Gökkuşağına bakın. Görünüşünü sürdürdüğü veya öyle göründüğü sürece, orada, boşlukta birçok renkten oluşarak yer kaplayan bir yay görürsünüz. GERÇEKTEN ORADA MI? Gökkuşağının sonunun bulunduğu veya öyle göründüğü yere doğru yürürseniz, onu orada bulamazsınız. Yani, gökkuşağının, güneş, yağmur damlaları ve görüş açınızın sonucunda oluştuğunu anlarsınız...
Ketebe
Tairn ve Andarna ikilisine bayıldığım gerçeği. :)
A: "Herhalde bir gün ben de kendi yuvamın en yaşlısı olurum."
T: "Ben hâlâ orta yaşlardayım. Biraz bekleyeceksin."
A: "Gerçekten mi? Ben de yaşlanmaya başladığını düşünmüştüm. Çünkü kesinlikle öyle davranıyorsun."
V: "Yüz yaşını bir gün bile geçmiş gibi davranmıyorsun."
Sayfa 820 - Ejderha Andarna, Ejderha Tairn, Violet Sorrengail
Robinson Rancy’den ayrıldıktan sonra, hayatın canlanacağını sanmıştım, örneğin her zamankinden biraz daha fazla hasta geleceğini, ama kazın ayağı öyle değildi. Önce yörede kriz, işsizlik baş gösterdi, en kötüsü de buydu. Sonra hava da, kış olmasına karşın, yumuşadı, nem oranı düştü, oysa hekimlik açısından bizlerin gereksinim duyduğumuz hava soğuk ve rutubetli olanıdır. Salgın hastalık da gelişmedi, yani sözün kısası aksi bir mevsim yaşandı, pek fena.
Hatta, vizitelerine yürüyerek giden meslektaşlar bile gördüm, anlayın artık, yürüyüşten keyif almış gibi bir havaya bürünüyorlardı, oysa bu iş epey canlarını sıkıyordu çünkü bunu sırf arabalarını kullanmamak için yapıyorlardı, tasarruf babında. Benimse, bir tek yağmurluğum vardı dışarıda giyebileceğim. Acaba o nedenle mi bu derece inatçı bir nezleye yakalanmıştım? Yoksa gerçekten de çok az yemek yemeye mi alıştırmıştım kendimi? Her şey mümkün. Ola ki yeniden sıtma nöbetlerim tutmuştu?
Sayfa 383Kitabı okuyor
Gerçekten öyle mi?
“Bizler yoksul insanlarız, bizi hep küçük görmüşler, ezmişler. Bugüne değin karanlıkta yaşamışız. Ama şimdi Sovyet yönetimi ışığı görmemizi istiyor, okumayı yazmayı öğrenmemizi istiyor. Bunun için de çocukları okutmak gerek…”
Sayfa 21
Bir akşam, bekleme salonum neredeyse boşalmışken, benimle konuşmak üzere bir rahip girdi içeriye. Bu rahibi tanımıyordum, neredeyse kapıya koyacaktım. Papazları sevmezdim, kendimce haklı nedenlerim de vardı, özellikle San Tapeta limanında bana atılan kazıktan beri. Ancak bu seferkiyle, ne kadar hatırlamaya çalışırsam çalışayım, hani ona adam gibi
Sayfa 373Kitabı okuyor