aylar önce sevdiğim adamın gönderdiği kitap. gerçi o, ona böyle seslenmemi sevmezdi. Dune'dan Paul diyeyim. gönderdiği zaman başlayıp yirmi sayfaya yakın okumuştum. daha sonra beni tüm sevgimle tek başıma bırakıp gidince rafa geri koymuştum. o zamanlar hiçbir şeye gücüm yoktu. aylar sonra okuyabildim. bitmeyen bir aşk, bir özlemle.
edip bey... neredeyse tüm arkadaşlarıma anlattım bu öyküyü okuduktan sonra. akıl sınırlarımı aşan olaylar ve edip bey'in hayal dünyası... bihter'in evliliğini kurtarmaya çalışıp sonunda ölmesi beni çok üzdü. kendimi de hatırlatmadı değil. bir sevgili uğruna sen de benim gibi yanma arkadaş... bihter yandı, biz yanmayalım.
ikinci hikaye hakkında fazla yorumum yok sadece hasan'a hakaretler yağdırdığımı hatırlıyorum. bir de gülabi'nin iyi niyetini nasıl suistimal ettiklerini...
jerkovski... tam bir ters köşeydi. ne diyeceğimi bilemiyorum sadece duvarımda asılı olan sokakta bulduğum ahmet ümit posteriyle bakışıyoruz. muazzamdı.
teşekkür ederim şarkıcı çocuk. yaşadığımız ve yaşayamadığımız her şey için. en azından ölmedik, öldürmedik birbirimizi. sana hâlâ şiirler yazıyor ve özlüyorum. evgenia'nın da dediği gibi;
"... çünkü şairler aşklarına asla ihanet etmezler."