Şüphe yok ki yüzlerce hafiye bu kalabalığın içinde idi ve korkularından titreşiyor ve halkı “Padişahım çok yaşa” bağrışmasına sık sık teşvikle kelbî sadakatlerini son gayretle sarf ediyorlardı.
Kâmil Bey suratını ekşiterek Zekeriya Hoca’ya döndü:
“Burada bir paket olacaktı Hoca Efendi.”
“Nasıl paket?”
“Bugün getirilen paket...”
“Haaa. Buradaydı.” Hoca gözlerini bir hoş kırpıştırdı. “Bavula mavula...”
“Yok, birisi şaka olsun diye almasın?”
Hoca güldü:
“Sahi, dur hele. Seringel Ağa aldı demin gibime...”
“Neden alıyor?”
“Bilmem. Meraklandı,