İçerde bir sürü papağan vardı, açlıktan çıldırmış durumda oradan oraya konuyor ve kendilerine öğretildiği gibi durmadan "Padişahım çok yaşa!" diye bağırıyorlardı....
Şaşkınlığı biraz yatışan heyetin başkanı "Bırakın dağılsınlar. Ahali de bu kuşlardan daha akıllı değil.”
Dalkavukluk isteyen bir derde müptelâsın
Münasiptir efendim, bugün dünden âlâsın
Hülâsa başımızda bir püsküllü belâsın
Kimseler söz edemez gözün üstünde kaşa
Biz de sağır, kör olduk padişahım çok yaşa!
Sarayın etrafındaki beş on kişi hariç; ordu, memur, halk, herkes, sabah akşam onu düşünüyor. Onun fenalıklarını... Memlekette iki ses var: Padişahım çok yaşa! Kahrolsun Abdülhamit!