükselirki, onun ötesinde kendi mahiyetini aşar. Allah hakkında anladığı şey; alelade zamanda kendi anladığından daha başka ve yücedir. Anladığını da izah edemez, çünkü, her gör­düğü ve duyduğu şey tabiatinin fevkındadır.» Bu ibarenin lâtince aslı saf ve beceriksiz bir ifade tarzında imiş (Religion et Mysticisme — p. 10
Sayfa 18
"alnıma güneş değdi, boynumdan akan ter damlası yaprakta duran bahardır, evvela bunu bildim. adına sözlük derler bir de kitap var idi sandığında dedemin. çocuk idim, açtım baktım, dağ'ın karşısında yazanı okudum, okudum da kıpırtısız kaldım. o dağ bende imiş, kalbim meğer mağara imiş, ikinci bunu bildim. ben ne isem, nice isem öyle idi alem de, üçüncü bunu bildim. şarap ise kalemin mürekkebi, gamı elbet bağdadır. ateştir ki zaten varınca küldür, hebâdır, dördüncü bunu bildim. eşyadan eşyaya, eşyadan insana gizli ses var imiş kulak duyarsa eğer, beşinci bunu bildim. har ile erermiş gonca, gül makamına, altıncı bunu bildim. konuşmak uçar imiş, yazmak iki alemde, yedinci bunu bildim."
Adolf Hitler’in büyük zaferi, ayrı ayrı her birimizin ruhlarında yaşamakta oluşu imiş, kitaplar öyle yazıyorlar.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.