İşte bu insan bütün sebep ve sonuçların arkasında kimin var olduğunu sezemez; çünkü dünya sevgisi gözünü öyle büyülemiştir ki adeta göremez duruma gelmiş, bir gaflet içerisinde yaşar durur. Bunun üzerine birde tembellik ve üşengeçlik eklendiği zaman o insan aynen bir çukurun içindedir. Sürekli kalbin de bir sıkıntı vardır, bu sıkıntı kalbini adeta kaplamıştır. Dünya da kendi konumunun farkında bile değildir.
Darmadağın
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
Reklam
288 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Batının sahte çalıntı hayatı...
Kitap bence tam bir Beyazıt Akman kitabı sade ve akıcı ayrıca tarafsız. Olanı öyle güzel ortaya koymuş ve araştırmak istenler için de gayet yerli kaynaklar koymuş ki adeta inanmıyorsanız işte burada kanıtı var gibi bir hali vardı. Kitap özetle doğu ve batı arasındaki farklarla birlikte, Her alanda bizden çalıp kendilerine nasıl da malettiklerini açıkça ortaya koymuş. Beyazıt hocamın kalemine sağlık okumaya devam...
Beyazıt Akman
Beyazıt Akman
Kayıp Tarihin İzinde
Kayıp Tarihin İzindeBeyazıt Akman · Kopernik Kitap · 2017630 okunma
148 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
Genel yorumlar
"Nesneler bir hayal olsun ya da olmasin fark etmez, ben de nihayet bir hayal sayılmam ve böyle bir durumda ben nasilsam nesneler de öyle demektir. Nesneleri sevimli ve el üstünde tutulmaya deger gösteren de işte budur: Onlarin da benim gibi olmalari. Bu yüzden sevebiliyorum onları. Ve gülecegin bir sey daha söyleyeyim sana: Sevgi, dostum
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037.8k okunma
Müziği renklerini görmek
"Şimdi bu kulağa garip gelebilir ama Beethoven ve Mozart gibi adamlar benim uykumu getiriyor." Az sonra ona söylemek istediğim şeyi anlayacak mi merak ediyordum. Benim bir tür kaçık olduğumu düşünmesini iste miyordum. Ama ne fark eder! "Garip değil," diye yazdım. Sonra devam ettim, "Müziği duyduğumda renklerini görüyorum." One öyle hızlı eğildi ki neredeyse düşecekti. "Hadi canim! Sen de mi? Bunu aileme anlatmaya calistım ama alamadılar." Yok artik. Simdiye dek bunu gerçekten anlayan biriyle ta nışmamıştım! Ve şimdi kampta hem rehberim hem de bir arkadaşım aynı şeyi yapabiliyordu! Bu yüzden riski göze alıp anlatmaya devam ettim. "Caz bana kahverengi ve güneş yanığı gibi görünüyor, ıslak toprak gibi kokuyor," diye yazdim dikkatle. Evet, şimdi deli olduğumu düşünecekti Onun yerine bağırdı,” Beethoven da mavi”
Doğa kendi isteklerini kendi karşılar. Her gün kendi kendini kışkırtan, yüzyıllar geçtikçe gelişen yeteneği kusurların yardakçısı yapan lüks, sefahat doğadan ayndır. Önce gereksiz şeyleri istemekle başlar işe, sonra zararlı olanları, en sonunda bedene öyle bir ruh oturtur ki, onun doymaz hırsı uğruna köleliğe çağırır bedeni. Bütün kenti çalkalayan, çınlatan bu zanaati.ar, hep beden için çalışırlar; eskiden bir köle için yapılır gibi üretilen şeyler şimdi bir efendi için yapılır gibi hazırlanıyor. İşte bu yüzden şurada kumaş tezgahları, burada maden yapım evleri var; şurada aşçı dükkanının kokulan, öte yanda bedene yumuşak hareketler, insana tatlı titrek şarkılar öğreten yerler var. Çünkü zorunlu olanı istemekle yetinen o eski doğa ölçüsü yok artık. Yeteri kadarını istemek bir çeşit köylülük, zavallılıktır!
Sayfa 350 - Jaguar Yayınları
Reklam
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
Bir işe başlamak, bitirmenin yarısı, derler ya. Doğmak da öyle işte. Ölmenin yarısı.
SAİD NURSİ'NİN MEHDİLİK İDDİASI
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir: "...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Kalbi, doğduğunda tertemizdir insanın. Vaftiz havuzuna batıp çıkarılmasına lüzum yoktur arınsın diye. Başta saf ve durudur. Ne olursa sonradan olur. Kara bir el dokunur göğüs kafesine. Dokundukça soldurur rengini. Siyah siyah lekeler çoğalıp kaplayınca kalbi, uyuşturur ve kaskatı bir taşa döndürür. İşte öyle. Kan kırmızısı kalp üzerinde kümelenmiş günah izleri. Günahlarım.
Sayfa 27 - Şule Yayınları, Mart 2024Kitabı okuyor
Reklam
İşte rahmet seni ey insan! O Müstağni-i Ale'l-ıtlak'ın ve Sultan-ı Sermedî'nin huzuruna çıkarır ve ona dost yapar ve ona muhatap eder ve sevgili bir abd vaziyetini verir. Fakat nasıl sen güneşe yetişemiyorsun, çok uzaksın, hiçbir cihetle yanaşamıyorsun. Fakat güneşin ziyası, güneşin aksini, cilvesini senin âyinen vasıtasıyla senin eline verir. Öyle de o Zat-ı Akdes'e ve o Şems-i ezel ve ebed'e biz çendan nihayetsiz uzağız, yanaşamayız. Fakat onun ziya-yı rahmeti, onu bize yakın ediyor.
Yahudi çocukları içinde birisi...
Bir zaman, Resûl-i Ekrem (Aleyhissalâtü Vesselâm) Hazret-i Ömer Radıyallahu Anh'a yahudi çocukları içinde birisini gösterdi. "İşte sureti!" dedi. Hazret-i Ömer (Radıyallahu Anh), "Öyle ise ben bunu öldüreceğim." dedi. Ferman etti: "Eğer bu Süfyan ve İslâm Deccalı olsa, sen öldüremezsin; eğer o olmazsa, onun suretiyle
Sayfa 395 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Hep ağlayacak değildim ya, güldüm bu kez. İnsan gözlerinde yaşlar varken de gülebilirmiş işte öyle...
Sayfa 196 - NemesisKitabı okudu
evet, seni seviyorum budala; tıpkı denizin, kendi dibindeki küçücük bir çakıltaşını sevmesi gibi, işte sevgim seni öyle kaplıyor...
“Ne anlatayım bilmem ki, sayın yargıcım? Sıradan bir memurum işte, bildiğiniz gibi. Öyle ilgi çekici bir yanı yok ki, hayatımın.”
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.