Allah'a inanıyorum. Ben bir diriliş işçisiyim. Allah kentinin işçisiyim. Allah'ın övdüğü, beğendiği İslâm toplumunu ören, toplumunun örülen duvarında en küçük bir kum tanesi olmaktan öte öğüncüm olamaz.
Ne çok ister insan büyük kederlerin ardından ölüp gitmeyi de, başaramaz. Ruh, başına kara bir hale takarak göğe yükselmek için çırpınır ama vücut dünyalıdır; yer, içer, yaşar.
İlle bir ölçü lazımsa; yalnız insanın değil, hayvanın, hatta nebâtın dahi hakkını vermek, hakkına riayet etmek... İleriliğin, geriliğin gerçek ölçüsü bu olmalıdır. Zenginlik olmamalıdır.
Nefs, ahâlînin itibarından çok hoşlanır. “Bana hürmet edilsin” fikri çok hoşuna gider. Çünkü itibar benliği şişirir. Hâlbuki adam olmak, hürmet görmekte değildir, hürmet göstermektedir.
Muhabbet bir müessesedir. Her müessese gibi yaşaması için gıdaya ihtiyacı vardır. Muhabbetin gıdası, izhârdır. Ortaya koymak, açığa çıkarmak, sevdiğini söylemek, dokunmak, duymak gibi... mutlaka izhâr etmek gerekir.