Hiç şüphesiz bu gözlerden kendi içine bir şeyler doluyordu. Bunlar, aklımız için ne kadar paradoksal olursa olsun, mânâları anlaşılmayan mânâlardı. Gözün kendi cevheri, etrafındaki adale ve deri çevresindeki ürperişlere ve kımıldanışlara muhtaç olmadan, karşısındakinin içine dolan ruh muhtevaları püskürtüyordu.
Sayfa 172Kitabı okudu
Atomculuk fiziksel dünyanın gerçekliğini, çoklukçu bir teori aracılığuyla Elea mantığının kaçınılmaz etkilerinden kurtarmak için ortaya koyulan son ve en başarılı prişimdir. Bu düşüncenin rakiplerine göre Anaksagoras'in tohumlarının sonsuz bölü nebilirliği ve niteliksel farklılıkları, sorudan kaçınmak gibi görünüyordu ve onlar da çözümü daha
Reklam
Fikir, dünyanın en paradoksal şeyidir. Beden fikirlere fetişmiş­çesine bağlanır. İçinde bir fikir barındıran beden büyüleyicidir. Sıradan bir tokat, şeref, ceza ve sair fikirlerle ölümcül bir etki ya­ratabilir. Bununla birlikte fikirler, en güçlü oldukları konumda asla çok uzun süre kalamaz; havayla temaslarında sürekli olarak farklı ancak biçimsiz şekillere giren maddelere benzerler. Bunu birçok defa tecrübe etmişsindir. Çünkü fikir dediğin aslında sen­sindir, senin belli şartlardaki halindir. Bir şeyler sana nefesini üfler ve tellerin tıngırtısının ardından notanın gelişi gibi bir şey olur: Karşına sesin yansımasına benzeyen bir serap çıkar sanki; ruhunun karmaşasından sonsuz bir hat biçimlenmiştir ve dün­yanın tüm güzellikleri bu hattın üzerinde duruyor gibidir. Çoğu zaman bir tanecik fikrin etkisidir bu. Ama bir müddet sonra o fikir, daha önce sahip olduğun tüm diğer fikirlere benzemeye başlar, onlara tabi olur; görüşlerinin ve mizacının, prensipleri­nin veya ruh hallerinin bir parçasına dönüşür; artık kanatlarını yitirmiş, esrarengiz bir sabitlik kazanmıştır.
"Kendi fikirlerine göre yaşamak istiyorsun," diye söze başlamıştı, "ve bunu nasıl yapabileceğini öğrenmek istiyorsun. Ama fikir, dünyanın en paradoksal şeyidir. Beden fikirlere fetişmiş­çesine bağlanır. İçinde bir fikir barındıran beden büyüleyicidir. Sıradan bir tokat, şeref, ceza ve sair fikirlerle ölümcül bir etki yaratabilir. Bununla birlikte fikirler, en güçlü oldukları konumda asla çok uzun süre kalamaz; havayla temaslarında sürekli olarak farklı ancak biçimsiz şekillere giren maddelere benzerler. Bunu birçok defa tecrübe etmişsindir. Çünkü fikir dediğin aslında sensindir, senin belli şartlardaki halindir. Bir şeyler sana nefesini üfler ve tellerin tıngırtısının ardından notanın gelişi gibi bir şey olur: Karşına sesin yansımasına benzeyen bir serap çıkar sanki; ruhunun karmaşasından sonsuz bir hat biçimlenmiştir ve dünyanın tüm güzellikleri bu hattın üzerinde duruyor gibidir. Çoğu zaman bir tanecik fikrin etkisidir bu. Ama bir müddet sonra o fikir, daha önce sahip olduğun tüm diğer fikirlere benzemeye başlar, onlara tabi olur; görüşlerinin ve mizacının, prensiplerinin veya ruh hallerinin bir parçasına dönüşür; artık kanatlarını yitirmiş, esrarengiz bir sabitlik kazanmıştır."
Hiç "sabahladığınız" ve ertesi günü de uyanık geçirdiğiniz oldu mu? Olduysa ve bir şeyler hatırlayabiliyorsanız kendinizi gerçekten sefil ve uykulu hissettiğiniz anların yanı sıra, çok uzun süredir ayakta olmanıza rağmen paradoksal bir şekilde daha ayık hissettiğiniz anların da olduğunu hatırlıyorsunuzdur. Neden?
Boşluk hissi, depresyon ve borderline kişilik bozukluğunun temel semptomudur. Borderline kişilikler, genellikle kendilerini hissedemezler. Sadece kendilerini keserken bir şeyler hissederler. Depresif başarı/ performans öznesi için kendi, ağır bir yüktür. Kendinden yorulmuştur. Kendi dışına çıkmaktan aciz bir halde, inatla kendine sarılır ve bu da paradoksal bir biçimde kendiliğin boşalmasına ve içinin oyulmasına neden olur. Kabuğuna çekilmiş, kendi içinde hapsolmuş halde ötekiyle tüm bağını yitirir. Kendime dokunurum, ama sadece ötekinin dokunuşuyla kendimi hissederim. Öteki, istikrarlı bir kendiliğin oluşumu açısından kurucudur.
Sayfa 31
Reklam
"Bu arada o sıkıntıların, bunalımların sara hastalığının tam nöbet gelmeden önce (nöbet uyanıkken geldiyse) bir aşaması olduğu, gerilim sırasında beyninin bir anlığına aydınlandığı, yaşam gücünün olağanüstü güçlendiği gelmişti aklına. Bir şimşeğin çakması kadar kısa olan bu anda yaşam duygusu da, kendini algılaması da on kat artıyordu. Aklı,
Bilmediğini bilme
MÖ 430 civarında Sokrates'in doğa felsefesinden uzaklaşmasına neden olan entelektüel krizi hızlandıracak bir olay gerçekleşir. Sokrates'in arkadaşı Khairephon'un sorguladığı Delphoi kâhini, Sokrates'ten daha bilge kimsenin olmadığını söyler ve Sokrates bu sözleri nasıl yorumlaması gerektiğini bilemez. Sokrates bilge olmadığının
Sayfa 131Kitabı okudu
İşin komik yanı, bir şeyler hakkında düşünmemeye çalıştığınız zaman ne hakkında düşünmeyeceğinizi hatırlamanız gerekiyor. Böylelikle hafızanız paradoksal bir şekilde düşünceyi aktifleştirecektir.
Paracelsus, Pico de la Mirandola, Fichino ve yoldaşları dö­ nüşümün majik felsefi Pansofik bileşimini başlatmış olabilirler­ di. Bununla birlikte, bu Pansofik ya da Teozofik sentez en büyük meyvesini, İngiliz Rönesansı okültistleri John Dee, Thomas Va­ ughan ve Robert Fludd'un yazılan ve etkinliklerinin yanı sıra Fa­ ma Fraternitatis,
96 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.