Herkesin oynadığı oyuna sen de katılırsın. Mutlu görünme oyunudur bu. Her şey harikadır burada. İnsanlar çok keyiflidir. Herşey muhteşemdir. Eğlenceler çılgıncadır. Sanki biraz çaba harcasan, kendinden, içindeki yabancıdan kurtulman an meselesidir. Yüzünü mutlu görünme oyununa göre ayarlarsın. Baktığın, dokunduğun, kokladığın her şeyden çok farklı bir tat alıyormuş gibi olmalıdır yüzün. Şaşarsın yüz kaslarının bu kadar çabuk değiştiğine...
Ama zaman geçtikçe yüz kasların yorulur. İçindeki acıyı saklayamaz olur. Hayır, insanlar çok da keyifli değildir, burada. Eğlenceler aptalcadır ve boşluk doldurma çabasıdır. Doğa, herkesi içine öyle kolay kolay almaz. Mutlu görünme oyunu çok yorucudur. Hüznün üzerindeki o kirli örtüyü, gizli bir utançla kaldırırsın. Bu örtüyü kaldırır kaldırmaz, geçmiş, unutmak istediğin her şeyle birlikte gelir. Hüznünle birlikte içindeki yabancı da uyanır. Böyle görünmek istemezsin kimseye. Bu acını yansıtan yüzünle görünmek istemezsin kimseye. Hem, mutlu görünmek böyle yerlerde zorunludur. Bu zorunluluğa uymayanlar, mutlu görünenler tarafından küçümsenip, dışlanır...