Çok defa İslam, ya bir ibadet manzumesinden ibaretmiş gibi tedris (öğretim) edilir,dolayısıyla bu husustaki emirleri yerine getiren her şahsın İslam adına bütün vazifelerini ifa etmiş olacağı telkin edilir yahut da o,siyasi,içtimai,ideolojik ve psikolojik bir zorbalık müessesesi gibi gösterilir,mahiyeti itibariyle tereddütlerden ibaret bulunduğu anlatılırdı.Bu tereddütler bir yandan halk nazarında islam'ı küçük düşürüp alay mevzuu yapar, diğer taraftan da uyuşukluk ve geriliğin sebebi olduğu vehmini uyandırırdı.Öyle ki,insanların kafasında,din denilen bu gaflet müessesesinden kuvvetli bir hamle ile kurtulmanın lüzumuna dair kanaatler doğuyordu.Bu eğitim sisteminin telkinlerine göre İslam'daki meziyetlerin yerini Avrupai değerler almaktaydı.Avrupa,kuvvet demekti.Medeniyet,ilim ve sosyal adalet demekti.Ve hürriyet,kardeşlik,eşitlik demekti.Yani o,her sahada görülen ve görülecek olan terakki hamlelerinin kendisi demekti.Gerçek sosyal nizamlar Avrupa'da doğmuştu.Hakiki iktisat sistemlerini de o icat etmişti.İnsan için en uygun hayat nizamı Avrupalıların tecrübeleri neticesinde bulunmuştu.İnsan haklarını Fransız İhtilali,demokrasiyi ingiliz halkı rayına oturtmuş,medeniyetin temellerini de Roma İmparatorluğu atmıştı!!! Kısaca Avrupa, yıkılması mümkün olmayan muazzam bir devdi. İslam ise;yaşayabilmek için bu deve kölelik etmesi icab eden basit bir cüce.
Sayfa 123
Nefs bâbı :)
"Nimetlere öyle alışmışız ki birisi bize halimizi sorsa: 'Yeni bir şey yok.' diyoruz. Bunu derken acaba sağlığımızın yerinde ve ve nimetlerin devam ettiğinin farkında mıyız?" Muhammed Mütevellî Şa'râvi
Reklam
Ebrar 2150
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Dokuzlama “Seni boşuna mı seviyorum sanıyorsun?”
Seni boşuna mı seviyorum sanıyorsun? Biz, ''Kâlûbelâ''da beraber değil miydik? Ben o günü hatırlayamıyorum. Sen de hatırlayamazsın. Ama, mutlaka yanyana idik. Tanrı buyruğuna beraber baş eğmedik mi? Evet demedik mi? Çünkü sensiz eksik oluyorum. Yarım oluyorum. Biz, birbirimize ''Kâlû belâ''da
415 syf.
·
Not rated
·
Read in 10 days
"Kendi alevinle yakmaya hazır olmalısın kendini: Önce kül olmadan nasıl yeni olabilirsin ki?" Beni ilk sayfadan beri inanılmaz bir heyecanla sürükleyen bir kitap oldu. Hem bitirmek istemeyip hemde sabırsızca sayfalarını çevirmeme sebep olan bir kitaptı. "Kimsen o ol!" öyle diyor Friedrich Nietzsche. Gerçekte kimiz ya da gerçekten olduğumuz gibi miyiz? Sürekli kafamda dolaşan sorulardan yalnızca biriydi kitabı okurken... Kesinlikle okunması gereken bir kitap. Keşfedilmesi gereken bir dünya gibi...
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352.1k okunma
Hepimiz öyle değil miyiz?
Ben ki zamanın akışında Bahar oldum, güz oldum. Gittim geldim kışla yaz arasında.
Sayfa 218 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
560 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
LANET Herkese Merhabalar... Sizlere #lanet kitabının yorumu ile geldim. Kitabımı @arkadya_okumayadevam grubumuz için seçtim. Uzun zamandır kitaplığımda bekliyordu. İsim konusunda aslında kararsız kaldım acaba başka bir isim olabilir miydi diye ama zaten ismi ve kapağı görünce dikkat çekiyor ve hemen merak ediyor o ayrı... Ayrıca kitabımız aslında
Lanet
LanetPaul Wilson · Arkadya Yayınları · 2017167 okunma
152 syf.
·
Not rated
Çok değişik bir karakter ile tanışmaya hazır olun. Karşınızda Meissen fabrikası porselenlerini toplamaya çocuk yaşında karar vererek buna hayatını adamış birde ‘kurtarmak’ diye de koleksiyonunu adlandırmış Kaspar Joachim Utz, kısaca Utz. Daha kitabın ilk sayfalarında kendi planladığı cenazesinden karakterin ne kadar değişik olduğunun sinyallerini de zaten alıyorsunuz. Cenaze töreni ile başladığımız romanda geriye gidiyoruz ve önce Utz ile görüşüp bize koleksiyonu tanımaya fırsat tanıtan gazeteciyi tanıyoruz. İki odalı evinin kapılarını gazeteciye açan Utz nin porselen koleksiyonu dillere destan. Öyle ki dönemin rejimi koleksiyona el koymak isterken Utz; bırakın koleksiyonu bağışlamayı düşünmesini, İkinci Dünya Savaşı sonrası Pragı zaten koleksiyonundan ötürü terk edememiş. Tam da düşündüğünüz gibi Utz’ninki tam olarak koleksiyonuna tutsak bir hayat. Kafasına şehri terk etmeyi koyup yılda bir kere yurtdışına çıkma özgürlüğünü kullanarak gidiyor, fakat duramıyor ve dönüyor. Hatta koleksiyonuna yeni objeler alarak. Öylesine bir tutku… Kitabın sonunda bakın o koleksiyona neler oluyor. Utz nin çevresinden tanıdığınız birkaç kişi ile beraber kitabın sonunda yazar sevgili Bruce Chatwin bizi nasıl da şaşırtıyor. Kitap konusu itibariyle oldukça ilgi çekici olmasına rağmen anlatım dili bakımından bölümden bölüme anlatıcının değişmesiyle dikkatli bir okuma gerektiriyor. Son olarak şöyle bir düşündüm de gerçekten de eşyalarımızın bağımlısı mıyız? Hiç düşündünüz mü? Zamana yayarak bir sürü anıyla oluşturduğunuz koleksiyonunuzu siz elinizden bir kalemde çıkartıp atabilir miydiniz?
Utz
UtzBruce Chatwin · Can Yayınları · 202456 okunma
352 syf.
4/10 puan verdi
AKMIYOR... Acı çeken kadınlar nedense romantik komedilerin vazgeçilmez noktası olsa da fibromiyaljiden muzdarip bir kadın karakterle ilk karşılaşımdı bu yüzden orijinal buldum. Red'in de ilk sahnesi klozet açmaktı mesela bu da pek karşılaştığımız türden bir manzara değildi. Genelde başrol erkekler hep ilah gibi görünürler (ki Red de öyle
Hayatını Yaşa, Chloe Brown
Hayatını Yaşa, Chloe BrownTalia Hibbert · Artemis Yayınları · 2023175 okunma
Hadisenin esası iyi kötü ne olursa olsun maksat gönül rahatlığına ermektir. Biz karımla bu huzuru bulmuştuk. Çoğumuz böyle değil miyiz? Hayatın bazı sahte durumlarını gerçeğe almak gafletiyle yaşayıp gidiyoruz. Hep aldatmak, aldanmak oyunları içindeyiz. Ahlaki, toplumsal, ailevi şuurumuzdan gizlenen öyle hakikatler vardır ki anlamayarak ıstıraplarından kurtulduğumuza sevinmeliyiz. Bir saat sonra öleceğini bilmeyen adamın zihni huzuru gibi.
Sayfa 44 - İnkılap Kitabevi
Reklam
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 hours
Merhaba arkadaşlar. Dorian Gray, Oscar Wilde okurlarının en beğendiği eserlerden biridir. Bunun bir çizgi romanı olması ve bir de epey uzun yıllardan sonra NTV tanıtımı gördüğümde, başlamak için sabırsızlanıyordum. Bir insanın yayımladığı tek romanın aynı zamanda onun en iyi eserlerinin de başında gelmesi çok önemli bir başarıdır. Bu başarının
Dorian Gray'in Portresi (Çizgi Roman)
Dorian Gray'in Portresi (Çizgi Roman)Oscar Wilde · NTV Yayınları · 2010183 okunma
bazen üzerine düşündüğüm bir konu var; acaba diyorum bulunduğumuz hız ve haz çağında birbirimizin aynısı mıyız yoksa bizi birbirimizden ayıran keskin çizgiler var mıdır? varsa da nasıl fark edilir? daha sonra kendi kendime el-cevap olarak diyorum ki; bence bizi birbirimizden ayıran çok keskin bir çizgi var. fakat bu keskin çizgi hız çağındaki bir insanın öyle kolay kolay fark edeceği bir şey değildir. yalan ve yanlışın kol gezdiğini de düşünür isek yanılma payı da su götürmez. öyleyse birini diğerlerinden ayırmak zanlarla olacak iş değildir. zaman ve emek ister.. nasıl ki bir kitabın okunup anlaşılması için emek ve zaman sarfediliyor aynı şekilde insanın da okunması ve üzerine tefekkür edilmesi gereken derin bir kitap olduğunu varsaydığımız da aynı şeyden bahsedebiliriz. yâni hiçte hız çağı insanının işi olmayan bir şeyden bahsetmiş oluyoruz. gerçek mânâda keskin çizgilerle ayırmak istiyorsak, kendimizi de hız çağından o keskinlikle ayırmamız gerekiyor.
Dünya Adil Bir Yer Değil
Bugün dünyadaki 35. yılım, doğum günüm. Cahit Sıtkı’nın deyişiyle: “Yolun yarısı”. Bu zamana kadar yaşadıklarımdan, şahit olduğum binlerce hayat hikâyesinden, kendimce okuduğum kitaplardan, dinlediğim müziklerden, izlediğim filmlerden bir terapist olarak şunları öğrendim: İnsan nisyanla malüldür ve fena halde hüzne, hüsrana mahkûmdur. Her hal
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.