"Düşünsene Peter, şu yeryüzünde yaşayan her insan sadece tek bir insana mutluluk sağlasaydı. Ama gerçek ve devamlı bir mutluluk.
Bütün dünya mutluluğa erişirdi o zaman."
Hâlâ yağmur yağıyordu. Yine arabada, yanımdaydı,yoldan her sabah ki gibi yine arabalar geçip geçip gidiyordu, yabancı insanlar , yabancı alınyazıları, yabancı arabalar, yakında,hem çok yakında, hem de dünyalar kadar uzakta.
"Benim için, yalanla beslenen ülküleri, zevzeklikleri olmayan bir adamdınız, duygu gibi boş ve havada asılı şeylere pabuç bırakmayacak bir adamdınız... Aşk şöyle dursun hele."
Çok güç bir çağda yaşıyoruz. Daha ne kadar bir arada kalacağımızı kimse bilemez.Belki yeni bir savaş bizi birbirimizden ayırır bakarsınız
Ya da hastalık....kaza... ölüm...
Bay Jordan, çağımız bizden yalnız yepyeni bir dünya görüşünü kabul etmemizi değil, o dünya görüşünü bulmamızı da istiyor, çünkü bizler, bilinenin henüz başındayız daha, ancak başındayız.Başımız böylesine derde girmemişti hiç.Eski dinler,eski izinler aksıyor.
Parçalanmış atom, tepemizde bir gözdağı.
Bize kim öğüt verecek ? Bizleri sayısız korkumuzdan kim kurtaracak, baş edemediğimiz şu hayattan, çağımızın yaşantısından kim aydınlığa çıkaracak?
"--Sakin ya da öfkeli, üzgün ya da neşeli, olumlu ya da olumsuz bir tepki gösteririm. Beyin böyle çalışıyor işte."
Böyle çalıştığını sanıyoruz aslında çok az şey biliyoruz,Bay Jordan. Her şeyi bilenler sadece budalalardır.
Dünyamızın yeniden doğduğu bir çağ yaşıyoruz. Henüz denenmemiş, henüz yeteri kadar tadılmamış olduğu için, yeni fikirler büyük kitlelerce benimsenmiyor. Onun içindir ki hala bir kaos içindeyiz. Ne var ki şu yaşadığımız çağ aynı zamanda bir mantık çağı.
Gözlerinizi bir saniye kapar ve kendinizi başka bir zaman içinde, başka bir ülkede , başka insanlar arasında bulursunuz. Geçmiş günler birdenbire yanıbaşımızdadır. Şimdiki zamanı silip süpürmüştür. Kirpikleriniz bir açılıp kapanıncaya dek tek bir soluk alıp verme arasında, içiniz dünkü günlerle dolar....