Bariz aşk hikayesinin ötesinde, bu romanda vurgulamak istenilen şey hepimizin düşündüğü konular hakkında yansımalar: sosyal sınıflar, para ve güç arasındaki farklar, arkadaşlık, sevgi ve sevildiğini hissetme ihtiyacı, mutluluk; yalnızlık, gurur ve tutku.
İlonka bize her aşk ilişkisi için bir ikilem yaratıyor: kimin daha çok sevdiğini. Her zaman daha çok seven, ilişkinin yürümesi için kendinden daha çok vazgeçen birilerinin var olduğunu ..Sorun, karşılıksız olduğunu hissettiğinde ve aynı seviyede teslim talep etmeye başladığında ortaya çıkar. Belki de veremeyeceği bir şeyi neden başkalarından talep ettiğimizi düşünmeliyiz; hepimiz aynı şekilde sevmiyoruz ve bunu aklımızda tutmamız önemli (tabi ki kötü muamelelerin olduğu durumları kastetmiyorum).
Peter bize tutkulu bir aşk arayışını anlatıyor. Tek aşk. Mutlu olmak için bir başkasına ihtiyacımız olduğu inancı sorgulamamız gereken bir şeydir, çünkü mutluluğumuzu sürekli başkalarında ararsak asla birbirimizi tanımayı ve bizi mutlu eden eylemleri teşvik etmeyi başaramayız.
Son monolog Judit. Bu karakterin ne düşündüğünü anlamak zordu çünkü duyguları sürekli karışıyordu. Söyleyebileceğim tek şey, konumunu yükseltmeyi başaran ve bundan gurur duyan birinin durumunu ortaya koyduğu. Kendisinden farklı olanları anlamak istiyor, ancak önyargılarını bir kenara bırakamıyor ve bu her zaman "birbirimizin tenine girmemizi" engelliyor.
Harika bir okuma. Zamanınız olduğunda okumanızı tavsiye ederim.
