Parrhesia
Genel suskunluk dönemlerinde çoğunluğun sessizliğine uymak, hiç kuşkusuz ayıp. Herkesin çok laf ettiği dönemlerde, önemli olan, laf kalabalığı arasında yitip gidecek doğruyu söylemek değil, bunu öncüllerden yola çıkarak ve söylenen şeye en büyük değeri verecek sonuçları içerecek biçimde söylemektir.
Sayfa 85
" Doğruyu söylemek, aslında ilkin antik Yunan'da kullanılan " Parrhesia " kavramını akla getirir."
Reklam
Zihin kitabımın sayfalarını yaktım. Küllerinden koza yaptım. Bugün büyüdüm ben Uçma zamanı geldi havalandım. Martın başında anne karnı huzur elfida Martın sonuna doğduğumdan sözlerim parrhesia Ben bir ayrılık hikayesi okudum Okuduğum şiirlerde aşkın tarifi fictohilia Kitabı yakmam için tesellilerden koleksiyon yazmışlar Bugün Ruhi Mücerret gibi 100 yaşıma bastım . Hani bana kuvvetli alkışlar Gelmeden doğum günüm hediyemi almışlar. Sağ olsunlar...
Platon'a göre demok­rasi, nihayetinde "özgürlük ve doğru sözlülükle (eleutheria ve parrhesia) dolup taşan bir devlet", "çok renkli alacalı bir devlet", "herkesin kendi fikrini ifade ettiği, kendi kararlarını izlediği, kendi kararlarını uyguladığı ve istediği gibi davrandı­ ğı, birliğin olmadığı bir devlet" üretir. Demokrasi bugün bu durumdadır. Herkes ne istiyorsa iddia eder. Bu yüzden toplu­mun birliği doğrudan tehlike altındadır.
Yargıçlar tarafından suçunu itiraf etmeye zorlanan bir maktul parrhesia kullanmaz. Ancak eğer ahlaki zorunluluk sonucu suçunu bir başkasına itiraf ederse, o zaman parrhesia ediminde bulunmuş olur.
Eğer bir mahkeme esnasında aleyhinde kullanılabilecek bir şey söylersen, dürüst olmana, söylediğin şeyin doğru olduğuna inanmana ve bu şekilde konuşarak kendini tehlikeye attığına inanmana rağmen parrhesia kullanmamış olabilirsin. Zira parrhesia da tehlike daima söylenen hakikatin dinleyiciyi incitebilecek ya da öfkelendirebilecek nitelikte olmasından kaynaklanır. Bu nedenle,parrhesia daima hakikati söyleyen ile dinleyici arasındaki bir "oyundur. Söz konusu parrhesia, örneğin dinleyicinin belli bir şekilde davranması gerektiği ya da düşüncelerinin, edimlerinin vb. yanlış olduğu şeklinde bir uyarı olabilir. Konuşmacının, kendisi üzerinde güç kullanabilecek ve yaptıklarından dolayı onu sansürleyebilecek ya da cezalandırabilecek birine hitap ettiği durumlarda, parrhesia, konuşan kişinin yaptığı bir edimin itirafı olabilir. Yani gördüğünüz gibi parrhesia' nın işlevi bir başkasına hakikati ispat etmek değil, eleştiri sunmaktır
Reklam
Bir insan ancak hakikati söylemenin risk ya da tehlike arz ettiği durumlarda parrhesia kullanıyor sayılır ve parrhesiastes olarak kabul görmeyi hak eder.
Foucault'nun 'Parrhesia' modeli
Konuşmacı kendi özgürlüğünü kullanır ve inandırma yerine dürüstlüğü, sahtelik ya da sessizlik yerine hakikati, hayat ve güvenlik yerine ölme riskini, dalkavukluk yerine eleştiriyi ve kişisel çıkar ve ahlaki kayıtsızlık yerine ahlaki ödevi tercih eder.
Sayfa 193Kitabı okudu
"İçe dönük parrhesia büyük bir devrim heyecanını önce sinelerde yapılması gerektiğini anlatır bize. Sinelerde baş- lamayan bir devrimin toplumsal gerçekliğinin imkansız olduğunu söyler. Bu minvalde denilebilir ki içe dönük parrhesia peygamber-i bir eylemdir. İçe dönük parrhesia "Ne Yapmalı" sorusundan önce "Nasıl Anlamalı” sorusunu sorar. Çünkü ilk adım "anlamdır"."
Parrhesist...
"İçe dönük parrhesia aslında bir varoluş eylemidir. Sürekli "kendini kurma" girişimidir. Kötülüğün farkına varma ve aydınlık arayışıdır. Bu ı arayışın ilk durağı yalnızlık ve kaygıdır. Ama bu umutsuzluk değil, yaşamın anlam bulması için varlık dünyasını tanımlama olanağıdır. Bununla beraber insan anlamsız bir varlık, hayat ise boş birşey değildir. İçe dönük parrhesia'yı pratikleştiren kişi ise bu gerçek karşısında "bulantı" yaşamaz. Bilakis varlığı omuzlarında hisseder, anlamı arar, varlığı okur, özgürlüğü yakalar, doğayla barışır, zamanı anlar, insanı anlamlandırır, iyiyi farkeder, kötülükle mücadele eder, sevgiye sanat olarak bakar, merhameti inşa eder, adaleti kutsar. Önce hakikati, doğruyu ve iyiyi kendine söyler."
Reklam
Hayatının tehlikeye atıldığı bir parrhesia oyununu kabul ettiğin zaman, kendi kendinle özgül bir ilişkiye girmiş olursun: Hakikatin söylenmemiş halde kaldığı bir hayatın güvencesi altında kalmaktansa, hakikati söylemek uğruna ölümü göze almış olursun.
Sayfa 14
Ve içe dönük parrhesia'yı Zerdüşt şöyle anlatacaktır: Kötüye Diren! Ondan korkacağına, ona adaklar adayacağına, onu yatıştıracağına ona diren, kötüden kurtuluşun tek yolu, kötü olan her şeye direnmektir. Kötü her yerdedir. Senin beynindeki düşüncede, senin dilinde ve eyleminde kötüyü ara ve ona diren. İçine dön, içini dinle, kalp ateşinin (atrium) yanı başında; seni baştan çıkarmaya çalışan kötünün fısıltılarını duyacaksın. Ateşli doğru ile korkutucu kötünün mücadelesini kendi nefsinde yakalayacaksın.
Sayfa 28
Resim