Bir gününüzü düşünün. Selamlaştığınız, tanıştığınız, izlediğiniz insanları… Hayatımızdan bir şekilde sessiz sedasız geçip gidiyorlar. Bu insanlar bir araya gelince de ya bir kitapta ya da bir filmde yer alıyorlar.
Nakano’nun dükkânına gelen her eşyanın, insanın bir hikâyesi var. Biz bu hikâyeleri dükkân sahibi Nakano, ablası Masayo, dükkânda çalışan Takeo ve Hitomi aracılığıyla öğreniyoruz. Anlatıcımız ise dükkânda en son çalışmaya başlayan Hitomi.
İnsanların eşyalarla bağlarını, insanların insanlarla bağlarını ve aşkı mucizeler yaratmadan bize sunuyor. Öyle abartısız, bir suyun yavaş yavaş akışı gibi okuyorsunuz.
Bir bütün değil de birkaç sene içinde yaşanan anlar bu dört kişi aracılığıyla bağlanmış sanki.
Beni şaşırtan ve heyecanlandıran hiçbir durum olmadı desem tam olur. Okurken sıkıldım mı? Hayır. Özellikle yaz aylarında hoşça vakit geçirmek için okunabilir.
Takeo, bu kadar içine kapanık ve mesafeli olmak zorunda mıydın? Aşk, hep böyle belirsizliği mi sever?
Son olarak Japon kültürüne ait yiyecekleri ve terimleri öğrenmek de ayrıca keyifliydi.