"Bu arada, çölün sadece kaderciliği ve her türlü “yeniliği” nahoş karşılayan aşırı bir muhafazakârlığı değil, aynı zamanda “nüanslara ve alegoriye yer vermeyen katı bir dili” ve hatta “estetik yoksunluğunu”
ürettiğini de söyleyelim. Bu kültürün temsilcilerinin “ne mimari anlamında, ne resim anlamında, ne müzik anlamında ne de diğer sanat dallarında dişe dokunur bir
ürün ortaya koyamaması” bir rastlantı değildir."