Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sıkıntıya nasihatim kuru dedikodu imiş Anlıyor insan dert başa gelince Her yeni gün cehennemin odu imiş Biliyor insan bunca yaşa gelince Yaşamak cezası tükenmeyen bir cinayet imiş Anlıyor insan ellerinden hayatın kanı sızınca Mazi öyle basit bir nihayet değil imiş Biliyor insan gözlerine geçmişin tozu kaçınca..." - Hüseyin Arlı
Ahmet Özhan
Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş Sağı solum gözler idim ben dost yüzünü görsem deyü Ben taşrada arar iken ol cân içinde cân imiş Öyle sanırdım ayrıyam dost gayrıdır ben gayrıyam Benden görüp işiteni bildim ki ol cânân imiş Savm-u sâlât-u hac ile sanma biter zâhid işin İnsân-ı Kâmil olmaya lâzım olan irfân imiş Kanden gelir yolun senin ya kande varır menzilin Nerden gelip gittiğini anlamayan hayvân imiş Mürşid gerektir bildire Hakk'ı sana Hakk'al-yakîn Mürşidi olmayanların bildikleri gümân imiş Anla hemen bir söz dürür yokuş değildir düz dürür Âlem kamû bir yüz dürür gören anı hayrân imiş İşit Niyâzî'nin sözün bir nesne örtmez Hakk yüzün Hakk'dan ayân bir nesne yok gözsüzlere pinhân imiş
Reklam
Çukur
Modern Kore edebiyatından Çukur! Biraz farklı kültürlerin edebiyatını tanımak hevesiyle önce Japon edebiyatına sardım. Haruki Murakami, Osamu Daza falan derken oradan Arap edebiyatına atladım. Necip Mahfuz, Nizâr Kabbani filan... Sıra geldi Kore edebiyatına. Aradığımı buldum mu, tartışılır. Adının hiç de önemli olmadığı bu çekik gözlü
RABBİM sen bizlere maddi manevi şifa ver ve hayırlar yağdır. Bizim ruhumuzda, aklı melekelerimizde, bedenimizde bize ağır gelecek, nefsimize öfkemize uyduracak ne gibi yanlış duygu durum düşünceler varsa zarar veren şeylere engel olan El-Mani isminle engel ol. Öfkeli, kızgın, kırgın her halde kullarına adalet veren El-Adl ismin hürmetine adaletli doğru davranmayı nasip et. Senin bizden razı olduğun hitap kuvvetini ver bizlere! İnsanız aciziz gönlümüz kırılıyor. Ama sen bize kırılsakta kırılmama ilmini lütfet. İncinme incitenden, Kemalde noksan imiş incinen incitenden sözünün sırrına mazhar olanlardan eyle! Öyle derin, öyle geniş bir basiret feraset ver ki kırıldığımız durumların arkasında ki hikmeti nurunla, lütfunla görmeyi bahşet. Dünyaya kalbinde taht kuran değil, dünyayı kalbinde tuz buz eden, senin rızanı aramak için gayret eden kullarından eyle. Ya ERHAMERRAHİMİN ya ERHAMERRAHİMİN ya ERHAMERRAHİMİN Rahmetinle dualarımızı afiyetle kolaylıkla kabul et..
Öyle işte;
Dermân arardım derdime. Derdim bana dermân imiş..
Kaybettiğimiz birinci dereceden bir yakınımızı çok yakın bir süre içinde rüyâda görmemiz imkânsız imiş. Beyin meğer öyle güçlüymüş ki, yaşadığı kaybın ardından kişi şoka girmesin, travma yaşamasın diye ilk 21gün bilinçaltımızı koruma altına alırmış.
Reklam
Seyit Kutub’un hezeyanları!
Seyit Kutub’un Hazreti Osman efendimiz hakkındaki akıl almaz iftiraları ile zekât konusundaki İslam’a zıt, sosyalizm benzeri sözlerini iki yazımda kaleme almıştım. Pek çok okuyucum Seyit Kutub’u böyle bilmediklerini ifade ederek başka hatalarının olup olmadığı konusunda sorular sordular. Bu itibarla kendisi hakkında bir yazı daha almaya karar
YAZIP GELESİN
Verilen Ayak: Yazıp Gelesin Şiirin dersini, Pir’den alasın, Redifi uyağı, yazıp gelesin. Verilen ayağa, bağlı kalasın, Rahlede uyuyup, sızıp gelesin. Verilmiş ayakla, sen yürü yaya,
Geceler yalınayak, geceler inzivada İnsanlığın salâsı okunuyor, elveda! Gündüzün siyahından ufka karanlık çöktü Hicabından günahın kardelen boyun büktü Günebakan çiçeği dönüp bakar mı bize? Feryad u figan etsek nefis gelir mi dize? Ömür yitik sermaye kelebeğin misâli Tarumar gülistanım, talan ettim visâli Yâ İlâhi affeyle, gayrı dilim
Huzeyfetu'bnu'l-Yemân (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), bize iki hadis irad buyurmuştu. Ben bunlardan birini gördüm, diğerini de bekliyorum. Buyurmuştu ki: Emanet (din, adalet duyguları) insanların kalplerinin derinliklerine (yaratılışlarında, fıtrî meyiller olarak) konmuştur. Sonradan Kur'ân-ı
911 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.