Gözlerinden dökülen yaşlar kazanın içindeki suya karışıyordu, kalbi göğüsünde küçük bir kuş gibi çırpınıyordu. Bu kaçıncı tattığı ölüm korkusuydu? Kaç tane daha tatması gerekiyordu? Nice hayallerle çıktığı yol nereye varmıştı? Bu ne biçim kaderdi? Böyle kaderin ta içine s...çardı.
Beklemek,
Dilim dilim geçerken zaman gözünün önünden
Jiletleyesin gelir kendini bir ah demeden
Hafakan mıdır, buhran mı orasını bilmem ben
Beklemek, bir sigara yakıp çektiğin sıkıntıdan ölürken
Bir varız bir yokuz adı
Bir yalnızlık fırtınaları
Bir sana kapılma kasırgaları
Kalbimden ciğerime süzülen dokunman
Hayatta
Gözlerimi kapatmam
Kan, ateş, şarap, sen, ben
Neden, ne kadar istersen
Bu gece hepsi benden
Madem ki diyalog bitti, o halde Red Kit gibi atıma binip, "Ben Yalnız Bir Kovboyum"şarkısını söyleyerek yola koyulmalıydım. Islığım karanlığa Karışmalı, karanlık, ıslığımdan korkmalıydı.
Yalnızlığın bana yakıştığını söylüyorlar. İyi duruyormuş üzerimde; renkleri sade ve uyumluymuş. Dikimi kusursuzmuş. Bu mahir terzinin adını öğrenmek istiyorlar. Söyler miyim hiç! Konfeksiyon yalnızlıklar ne güne duruyor. Söyler miyim hiç!