"Benimle o kadar sert sevişmeni istiyorum ki," dedim, "her şeyi unuttur." Sergei beni kıçımın altından tutup kaldırdı ve ön kapıya doğru taşıdı. Bacaklarımı beline doladım ve yüzünü avuçları- mın içine alıp her yerine öpücükler kondurdum. Kusursuz bur- nuyla başladım, sonra alnına ve kaşlarına geçtim, her bir detayı hafızama
Sayfa 210
Bizler miyiz acaba ömrü hayatımızın mimarları yoksa öyle olduğumuzu mu sanıyoruz boş yere?
Reklam
Onu sekiz geçtiğinde
Pardon saat kaç diye sordum yanımda otobüs bekleyen kadına. Onu on geçiyor dedi. Teşekkürler dedim.  Arkamı dönüp omzuma çapraz olarak taktığım çantamdan telefonumu çıkarıp çaktırmadan saate baktım. Hayır onu on geçmiyordu. Onu sekiz geçiyordu. On demek sekiz demekten daha mı kolaydı? Neden hep sayıları yuvarlayarak söyleriz ki? Altı geçseydi beş
Duymayan kalmasın...
Bazen bazı insanların beynine kar yağıyor sanırsam. Düşüncelerde bir dengesizlik, bir donma oluyor sanki. Sevgili arkadaşlar takip edip takip edildikten sonra takibi bırakmak hangi kitapta yazıyor acaba. Siz takip edilmeye değersiniz de biz değmez miyiz? Bu ne gerizekalıca bir yaklaşım yahu. Bazen de uzun zamandır takipleştiğimiz kişiler takipten çıkıyor. Ne zararımız dokundu size bre cahiller. Madem beğenmiyorsunuz engelleyin ulan. Takipten çıkacaksanız ugraştımayın ve ikileyin. İnanın ki derdim takipci değil öyle olsa veririm parasını 1000kitap benim reklamimi yapar benim yerime. Tahammül edemediğim şey insanların b*ktan egosudur. Sevgisizliğimle yüzünüze sille misali çarparım.. iyi geceler (Bugüne kadar paylaştığım en argo paylaşımdır. Gurur duyuyorum.)
344 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Geçtiğimiz mart ayında kaybettiğimiz dünyaca ünlü primatolog, bilim insanı Frans De Waal “Hayvanların Ne Kadar Zeki Olduklarını Anlayacak Kadar Zeki miyiz?” ismini verdiği kitabıyla hayvanların belli bir tür zekâya sahip olup olmadığını düşünme konusunda bile içsel bir direncimiz olduğu ve ancak bunun üstesinden geldiğimiz taktirde hayvan davranışlarını ve altında yatan güdüyü anlamlandırabileceğimizi anlatıyor. “İnsanın en tepede olduğu bir bilişsel hiyerarşiyi reddeden Frans de Waal, onun yerine insan dahil her hayvanın kendine özgü zekâ, yeti ve yetenekleriyle değerlendirilip takdir edildiği daha objektif bir model öneriyor.” Kitapta yer alan binlerce örnekte görüyoruz ki hayvanlar özellikle ihtiyaç duydukları anlarda pratik çözümler geliştirebiliyorlar, dayanışma sergiliyorlar, türün tamamında görülenden farklı davranışlar gösterebiliyorlar. Örneğin dişi şempanze Grande’nin bir muza erişebilmek için dört kutuyu üst üste koyup amacına ulaşması gibi. Yiyeceklerini sürünün diğer güçlü üyeleri ile paylaşmak istemeyen bir kuşun onu daha sonra yemek için saklaması ya da bir kavanoza kapatılan ahtapotun kapağı açabilmesi gibi. “İnsanlığı her şeyin ölçüsü yapmak yerine, diğer türleri neyseler o şekilde değerlendirmeliyiz. Böyle yaparsak pek çok sihirli kuyu keşfedeceğimizden eminim - şu anda hayal gücümüzün ötesinde olanlar da dahil.” Bilmediğim öyle çok şey vardı ki, merakla okudum her satırı. Bilim kitabı olmasına rağmen de Waal’in sade ve anlaşılır üslubu ile herkese tavsiye edebileceğim bir kitaptı.
Hayvanların Ne Kadar Zeki Olduğunu Anlayacak Kadar Zeki Miyiz?
Hayvanların Ne Kadar Zeki Olduğunu Anlayacak Kadar Zeki Miyiz?Frans de Waal · Metis Yayıncılık · 2017105 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Her insanın çocukluğunda unutamadığı anıları vardır.Kaç yaşına gelmiş olursa olsun,gölge gibi izler onu yaşamı boyunca.... Bazen derinlere atar anılarını hatırlamak istemez,hayatına devam etmek ister, bazen de hiç olmadık zamanlarda o anılar vücut bulur bir anda su yüzüne çıkar ve kısa süreliğini sizi etkisi altına alır... Öyle değil
Gece
GeceElie Wiesel · Koridor Yayıncılık · 20151,464 okunma
Reklam
"Biz birbirimiz için doğru insan mıyız yani?" "İnkâr edemem ama hayatıma senden başkasını da kabul edemem... Öyle bir geldin ki bana, senden başka tüm yolları kapattın sanki."
Sayfa 432 - EphesusKitabı okudu
"Dünya öyle bir yere dönüşüyordu ki, o bile nereye gittiğini bilmeyen bir tavır içerisinde. Kendisiyle birlikte insanlığı da oluk oluk bir manasızlık, vicdansızlık, maneviyatsızlık denizine akıtıyor. Denizler okyanus oluyor, önünü alamadığımız bir hale varıyor, onu durdurmaya çalışan her şeyi yerle bir ediyor. Farkında değil kimse ama bu gidiş suya değil, sûra yaklaştırıyor. İnsafımızdan olmuşuz yitirmişiz onu, enaniyetimiz bizleri öylesine esir almış ki kendimizden başkasını düşünemez bir hale bürünmüşüz. İnsan sormadan duramıyor 'Fe eyne tezhebûn'? Peki, bunlar neden oluyor diye soruyor muyuz kendimize bilmiyorum. Bunlar başımıza neden geliyor farkında mıyız onu da bilmiyorum. Acaba bizler artık yüce yaratıcının habibini dinliyor muyuz onu sorarken bile korkuyorum."
Genç nesli değil, kendinizi suçlayın. Siz nasıl yetiştirdiyseniz, gençler de öyle olacaklar. Gençlere terbiye verdiğinizi söyleyebilir miyiz? Hayır! İşe önce kendinizden başlayın, binayı sonra inşa edersiniz.
44 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
KÖPEK BALIKLARI NE YAPTILAR ACABA?
Dünyada insanlar tarafından en korkulan hayvanlardan biri olan köpek balığına farklı bir bakış açısıyla yani yavru bir köpek balığı ve küçük bir kız aracılığıyla şahit olmaktayız. Çocukların, yetişkinler gibi köpek balıklarına karşı ön yargı oluşturmaması için okunabilecek, nitelikli bir eserdir. Eserde değinilen noktaların, ön yargıyla
Sevilmek İsteyen Köpekbalığı
Sevilmek İsteyen KöpekbalığıFeyza Hepçilingirler · Kırmızı Kedi Çocuk Yayınları · 20214 okunma
Reklam
Biz Kızılderili diyorduk, halbuki derileri sarı-siyah renkteydi. Amerikalılar da Indian (Hintli) diyorlardı. Bu da yanlıştı, Kristof Kolomb’un hatasıydı. (…) Sandviç’in tarihi de ilginçti; 18. yüzyılda yaşayan İngiliz lordu Earl of Sandwich, kumarbazın biriydi. Kumara öylesine düşkündü ki, yemek yemeğe oturacak vakit bulamıyordu. Bir yandan kumar
Sayfa 165Kitabı okudu
GÖLGELERİN İÇİNDEKİ SESSİZLİK
Burnundan soluyan Burcu o anda tek kelime etmeden polislere öfkeli bir yüz ifadeyle bakarken, ‘’Öyleyse artık gidebilir miyiz?’’ diye sordu. Berkant. ‘’Henüz değil.’’ dedi. Tüm ciddiyetiyle! Polis memuru Yavuz! ‘’Öncelikle polis arkadaşlarımızın kontrolünde hastaneye gideceksiniz ve bazı sağlık kontrollerinden geçirileceksiniz. Yarın öğleden sonra açıklanacak test sonuçlarına göre durumunuzu değerlendireceğiz.’’ diye devam etti. ‘‘Benim aklım başımda ve ben gayet sağlıklıyım. Dilediğiniz testi yaptırın umurumda değil.’’ dedi. Öfkeli sessiyle! Burcu. ‘’Burcu hanım, ben de öyle umuyorum. Bu arada test sonuçları açıklana kadar şehirden ayrılmak yok. Bu bir rica de-ğil, bilmem anlatabildim mi?’’ diye yanıtladı. Polis memuru. ‘’Evet memur bey, bu gayet açıklayıcı oldu.’’ dedi. Öfkeli tavrıyla! Berkant. Parıltılı, yaldızlı resmi üniformaları içindeki iki polis memuruyla birlikte hastanenin yolunu tuttular. Tam hastanenin kapısının içeresinden gireceklerdi ki o sırada Burcu, sağ tarafındaki polis memuruna dönerek şöyle dedi: ‘’Memur bey! Keşke yaldızlı resmi kıyafetlerle gelmeseydiniz. Bakın insanlar nasıl da bize bakıyor. Sanki suçluymuş gibi! Bütün gözler bizim üzerimizde!’’
Sarsıcı sorgu
Resim